"Türkiye'de gerçekten Cumhuriyet tarihinin en vahim adalet ihlalleri ile karşı karşıyayız"
Yayına telefonla bağlanan Abdullatif Şener, Cumhuriyet tarihinin en büyük adalet ihlallerinin yaşandığını belirterek, Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne katılmanın vatandaşlık görevi olduğunu söyledi.
"Adaleti herkes istiyor ama herkes adaleti kendisi için istiyor" diyen Şener, "Adalet, partiler üstü bir kavramdır. Hatta, dinler üstü, uluslar üstü bir kavramdır. İnsanı bir kavramdır, evrensel bir kavramdır. Bütün hukuk düzenlerinin gerçekleştirmeye çalıştığı bir kavramdır. Adalet Yürüyüşü'ne katılışım Cumhuriyet Halk Partisi'ne destek verme maksadıyla değildir, doğrudan doğruya adalete ve adalet talebine destek vermektir. Türkiye'nin temel sorunu bu. Adaleti herkes istiyor ama herkes adaleti kendisi için istiyor. Halbuki sevmediğin insanlar için hatta düşmanların için adalet istemediğin sürece adalet kavramını içselleştiremezsin. 90'lı yılların sonunda başörtüsü yasakları vardı, başörtülülerin üniversitelerde okumayla ilgili hak talepleri vardı, hak talepleri vardı, adalet istekleri vardı. Ben o günlerde de o eylemlere katılıyordum. Meşhur el ele eylemleri vardı, Ankara'dan İstanbul'a gidip bu el ele eylemlerine katılmıştım.
Şimdi de Türkiye'de gerçekten Cumhuriyet tarihinin en vahim adalet ihlalleri ile karşı karşıyayız. Türkiye'de bu adalet yürüyüşünü eleştirenler de dahil hiçkimsenin hak hukuk ihlallerinin olmadığını söyleyecek halleri yok. 1 yıldır olağanüstü hal var, kanun hükmünde kararnameler çıkarılıyor, çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle on binlerce insanın idari tahkikat yapılmadan, adli soruşturma yapılmadan işine son veriliyor daha sonra çıkarılan bir kararname ile daha önceki kararnamelerde işine son verilenlerin bir kısmı yanlışlık yapılmış diye tekrar işe alınıyor. Kimin imzası var bu kararnamelerde; Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Adalet Bakanı imzası var.
Açıkça bu kararnamelerin, 'biz adaletsizlik yaptık, haksızlık yaptık, bu haksızlığı düzeltmeye çalışıyoruz ama hala yaptığımız haksızlıklar da var' demek istiyorlar. Yani Türkiye'de adalet vardır, yargı bağımsızdır ve adalet duygusunu gerçekleştirecek nitelikte işlemektedir diyebilecek hiçkimse yok. Vaziyet bu olduğuna göre adalet talebi çok önemli bir hadisedir. Hatta yeri gelir adalet talebi ekmek talebinin bile önüne geçer çünkü adalet iyi işlemediği zaman insanların yaşam hakkı da tehlikeye girer. Böyle bir durumda adalet istiyoruz diye yola çıkan Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşüne destek vermek vatandaşlık görevimdir" diye konuştu.