Sağ siyasetçilerin, sık sık, seçim malzemesi yaptığı, siyasal İslamcılarla, cemaat ve tarikatların aldatma ve sömürü meselesi yaptığı; başın örtülmesi farz mı, örf mü?

Klasik ilahiyatçılara göre farz denilirken, Kur’an kaynaklı ilahiyatçılara göre farz değil, örftür.

Örf demek, Arap ve Arap Yarımadasına göre olan gelenektir.

Şöyle bir mantık ve silsile yürütürsek;

Çok eski kaynaklara gidersek, kadın kölelerin yani cariyelerin başı açık, hür kadınların ise başları kapalı imiş. Bir birlerinden bu yolla ayırt ediliyorlarmış.  Oysa kadın cariye de olsa, hür de olsa kadındır. Eğer bu bir farz olsaydı, kölelerinde başları örtük olmalıydı.

Hadis kitaplarına bakılırsa, şöyle bir izah var.

İslâm öncesi cahiliye günlerinde kadınlar, başın arkasında bağlanan bir tür başlık kullanırlardı. Gömleğin yakası da, boynun önünü ve göğsün üst kısmını dışarıda bırakacak şekilde açılırdı. Göğüsleri örtecek gömlekten başka bir şey yoktu ve saçlar bir veya iki çift örgü halinde arkaya bırakılırdı. (El-Keşşaf cilt: 2, sh. 9', İbn Kesir, c: 3, sh: 283-284)

Şunu da ekleyebiliriz; o zamanlar sutyenin olmadığı, çeşitli fazla giyeceğin olmaması da buna etken/neden olabilir.

Göğüs bölgesinin dekoltenin belli olmaması için o başörtüsünü, arkadan alıp ön tarafa yani dekolte tarafında toplamak, o bölgeye yoğunlaşmak, duyarlı olmak... Yani bi düzeltme söz konusu oluyor... Araç başörtüsü gözüküyor, amaç açık olan yerin yani göğüs bölgesinin kapanması. Mesaj budur kanaatindeyim...

Ayetler lafzı olarak yerel, ilkesel ve işaretiyle evrenseldir... Bunu kimse göz ardı edemez.

Günümüzde köle/cariye var mı, bazı gönüllü kapatmalar hariç, bildiğim kadarıyla yok. Herkes hür, giyim-kuşam, giysi çeşitliliği de çok.

Göğüs bölgesi herhangi bir örtüyle/elbiseyle kapatılabilir. Modern zamanda sözde giyinmiş çıplaklardan; yani herkesin gördüğü, şahit olduğu ince/dar giyinip göğüslerin avret yerlerin açıkça belli edilmesi, dişiliğini ön plana çıkartan kadınlardan bahsetmiyorum.

Bana göre bu tür giyinmeler, yanlış giyimdir.

Tahrik unsuru olabilir. Sonuçta taciz, lafla sataşılma, incinme, eziyet gibi hoş olmayan karşılaşılma durumu yaşanabilir, yaşanmakta da.

Kadının toplum içinde güvende hissettiği kıyafeti onun, tercihidir doğru kıyafetidir.

İslam ülkelerinde, kadın-erkek Cuma namazı kılınmasına bile evet demeyen klasik ham ilahiyatçılar; kadın-erkek karışık Kâbe’de tavaf etmelerine ses çıkaramıyorlar.

Haşa Tanrı bunlar kadar düşünemiyor mu?

Ben ilahiyatçı değilim. Okuyan, araştıran bir birey olarak düşünüyorum. Zira Kur’an, 800 den fazla ayette düşünmeye, düşünceye, akıl erdirmeye, aklı kullanmaya vurgu yapmaktadır.

Bundan cesaret alarak:

Başörtüsü Müslüman kadınlarına, örfü bir gelenektir.

İsteyen örter, istemeyen örtmez. Başörtüsünün zorunluk olmadığı düşüncesindeyim.

Kanaatim o ki,

ilk şekil olan cahiliye giyim tarzı, tarihi kaynaklarla da uyum gösterdiğinden ayetle zaten başı örtülü olan kadının açık yerlerinin örtülmesi isteniyor.

İstenen mesaj: AÇIK OLAN ZİYNET/ALIMLI/CEZBEDİCİ GÖĞÜS BÖLGESİNE DUYARLI OLUNMASI, O BÖLGENİN KAPATILMAK İSTENMESİDİR.

Arap Yarımadası’nda başlar, iklim gereği zaten örtülüdür.

Mekke’nin çöl ikliminde, yakıcı sıcağında ve devasa kum fırtınalarında olması gereken de; başın örtülü olmasıdır.

Esen kalınız.