Önce Kahraman Kazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk’ün muhtelif yerlerde ve tv kanallarındaki konuşmalarından derlediğim ifâdelerine bir göz atalım.
"Akıncılar Üssü'nde önceleri kapıda uzman çavuş veya onbaşılar beklerdi. Ancak, BAKTIK kapıda rütbeli subaylar ve özel kıyâfetli silahlı sat komandoları vardı. Silahları ÜZERİMİZE doğrultmuşlardı."
"Uçakların havalanmasını önlemek için çâreler ARADIK."
“15 Temmuz gecesi sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın millet iradesine saplanmak istenen hançere karşı, hâinlere karşı sokağa dâvet etmesiyle berâber BİZİM DE de bu dâvet YENİLEMEMİZLE yedi yaşındaki torunun alıp 77 yaşındaki Mustafa amcamız gelip mücâdele etti. Altı tâne küçük küçük çocuklarıyla Ali Anar muhtarımız en büyük çocuğu 14 yaşındaki yavrusunu alıp gelip mücâdele etti.”
“Herkes tek vücut olmuşlardı. Sanki benim tanıdığım insanlar gitmişler…”
“BİZ ORAYA GİDENE KADAR 20-25 sorti yaptılar. BİZ ORADAYKEN ancak üç tane f-16 uçağı havalanabildi. ORADAKİ MÜCÂDELEMİZDE İLK YAPTIĞIMIZ elektrikleri kesmek oldu.”
"Birçok insan saman balyalarını, hasatlarını ve otomobil lastiklerini yaktı. BU SIRADA gökyüzü yoğun duman altında kaldı. Akıncılar Üssü'nde Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının tutulduğunu öğrendikten sonra kararlı şekilde mücâdelemizi SÜRDÜRDÜK.”
"15 dakika boyunca 400'ü aşkın hâin ÜZERİMİZE ateş açtı."
“Olağanüstü bir kalabalık, belediyenin önünde toplanmaya başladı.”
“Bir KISMIMIZ Kızılay’a, bir KISMIMIZ da Beştepe’ye doğru yol aldı. Kalan KISMIMIZI DA TAİ’ye doğru YÖNLENDİRDİK.”
“Daha sonra onlar BİZİ tehdit etmeye başladı: Dağılın! Vur emri var.”
“Üç bin, beş bin ve sekiz binleri YAKALADIĞIMIZ zaman çok ciddi bir güç elde ETTİK. Düşünün ki tüm Kazan orada. BİZ oradayken üç tane uçak kalktı, bir tane helikopter kalktı.”
“Bu süreçte birden AKLIMIZA elektriklerin kesilmesi geldi. Elektrik hatlarını ARADIK. İş makinaları kazıyor. Tedaş’la GÖRÜŞÜYORUZ derken elektrik kesildi.”
“Barikat KURDUK; elektrikleri KESTİK.”
“BİZ ORADAYKEN kalkan f-16 uçağını görünce ÇILDIRDIK. Önce anızları YAKTIK. Ateşe VERDİK. Orada SÖKTÜĞÜMÜZ traktör lastikleriyle üssün etrafına çember yaparak ateşe VERDİK.”
“Salâlar okunmaya başladı. Akıncı üssünün hemen yanındaki câmide salâlar ard arda okunmaya başlanınca manyak bir şekilde çıldırmaya başladılar. Minâreyi, câmiyi taramaya başladılar.
“DEDİK Kİ ARTIK ÜSSE GİRELİM.”
“Bir taraftan ne mutlu Türküm diyene sloganları ATIYORUZ; halkı SÂKİNLEŞTİRİYORUZ.”
“Tam bir can pazarının yaşandığı, feryatların figanların göğü yırttığı, tekbir sesleriyle Kazan Ovası’nın inim inim inlediği süreçte YARALIMIZI almaya müsâade etmediler. ŞEHİTLERİMİZİ almaya müsâade etmediler.”
Lokman Ertürk, bir tv programında bunları anlatırken spiker araya girdi ve “Siz Kazan’daydınız yâni?” diye sordu. Başkan da “TABİİKİ HEP BERÂBERİZ.” dedi.
Aynı Başkan, 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’nda konuştuğunda meselenin aslını bilen MHP millervekili Mehmet Erdoğan’ın ısrarla “Siz o gece Kazan’da mıydınız?” diye sorması üzerine, Kazan’a sabah 6’da geldiğini, o gece orada olmadığını itiraf etti.
Bu yazdıklarımın şâhidiyim. Sıcağı sıcağına bir yazı da kaleme almıştım. Arzu edenler, TBMM tutanaklarından okuyabilirler.
Lokman Ertürk, bu haberin yayılması üzerine “yaptık, ettik” yüklemiyle biten cümlelerden uzak duruyor ama o gece uzaktan attığı twitleri tekrar yayınlayarak sanki oradaymış, halkın önüne düşüp darbecilere saldırmış gibi düşündürmeye devam ediyor.
Şehidlerimizin aziz hatırası adına, o gecenin zorâkî kahramanlarını unutmadık, unutturmayacağız!
Not: Habererk’in bu konu hakkında yaptığı habere erişim engeli koyduran Lokman Ertürk, TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu tutanaklarına nasıl bir erişim engeli düşünüyor acaba?