Aziz Türk Milleti gerçekleri yavaş yavaş görmeye ve anlamaya başladı. Evet, gerçekler öyle kolay kolay ortaya çıkmaz, ama bir kez ortaya çıkınca da sanki ortada bir sır kalmamış gibi olur. Henüz milletvekili olmadan, Başbakan olma pazarlığını Başkan Bush ile yapan Erdoğan’a o toplantıda FETÖ ile işbirliği yapması talimatı verilmişti. Ah, ne kadar da stratejik bir zeka ürünü!
Erdoğan’ın, ailesinin ve bazı bakanlarının Türkiye dışındaki mal-para-ortaklık belgelerinin açıklanması için, ABD Temsilciler Meclisinde komisyon kurulması kararının alınması üzerine yazdığım, konuştuğum yazı ve sözlerle ilgili olarak da tek dava açmadılar. Türk Milleti şunu iyi bilsin ki, yakında inkar edilemeyecek bu belgeler açıklanacak ve ak popo-kara popo ortaya çıkacak. Hangisinin hangi popo olduğunu tahmin etmek çok zor değil aslında... Ne de olsa bu popo oyunu çoktan başlamıştı!
15 Temmuz’un Gerçek Yüzü (!)
FETÖ ve Erdoğan’ın İlişkisi
FETÖ’yü ABD’nin emriyle kim hükümete ortak etti? Erdoğan!
FETÖ ile 11 yıl, aynı yönetimde kim bulundu? Erdoğan!
FETÖ’nün darbe yapabilecek güce erişmesine kim izin verdi? Erdoğan!
Kozmik Odaya, FETÖ’cü yargıcın girmesine kim izin verdi? Erdoğan!
Yüksek Yargıyı FETÖ’ye tamamen teslim eden kim? Erdoğan!
TSK yönetimine ve terfilerine FETÖ’nün erişmesine kim izin verdi? Erdoğan!
FETÖ ile, aynı menzile sahip olduklarını söyleyen kim? Erdoğan!
Kandırıldık, Türk Milleti ve Rabbim bizi affetsin diyen kim? Erdoğan!
Başka bir deyişle, 15 Temmuz’un yaşanmasının şartlarını oluşturan tek kişi var. O da Erdoğan! Allah affeder veya etmez, orası onun bileceği iş. Amma Türk Milleti asla affetmeyecektir. Neden mi? Çünkü kimse aptal değil. Herkes biliyor ki, AKP Ortağı FETÖ, uluslararası ligde iş tutacak bir oyun kurucu değildir. O bir piyondur. Onun iplerini tutan kuklacı ABD-CIA’dır. Erdoğan, bunu bilmeyecek kadar saf mıdır? Elbette değildir. O halde Erdoğan, bilerek ve isteyerek CIA ile birlikte çalışmıştır. Zaten, kim bilerek ve isteyerek yanlış yapmaz ki?
Sorumlular Yargılanmalımıdır
Bu ihanete izin veren, bunu Türk Milletinden saklayan dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, Bakanları, Kuvvet Komutanları, MİT Başkanı ve Emniyet Genel Müdürü yargılanmalıdır. Bu yargılamada, başlıca şu sorular yanıtlanmalıdır:
- 15 Temmuz’da 249 vatandaşımız öldürülmüş, 2195 vatandaşımız yaralanmıştır. Aynı gece 36 darbeci öldürülmüş, 49 darbeci de yaralanmıştır. Bu insanları kimler, hangi silahlarla öldürdü? Öyle ya, nereden bileyim, belki de birileri silahları yanlışlıkla karıştırdı!
- Erol Olçok ve oğlunu öldüren kurşunlar kimin silahından çıktı? Hadi bakalım, kim suçlu?
- Boğaz Köprüsü’ndeki boş kovanların balistik muayeneleri niçin yapılmadı? Balistik mi? Belki de balistik biliminde bir devrim yapmışlardır.
- Ölenlerin hangi silahlardan çıkan mermilerle öldürüldüğü, silahların hangi devlet kurumunun envanterinde olduğu neden belirlenmedi? Envanter mi? Ah, o envanter işleri çok karmaşık!
- 15 Temmuz’da havalanan ve halkın üzerine bomba ve mermi yağdırdığı iddia edilen ve Türk Milletinin malı olan uçaklar ve helikopterlerin uçuş emirlerini, kara kutularını, taşıdıkları bomba ve mühimmatın cinslerini, mühimmatın nerelerde kullanıldığını ve birliğe iade edilenlerin dökümünü niçin Türk Milletinden sakladınız? Evet, niçin sakladınız? Belki de çok önemli bir sır vardır...
15 Temmuz'un Tarihsel Önemi
15 Temmuz Darbe Girişimi, Türk tarihinde ilk kez yabancı bir devletin istihbarat kuruluşu, onun emrine girmiş satılmış bir silahlı terör örgütü (FETÖ) ve iktidarın bir bölümünün işbirliği ile Cumhuriyete, onun değerlerine ve demokratik rejime karşı yapılmış bir saldırıdır. AKP iktidarı, bu oyunu çift taraflı oynamış ve hedefi olan “Federal Siyasal Ümmet” devletine gitmek için kullanmıştır. Amaç neydi? Hedefi şaşırtmak mı yoksa sadece bizleri güldürmek mi?
Yazıyı, Büyük Önderimiz Atatürk’ün çok anlamlı bir sözü ile bağlayalım: “İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. O bedel bir gün mutlaka ödetilir!” Ödeteceğiz Atam, ama bağda ama dağda, mutlaka ödeteceğiz…
Ve tabii ki, bu tiyatro perdesi kapanmadan, kahkahalarımızla birlikte izlemeye devam edeceğiz!