Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan, Hulusi Akar'ın Abdullah Gül'ün ofisine sık sık gittiğini ve orada plan üstüne plan kurulduğunu okuyucuyla paylaştı.
Takan'ın yazısından ilgili bölüm şu şekilde:
“Tayyip Erdoğan aday olmaz ise”ye getiriyorlar ama kazın ayağı öyle değil!..
Milletin aklı ile alay etmek bunlarda bir aile geleneği olmuş!.. Üstelik, ahali saf, bir bunlar çok kurnaz…
Açık adres gösteriyorlar; Tayyip Erdoğan kaybedeceği bir yarışa girmezse en uygun Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül imiş… Sonra da “Esasında biz öyle demedik. Örnek olsun diye söyledik” diyorlar…
AKP içindeki birbirine giren dengelere oynuyorlar. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı için en uygun adresi AKP gibi gösteriyorlar. Acaba sağ gösterip sol mu vurmaya çalışıyorlar. Bakın buradaki “sol” çok önemli!..
İngiltere Kraliçesi’nden gelen bilgilere vakıf değilim… Fakat, Abdullah Gül cephesinde tüm olup bitenleri çok yakın takip ediyorum. Şimdi yeni bir hamle yaptılar. Parlamenter sisteme geçiş için Abdullah Gül’ü tarif ediyorlar. Ee, o zaman Millet İttifakı’nın aday çıkarmasına gerek kalacak mı?.. Zaten onlarda iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçmeyi vaat etmiyorlar mı?.. Bu formül, AKP içindeki ne olursa olsun iktidarı kaybetmeyelim diyenlere de hoş geliyor…
İstemem ama yan cebime koy!.. Öyle mi?..
★ ★ ★
Kayserili Savunma Bakanı Hulusi Akar ile de defalarca görüştüğünü bildiğimiz Abdullah Gül’ün çalışma ofisinde; yemekli, çaylı kahveli çok özel toplantılarında plan üzerine planlar yapılıyor. O toplantılarda süzdüğüm “strateji” başlıklarını şöyle özetleyebilirim;
-Türkiye içinde bulunduğu kaotik dönemi, uluslararası bağlantıları olan Başbakanlık ve Dışişleri Bakanlığı yapmış bir isimle atlatabilir. O isim, geçiş döneminin mimarı, büyük devlet adamı olur.
-Türkiye zorunlu halde olduğu için biz bu işi yapacağız.
-Abdullah Gül olursa çözüm olur.
-Parlamenter sisteme geçişi büyük uzlaşı içinde Abdullah Gül sağlar.
Bunlar ana hatlar, teferruata girmeyeceğim. Tayyip Erdoğan’ın sağlığı el verdiği sürece Abdullah Gül’ün aday olmasına izin vermeyeceğini onlar da çok iyi biliyorlar. Ancak, Abdullah Gül cephesinin strateji planlamalarında en önemli husus, Gül’ü bundan sonraki hamlelerde “Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Adayı” olarak kamuoyuna sunmak. Yani, öyle bir algı oluşturmak istiyorlar ki; Türkiye’yi içinde bulunduğu buhrandan, parlamenter sisteme geçirecek isim dışarıdaki büyük desteği ile birlikte Abdullah Gül…
Peki bu formül tutar mı?.. Orada da ilk hedefleri hem muhalefetin hem iktidar cephesinde uzlaşı sağlamak. Yani iktidarın da muhalefetinde tek adayı Abdullah Gül olsun, partiler seçimde tek başlarına yarışsın. Size, hayal gibi geliyor değil mi?.. İster inanın ister inanmayın, planları böyle!.. Hem de, AKP içindeki şu an en etkin hizip olan güvenlikçi kanadı da bu formüle ikna edebileceklerini düşünüyorlar ve bunun içinde çaba gösteriyorlar.
Peki, ’B’ planları ne?..
Ortak, tek aday gösteremezlerse Millet İttifakı’nı baskılamak. Abdullah Gül, cephesindeki kaynaklarımın iddiasına göre, Kemal Kılıçdaroğlu ile Abdullah Gül arasındaki temaslar kesilmedi, devam ediyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, son anda adaylıktan çekilip “Abdullah Gül adayımız” diyebilirmiş. Üstelik, Millet İttifakı’nın adayı olabilmesi için, CHP ve İYİ Parti’ye cumhurbaşkanı yardımcılığı için isim teklifleri de (söz konusu partilerin içinden) götürülecekmiş. Bu isimler, seçimden önce kamuoyuna da açıklanacakmış. İyileştirilmiş parlamenter sistemi geçişi en hararetli savunan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bu sefer oyun bozanlık yapamazmış.
Gönüllerinden geçen “tek aday Abdullah Gül olsun” ama olmazsa Millet İttifakı’nın da ortak adayı olmaya dünden razılar. Müstemleke valilerinin hayalleri böyle oluyor işte!.. Ne diyelim?..
Ha, unutmadan not edeyim;
Abdullah Gül’ün çalışma ofisinde bir de yeni anayasa yazma çalışmaları yapıldığını işittim. Detaylarını yazsam farklı anlamlara çekilebilir. Kısa bir bilgi vermekle yetinelim şimdilik… Eğer Türkiye çok zorda kalırsa Cumhurbaşkanı’nın tekrar Meclis’in seçeceği bir anayasaymış, muhalefet ve AKP’de dahil bu teklife Meclis içinden destek verecek en az 400 mebusu kolaylıkla bulabilirlermiş…
Hemşerilik dayanışmaları ile de mutlu sona ulaşabilir mi?.. Benim pek aklım kesmiyor doğrusu!..