Müslüman Türk milletinin tarihi boyunca gördüğü en büyük ihanet şüphesiz küresel sermayenin uşaklığını ve taşeronluğunu yapan FETÖ tarafından tezgâhlananıdır.
İnsanoğlu unutkan bir varlıktır. Bu sebeple 15 Temmuz’un 2. Senesi yaklaşırken FETÖ isimli ihanet şebekesinin bu millete, dinimize, vatanımıza nasıl ihanetler yaptığını yeniden hatırlamak gerekir.
-FETÖ; Allah ile aldatıp, din üzerinden etrafına topladığı insanları kandırıp elde ettiği maddi ve siyasi gücü küresel sermaye şeytanlarının emrine verdi.
-ABD tarafından 1960 yıllarda halkı Müslüman ülkeleri hizaya getirmek için organize edilen Yeşil kuşak Projesi’nin bir ayağı olan “Ilımlı İslâm” çalışmaları başlatarak İslamiyet’i içeriden çökertme planları yaptı.
-Kur’an ayetlerini çarpıtarak kendi lehine kullandı.
-Peygamberimizi istismar etti. Uydurma rüyalarla Peygamberimizle her gün görüştüğü yalanını yaydı.
-Allah (cc) Kur’an’da “Tek din İslam” diye ilan etmişken “Dinler arası diyalog” çalışmaları adı altında Papa’nın kardinali gibi çalışıp uydurma inançları da din olarak ilan etti.
-Allah (cc) Kur’an’da tek hak dinin İslam olduğunu açık biçimde beyan ederken, FETÖ “Semavi dinler” adı altında Hıristiyanlık ve Yahudilik ve hatta Brahmanizm gibi inançları din yayma ahmaklığını gösterdi.
-Ömrünü papalığın açtığı misyonun bir parçası olarak geçirdi. Hıristiyan ve Yahudilerle dost olurken Müslümanları hep arkadan hançerledi. Müslümanları Papa’ya şikâyet etme alçaklığını gösterdi.
-12 Eylül ve 28 Şubat darbecileriyle işbirliği yaptı.
-Tesettürlü bacılarımızın mücadelesini kırmak için “Başörtüsü teferruattır” fetvasını verdi.
-Uluslararası istihbarat örgütleriyle işbirliği yaparak ülkemize ihanet etti ve aleyhinde çalıştı/çalışıyor.
-Milletin oylarıyla iktidar olmuş bir hükümeti kumpaslarla, alçakça oyunlarla sona erdirip yerine kendi ilkelerini hakim olduğu bir diktatörlük kurmak istedi.
-Hedefine gidebilmek için en zeki çocuklarımızı kandırarak beyinlerini yıkadı ve her birini birer ihanet makinası haline getirdi. Ülkenin yerüstü zenginlikleri olan nesilleri yok etti.
-Yurtiçi ve yurtdışında açtırdığı okullarda İngiliz kültürüne hizmet etti ve buraları birer casus (CIA, MOSSAD, MI6, BDN) yuvası haline getirdi.
-FETÖ/PDY her türlü yolu deneyerek kendisine büyük bir finans örgütü kurdu ve bunu ihanetinde araç olarak kullandı.
-TSK'ya sızma politikasını sürdürerek, buralara yerleştirdiği adamları vasıtasıyla gizli casusluk faaliyetleri yaptırdı ve sonunda hepsini darbeye sürükledi.
-Batının en büyük korkusu olan TSK’yı etkisiz hale getirmek için kumpaslar kurarak yıprattı.
-Bütün siyasi partilerin içine sızıp onları kendi hegemonyası için kullandı/kullanıyor.
-MİT tırlarını durdurup, güya terör örgütlerine silah verdiğini iddia ederek Türkiye’yi uluslararası arenalarda suçlu duruma sokmak istedi.
-Suikast bahanesiyle Kozmik odada arama yaptırdı ve elde ettiği bilgileri çalıştığı efendisi istihbarat örgütlerine (CIA, MOSSAD, MI6, BDN) verdi.
-17/25 Aralık 2013 tarihinde seçilmiş hükümete karşı güya yolsuzluk operasyonu adıyla bir darbe girişiminde bulundu.
-Yetiştirdiği militanları devlet kademelerine sokarak darbe ile iktidarı ele geçirmek istedi. 15 Temmuz günü darbe girişiminde bulunarak 249 kişiyi öldürttü ve 2300 kişiyi yaraladı.
-Bu milletten topladığı milyarlarca dolar parayı kiliselere, havralara bağışladı. 17/25 Aralık sonrası ise yurt dışına kaçırarak kaçan örgüt militanlarını besledi/besliyor.
-Kenan Evren gibi bir katil darbecinin cennetlik olduğuna dair fetva vermekle yetinmeyip, ömrünü İslam’a düşmanlıkla geçiren Ecevit gibi birine güya şefaat edeceğini açıkladı.
-Yahudi çocuklarının öldürülmesinde gözyaşı dökerken, katledilen milyonlarca Müslüman için kılını bile kıpırdatmadığı gibi, Müslümanları katleden katilleri temize çıkardı.
-Mavi Marmara’da katil İsrail tarafından şehit edilen vatandaşlarımızın şehit sayılmayacağı şeklinde ahmakça bir açıklama yaptığı gibi, katil İsrail’i otorite ilan ederek kalbi gavurdan yana oldu.
-28 Şubat sürecinde İslamiyet’i sosyal hayattan silmek için canla başla çalışan MGK’yı içtihat makamı yaptı ve yaptığı zulümlere fetva verdi. Hatta yanlış yapmaları halinde bile sevaba gireceklerini açıkladı.
-Filistin ve Çeçenistan’da katil İsrail ve Rusya’ya karşı şanlı birer mücadele verenleri terörist ilan etti. Yurt içinde de komünizme karşı mücadele veren ülkücülere katil dedi.
-FETÖ/PDY, Oslo görüşmelerini sızdırıp, KCK Operasyonlarıyla çözüm sürecini baltaladığı gibi, KCK içerisine sokulan MİT görevlilerini deşifre ettirerek infaz ettirdi.
-FETÖ/PDY kendi kumpaslarına geçerlilik kazandırmak için ülkede yıllarca Genelkurmay Başkanlığı yapmış birini terör örgütüne yardım suçundan tutuklattı ve yıllarca içeride yatırdı.
-MİT Müsteşarını gözaltına aldırmak suretiyle millet tarafından seçilmiş Başbakana yönelik bir operasyon yaptırdı.
-FETÖ/PDY uluslararası arenada emperyalist sermaye kesimleri ile yurt içinde de ne kadar sol marjinal terörist örgüt varsa onlarla işbirliği yaparak Gezi Parkı kalkışmasını organize etti.
- 15 Temmuz sonrası ihanetlerine devam ederek ülkemize yönelik birçok ekonomik ve siyasi operasyonlar yaptı. Yurt dışındaki militanları her gün Türkiye aleyhinde kara propaganda yapmaya devam ediyor.
-FETÖ isimli şeytani çete kurdukları sistemle hala yurt içi dışında örgütlenmesine devam ediyor.
-Kurdukları kumpaslarla FETÖ’cü olmayanları FETÖCÜ ilan ettirip her türlü yalan ve dalavereyi çevirerek bir mağdur algısı oluşturmaya çalışıyor.
-FETÖ isimli ihanet şebekesinin İslam’a ve ülkemize karşı yaptığı ihanetleri ciltlerle anlatmaya yetmez. Çok karmaşık bir örgütlenme sistemine sahip olan bu ihanet şebekesinin yok edilebilmesi için ondan daha organize bir şekilde mücadele etmek gerekir. Bu ihanet şebekesini sadece yüz savcı ve hâkim ile ve bir iki bin polisle mücadele ederek yok edemeyiz. Siyasi, sosyal, kültürel, dini, yargı ve emniyet işbirliği içinde topyekûn bir mücadele stratejisi tayin ederek mücadeleye devam edebilirsek bu ihanet şebekesini yok edebiliriz.
-Bu ihanet şebekesi bugün maalesef hala devletin birçok kurumunda varlığını sürdürmektedir. Özellikle siyasi arenada bu örgüte yönelik yapılmayan/yapılamayan operasyonlar sayesinde varlığını örtülü de olsa devam ettirmektedir. 15 Temmuz darbe girişiminin baş mimarı olan Adil Öksüz’ü aramakla görevlendirilen polis müdürü ve komiserin FETÖ militanı olmaktan tutuklandığını düşünürseniz meselenin nasıl bir boyutta olduğunu kavrayabilirsiniz.
-FETÖ meselesi Müslüman Türk milletinin gördüğü en büyük ihanet şebekesidir. Bu sofistike (yanıltıcı-karmaşık) örgüt ile mücadele etmenin yolu ondan daha güçlü vasıtaları kullanmakla mümkündür. Maalesef bu mücadelenin ciddiyetinin başta Cumhurbaşkanı olmak üzere birkaç istisnayı saymazsak devletimizi yönetenler tarafından kavranmadığını gözlemliyorum. Arzumuz 24 Haziran’dan sonra bu şeytani örgütle gerçekten çok ciddi bir stratejik plan yapılarak mücadele edilmesidir. Aksi halde FETÖ bir yolunu bulup kendini aklar ve geri döner.
Önemli Not: özellikle bazı hükümet yetkilileri ve bazı iktidar taraftarlarının ağzından “FETÖ BİTTİ” gibi açıklamalar duyuyoruz. “FETÖ BİTTİ” demek ya bu ihanet şebekesini tanımamaktan kaynaklanan bir cehalettir ya da bunun söyleyenler kripto örgüt militanıdır. “FETÖ BİTTİ” demek, “Bu ihanet şebekesiyle mücadeleyi bırakalım” demekten başka bir şey değildir.