BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin 2009 yılında Kahramanmaraş’ta düşmesiyle ilgili yürütülen soruşturmayı FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt yöneticilerinin talimatıyla yönlendirdikleri öne sürülen 19 kişinin yargılandığı davanın 13’üncü duruşması görüldü.
Duruşma, Davut Uçum’un savunmasıyla başladı. Suçlamaları kabul etmedi. İddianamede kendisine yöneltilen hırsızlık suçlamalarını reddeden Uçum şunları belirtti:
“Bir önceki mahkemede delilleriyle cihazlar ilgili hususu açıkladım. Zaten şunu hiçbir zaman anlamadım, delil niteliğindeki cihazlardan dolayı savcı hırsızlıktan açıyor. Ben bunu hiçbir zaman anlamadım, anlamayacağım da zaten. Bu delilleri kimlerin yok ettiğini artık herkes biliyor. Bundan sonra ‘Cihazları bu askerler çaldı, aldı’ diyenler suçlularla iş birliği içindedir. Bilerek yanıltmaktadırlar. Bunların hepsi belli ve ben size bir tane delil sunmadım onlarca delil sundum, hepsi de hukuki deliller. Bunların içinde bilirkişi raporları var, ODTÜ’nün raporu var”
Tutuksuz sanık Ebubekir Semih Yüksekkaya da suçlamaları reddederek kendisini şöyle savundu:
“Bir kaza kırım incelemesi yapılıyorsa, savcılık girmeden hiç kimsenin o bölgeye girmesine muhafaza edilmez ve çevresi emniyet şeridi içerisinde alınır. Fakat maalesef bu kaza soruşturma heyetimiz en düşük ifadeyle görevi suistimal etmişlerdir ve vazifelerini yeterince yerine getirmemişlerdir. Daha sonra köylülerin ahırlarından helikopterin kapısı, parçaları çıkıyor. Üzerimize atılan en büyük iftira GPS cihazları. KSK’nın kendi üyesi fotoğraflıyor, bu helikopterin bakımını yapan teknisyeni de yanında götürüyorlar ve teknisyene ‘Bu cihaz nedir?’ diye soruyorlar o da ‘Helikopterde kullanılan Skymap III-C cihazı’ diyor ve bu el kadar GPS’i karın içerisinde bırakıp gidiyorlar, 2 gün sonra geldiklerinde de bu vardı yoktu, orada kim vardı, askerler vardı, askerler çalmıştır. Yani böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldığım için üzülüyorum. 15 yıldan beri yargılanıyorum ve bu adamlar çok rahat bir şekilde gezip tozuyorlar. Ve ‘Helikopterin kayıtlarında yok’ dedikleri Argus için de ‘Tutanak tuttuk’ diyorlar. Argus da helikopterin kayıtların da kayıtları yok, helikopterin bulunmasını sağlayacak ELT cihazının da kayıtları yok, şirketin kendi pilotu zaten bir ay önce ‘Bu helikopterde ELT’siz uçtuk’ diye ifadesi var.”
Yazıcıoğlu ailesinin avukatı Kemal Yavuz da bir önceki duruşmanın olduğu tarihte ana soruşturma dosyası kapsamında Diyarbakır BİKİM’de keşifte olduklarını söyledi. Keşifte yapılan tespitleri anlatan Yavuz, şunları dile getirdi:
“Ondan önce Erzurum Dumlu Radar Mevzi Komutanlığı’nda 14 Şubat 2014’te bir keşif yapılmıştı. Burada elde ettiğimiz verilerde 590 Nat süratle, yani ses hızından yüksek bir süratle askeri jetin helikopterin bulunduğu alana daldığı, daldıktan sonra da radarlardan kaybolduğu, 23 bin feetten sonra görülmediği ve ileriden daha yüksek bir hızla çıktığı görülüyor. Daldığı an, tam da helikopterin düşme anına denk gelen bir dalış olduğu tespit edilmişti. Bu askeri jetin helikoptere etki edip etmediğiyle ilgili 2014’teki keşifte etki mesafesine girmesinin muhtemel olduğu tespit edilmişti. Ancak daha sonra bu celse arasında yaptığımız keşifte Erzurum Dumlu’da yaptığımız keşifte o görüntülerin kaybolduğunu, görüntülerin üzerinde oynama yapılarak 30 kilometre güneyden uçuşu gösterdiklerini tespit ettik. Bu görüntüler, yansıtmalarla çeşitli radar merkezlerine geçiyor. Ama bunun asıl aktarılması gereken yer Diyarbakır BİKİM. Erzurum Dumlu’da delili bir merkezin yok ettiği anlaşıldı. Diyarbakır BİKİM’e gittiğimizde 4 Nisan’da görüntülerin muhafaza edildiği bu hard diskin imha edildiğine dair tutanağını gördük. Bunu yapanlar kim? Bu unsurlarla baktığınız zaman tek tek FETÖ’ye ulaşıyorsunuz. Orada ulaşıyorsunuz, Erzurum’da ulaşıyorsunuz, hava kuvvetlerinde ulaşıyorsunuz. ‘O eskidendi, artık öyle değil’ diyeceksiniz. Öyle de değil yani baktığınız zaman TSK’da olmak üzere özellikle hava kuvvetlerinde yüzde 70-80’e varan FETÖ yapılanmasının tam olarak temizlendiği de söylenemez."
Ebubekir Semih Yüksekkaya’nın avukatı Zafer Tınazcı ise müvekkilinin 15 yıldır suçsuz şekilde yargılandığını ve suçsuz olduğuna dair delillerin de dosyada olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti:
"Helikopterin üstünde Argus ve Skymap III vardı ve bunlar çalındı. Bu Argus’u savcılık araştırdı Amerika’ya yazdı ‘Var mı üzerinde?’ dedi, yok. Türkiye'deki tüm hava araçlarının üzerindeki tüm cihazlar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne bildiriliyor ve oradaki listeye bakıyoruz Argus yok. Bakım kayıtlarında yok. Meclis araştırma komisyonu şirketin genel müdürünü çağırıyor ‘Helikopterde hangi cihazlar vardı?’ diye soruyor ama Argus yok. Argus’un var olup da kaybolduğu nereden ortaya çıkıyor? Ferudun Seren’in beyanından, ‘Biz gittiğimizde vardı, sonra kayboldu’ diyor. ‘29’unda vardı, 31'inde yoktu’ diye tutanak tutuyor ama duruşmada '29’unda ben gitmedim' diyor. Bu adamın tuttuğu tutanakla müvekkilim 15 yıldır yargılanıyor. İddiaya göre bu Argus var ve çalınmış. Daha Argus’un varlığını ortaya koyan hiçbir delil yok. Kar üzerinde çekilen fotoğrafta kokpitte Argus yok ama daha sonra oda ortamında çekilmiş fotoğrafta oraya Argus tutturulmuş. O resmi incelediğimizde bütün göstergeler sağlam ve yerinde. Bir tek Argus cihazı vidaları sağlam olarak hafif yerinden çıkmış gözüküyor. Ne hikmetse helikopter dağa çarpıyor ve vidalarında tek bir yamulma olmadan cihaz yerinden oynuyor, diğer göstergelerin hiçbirinde hiçbir şey yok."
Duruşmanın sonunda, mahkeme heyeti, davayı 14 Şubat 2025’e erteledi.