Cematlerde 6 yaşındaki kız çocuğunun babası tarafından dini nikah adı altında evlendirilmesine yönelik utanç davası devam ederken, 15 yaş altındaki kız çocuklarının doğum oranında artış olduğu öğrenildi. Acı gerçek, CHP İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi'nin Türkiye’de doğum yapan çocuklar hakkında hazırladığı "Çocuk Gebelikleri Raporu" ile ortaya çıktı.
Cumhur İttifakı’nın ortağı Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın 14-15 yaşındaki kız çocuklarının evliliğine ilişkin “14 yaşında biri cinsel olgunluğa eriştiğine göre rızası geçerlidir” sözleri tartışılırken, İlgezdi'nin Türkiye’de erken yaşta doğum yapan çocuklara ilişkin Çocuk Gebelikleri Raporu gerçeği de gözler önüne serdi.
TÜİK'in yaptığı araştırmadan yansıyan verilerin paylaşıldığı raporda, İlgezdi, “15 yaşından küçüklerin yaptığı doğum sayısı 22 yılda toplamda 21 bin 87 oldu. 'Hokus-pokus' formülünü devreye sokan TÜİK’in marifetiyle 17 yaş altındaki kız çocukları arasındaki doğum oranı son 22 yılda sözde yüzde 24,49 azalırken, yaş grubu belirsiz doğumlar 130 bini buldu. Ülkemizdeki Adölesan doğurganlık hızı (19 yaş altı doğum) hâlâ Avrupa’nın neredeyse iki katı” dedi.
Cumhuriyet'ten Sarp Sağkal'ın haberine göre, raporda, 15 yaş altında doğum yapan çocukların sayısının 2022’de bir önceki yıla göre yüzde 25 artarak 147’ye çıkması dikkat çekti. 19 yaş altı gebe sayısının son 22 yılda 2 milyon 88 bin 925’e yükseldiği belirtilen raporda şu tespitler sıralandı:
TÜİK BİLE GERÇEĞİ GİZLEYEMEDİ
"15 yaş altı doğumlardaki oran TÜİK verilerinde bile son bir yılda arttı. Küçük yaşta doğum oranları ile aile baskısıyla okutulmayan ya da okuldan alınan kız çocuklarının sayısı artış gösteriyor. 2015-2021 arasında doğum yapan 15 yaşından küçük 1.546 çocuğun yüzde 50’si, yani 779’u yalnızca ilkokul mezunuydu. 422’sinin ise herhangi bir okul bitirmediği görülüyor. 5 çocuk ise okuma yazma dahi bilmiyordu. Yine aynı dönemde doğum yapan 15-19 yaş grubuna mensup 427 bin 709 çocuktan 2 bin 960’sının okuma yazması bulunmuyor.
'İSTİSMAR KANUN ARACILIĞIYLA YASAL HALE GETİRİLİYOR'
Yargı erki, kız çocuklarını küçük yaşta evlilikten ve cinsel istismardan korumakla mükellef olmasına rağmen 'toplumsal dinamik' bahanesine sığınıyor. Adalet sistemi, çocuğa yönelik cinsel istismarla mücadele etmek yerine 18 yaşından küçük olduğu halde gebe kalan çocuklara evlilik izni verilmesini 'mücbir' yani zorlayıcı neden olarak görüyor. Bu durum, istismarı hukuken meşrulaştırmaktadır.
Toplum baskısı, sosyal-zihinsel yozlaşma ve erozyon, istismara uğrayan çocuğu korumak yerine evlilik izni yoluyla 'ailenin namusunu kurtarmaya' yönlendiriyor. Bu bakımdan 2012-2021 yılları arasında mahkemeler tarafından reşit olmadığı halde 129 bin 547 çocuk için 'evlenebilir' kararı verilmesi, aslında istismarın kanun aracılığıyla yasal hale getirilmesi anlamına gelmektedir."
ERKEN EVLİLİK VE İSTİSMAR KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMLERİNE ENGEL OLUYOR
Raporda ayrıca kız çocuklarının erken evlilikler ya da cinsel istismarla meydana gelen adölesan gebelik ve doğumlar nedeniyle eğitimlerinin de yarım kaldığına değinildi. Bu durumun, ruhsal gelişimini tamamlayamamış kız çocuklarının sosyal konumlarının toplum içinde 'görünmez' statüsüne gerilemesine ve ekonomik bakımdan kendisine cinsel, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan erkeğe bağımlı kalmasına yol açtığına da vurgu yapıldı.
Kadına şiddet ve kadın cinayetlerine de dikkat çekilen raporda, “Türkiye’de genç ve çocuk nüfusun fazlalığı, sosyal, ekonomik, kültürel ve çevresel faktörlerin etkisiyle bu rapora konu olan sorun içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. İktidar her ne kadar 'Namus cinayetlerini biz bitirdik' dese de küçük yaşta zorla evlilikler ve çocuk gebelikleriyle birlikte şiddet her gün yeniden üretilmekte ve özellikle kız çocukları 'canlı canlı' cinayete kurban edilmektedir” denildi.