Vaktiyle bir ildeki seçim çalışmalarına şâhit oldum. AK Parti kadın kollarındaki hanımlar, bütün gün kapı kapı dolaştıktan sonra yorgunluktan perişan bir hâlde oturduklarında il teşkilatının yöneticileri tarafından, “Sizin evde işiniz gücünüz, çoluğunuz çocuğunuz yok mu?” diye azarlandılar. Kadınların can sıkıntısı had safhadaydı. “Sokak sokak gezerken, bilmediğimiz kapıları çalarken kadın değiliz ama biraz soluklanmak veya buraya gelen bir üst düzey siyâsetçiyle tanışmak istesek birden kadın oluveriyoruz.” diye söylendiler.
Gerçekten de oraya bir bakan gelecekti ve partili beyler, kadınların olmasını istemiyorlardı. Çünkü bu kadar fedâkârca çalışan kadınların derdi, sâdece bakanın yüzünü görüp hatırını sormak değildi elbette.
AK Parti’nin, özellikle yerel seçimleri kazanmasında kadın kollarının önemini anlatmaya gerek yok. Gerçek bir başarı hikâyesi. Şüphesiz ki önümüzdeki yerel seçimlerde ve 2023 seçimlerinde kadın kollarının gayreti, sonuçları belirleyecek.
Yeni Akit’te Vehbi Kara diye bir köşe yazarı var. Hükûmetin kadın istihdamını teşvik etmesini, Âile Bakanlığı’nın kadın politikalarını, sürekli eleştiriyor. Bir ara, Âile Bakanlığı’nı âile düşmanı ilân edecek kadar kızmıştı.
Kara, bugünki yazısında, “2023 hedefleri kadın gücü olmadan gerçekleşemez” diyen Âile Bakanlığını ve gazetecileri eleştiriyor. Fakat bu söz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a âit. Bakanlık da gazeteciler de Cumhurbaşkanının sözünü tekrar ediyorlar. Yazar, Erdoğan’a söyleyemediklerini, onlara söylüyor.
Oysa Erdoğan da Âile Bakanlığı da bir gerçeği dile getiriyorlar.
Evet, 2023 hedefleri kadın gücü olmadan gerçekleşemez. Her seçimde AK Parti kadın kolları 7-24 iş başında. Şimdi bu kadınları, İslâmî hassâsiyetler ve âileyi korumak için geri çekerseniz her şey altüst olmaz mı?
Olur olmasına ama seçim kazanılınca da her şey altüst oluyor.
Düşünsenize binlerce hanım, seçim döneminde sokak sokak dolaşıyorlar. Bilmedikleri insanların kapılarını çalıp oy istiyorlar. Bu, geçekten kolay bir şey değil. Evlerini barkların ihmâl ediyorlar. Çocuklarının ve eşlerinin yüzlerini günlerce görmedikleri oluyor.
Seçimin kazanılması için canhıraş bir şekilde çalışan bu kadınlar seçim kazanılınca, “Ne güzel oldu. Yaşasın AK Partimiz! Hakkımız helâl olsun.” deyip evlerine çekilmiyorlar. Bedelini istiyorlar. Yâni iş istiyorlar; kadro istiyorlar. İstedikleri olmazsa bir anda muhâlif olabiliyorlar.
Fetvâlarıyla bizleri hayretten hayrete düşüren Hayreddin Karaman da kadın istihdamına kafa yoruyor. Dünki yazısını şöyle bitirmiş:
“İslâmî kurallar çiğnenmeden kadının gerektiği kadar hayâtımızın bütününde olması için bir orta yol bulunamaz mı? Suyu tersine akıtmaya çalışmak yerine biraz da bu konuda kafa yorsak diyorum.”
“Gerektiği kadar” ifâdesi, sizin de dikkatinizi çekti mi?
Gerekli olan nedir ve kim karar verecek? Seçim döneminde kadınların, sabahtan akşama kadar kapı kapı dolaşıp oy istemesi gerekli mi değil mi? Zaferden sonra bu hanımların istihdam edilmesi gerekli mi değil mi?
Karaman’ın orta yolunu, gerçekten çok merak ediyorum.
Akit yazarı Vehbi Kara’nın mantığına göre kadınların kapı kapı gezmesi doğru değil. Ama bunu yapmazlarsa seçim kaybedilir.
Demem o ki 2023 hedeflerine ulaşmak için kadın istihdamını arttırmak şart. Çalışma hayâtını bilmeyen, parti kadın kollarında çalışmayı kariyer zanneden kadınlar istihdam edilmezse bedeli ağır olur. Bu gerçeği, Erdoğan da AK Parti de çok iyi biliyor.
“Kadın istihdamı âileyi bitiriyor.” diyen Akit yazarına sormak istiyorum:
Âilenin ayakta kalması için AK Parti’nin kaybetmesini göze alıyor musunuz?
Almıyorsanız susun!
Hepinizin bekâsı, kadın gücüne bağlı! Susun ve tadını çıkarın!
Hayreddin Karaman bile suyun tersine akmasının yanlış olacağının farkında.