20 HAZİRAN 2017’DEN MÜLHEMDİR
Kör kız terazisi eşit sanırdık
Hak darasın bozan kürk imiş meğer
Ettiğin bulursun sözüne kandık
Mahkeme kadıya mülk imiş meğer
Er bilirdik her genç kızın ereği
Rızık olur tutan eli küreği
Baba derdik evimizin direği
Kıymet haiz olan börk imiş meğer
Ahirette imiş meğer adalet
Boşa bunca çaba boşaymış gayret
Güçlü olmak imiş asıl marifet
Hak payına satır kırk imiş meğer
Lider diye kaç yıl peşinden gittik
Menzil şu demedi boşlukta yittik
Kör inada hak yolunu kaybettik
Sert kaya bilirdik cılk imiş meğer
İnsi siyah beyaz diye ayıran
Bilimin dediği vallahi yalan
Kul nezdinde insanları kayıran
Zenginlik fakirlik ırk imiş meğer
Hakikati katleyledi diliniz
Battal her hükmünüz gayrı biliniz
Kılıç değil cana kıyan yalınız
Kadı elindeki kilk imiş meğer
Bir kez sallanınca alttaki koltuk
İlkeyi ülküyü hemen unuttuk
Boşmuş Türklük diye attığı nutuk
Doruğa kazılan ark imiş meğer
Zeki’nin sözünde arama mana
Gayrı kör kadılar yar olsun sana
Dantelli kefeni giy git o yana
Marifetin haktan çark imiş meğer
(NOT: Şiirin teorisini bilirim ama şair değilim, bundan sebep şiir yazmayı da bilmem. Bu haftanın yazısı da iki gün önceden hazırdı ya 20 Haziran 2017’nin adalete ve ülküme kıyan, sizce de malum olayı üzerine gönlümden dilime döküldü bu mısralar. Siz bunu şiir değil de bir garip öfke diye okuyun. Ve son söz: Alanlarına dâhil olmak hadsizliğini gösterdiğim şair abiler, hoş görünüze sığındım, affedin.)