Politikacılar siyasetçiler her zaman doğruyu onlar bilir, her zaman haklılar. Dün iddialı bir şekilde söylediği sözü bugün tam tersini söyler, başkasının yaptıklarını biz yaptık der, yandaşları da onu alkışlar.Kimisi doğru söylediğini sanarak alkışlar kimisi de onun gölgesinde aldığı 3-5 maaşı ve diğer menfaatlerini düşünerek alkışlar.
ABD’de başkan Biden zaman zaman hafızasını kaybediyor ya yaşlılığa(Senilite) bağlı beyin fonksiyonlari kaybı veyahutta Alzheimer’a geçiş hastalığı mevcut olmasına rağmen ülkesini idare etmeye çalışıyor. Senato ve Pentagon’un elinde bir çocuk gibi kullanılıyor. Dünyadaki savaşlara ve ölümlere neden olan en büyük İblis olarak görünmektedir.
Türkiye’de de durum bundan farklı mı? Aslında pek de farklı sayılmaz. Sayın Erdoğan Allah gecinden versin ama ömrünü tamamlamak üzere gibi görüntü veriyor.Dik olarak yürümesini kolaylaştıran özel ayakkabılar ayrıca diğer hastalığıyla ilgili torba takılması,gençliğinden beri mevcut olduğu söylenen epilepsi yani Sara hastalığı onu güçten ve kuvvetten düşürüyor. Zaman zaman uyukluyor ve sağlıklı düşünemiyor bu nedenden dolayı da kendisine uyarıcı ve onu sağlıklı gösteren Amfetamin verildiği ifade edilmektedir..Amfetamin başlangıçta uyanıklık,artan enerji,coşku,takiben iştahsızlık,kaygı,öfke,korku,saldırganlık ve şüphecilik gibi etkiler ortaya çıkarabilir.
Yine bugünkü Türkiye’nin yönetiminde etkili olan kişilerden biri olan Sayın Devlet Bahçeli ayni görüntüleri vermektedir.Gerçi Sayın bahçeli’nin kanser veya epilepsi gibi kötü hastalığı bulunmuyor. Ancak iki kere kalpten bypass ameliyatı geçiren kişilerde genellikle beyin hücrelerinde fonksiyon bozukluğu olduğunu tıpla ilgilenen bilim adamları bilir.O da zaman zaman ne söyleyeceğini unutuyor hatta yürümekte zorluk çekiyor..
Hasta olan bu iki devlet büyüğümüz köşelerine çekilse ve istirahatlerine baksa kendileri için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Onlar çekilmek istese onların bu görevi bırakmalarını engelleyecek çok kişi vardır. Allah gecinden versin öldükleri zaman bile onların öldüğünü bildirmeden onlara benziyen kişileri bile bulmak isterler.
Bazı makamlar tarafından 65 yaşını aşan kişilerin sağlıklı düşünemediği gerekçesiyle ehliyetlerinin olmadığı bu nedenle yapacakları resmi işlemlerde sağlık kurulu raporu istenmekte iken bahsettiğim kişilerin ülkeyi yönetmesi ne derece doğrudur? Taktir ve yorumları sizlere bakıyorum.
Gelelim bir kaç önemli konuya; daha önceleri Gelecek Partisinde Ahmet Davutoğlu ile birlikte siyaset yapan Nihal Olçok o zamanlar 15 Temmuz köprüsünde şehit edilen kocası Erol Olçok ve oğlu 15 yaşındaki Abdullah Olçok için açıklamalarda bulunarak oldukça kafa karıştırıcı soruların olduğunu dile getirdi. Bazılarının ifadesine göre keskin nişancılar tarafından Erol Olçok’un öldürdüğünü gören oğlu Abdullah’ın konuşmaması için de onu da öldürdüklerini söylemektedirler.15 Temmuz kalkışmasının açıklığa kavuşması için Meclis’te verilen soru önergesini Ak Parti ve MHP’nin oylarıyla reddedilmesi, ayrıca İYİ partinin 15 Temmuz darbesini siyasi ayağı araştırılsın önergesi yine aynı partiler tarafından engellenmiş olması son derece düşündürücüdür.
Hamas tarafından İsrail’e yapılan saldırı ile İsrailli vatandaşların rehin alınması sonucu İsrail Filistin veya diğer adıyla İsrail Hamas savaşı başlatılmıştı. Yakınları Hamas tarafından rehin alınan İsrailli vatandaşlar cumhurbaşkanımıza müracaat ederek arabuluculuk yaparak rehinelerin kurtarılması istenmişlerdir. Bunun anlamı şudur;orta Doğu’daki Arap ülkeleri Hamas’ı filistin hamisi olarak tanımamakta Filistin’in yetkili kuruluşunu Filistin kurtuluş örgütü olarak görmektedirler.O nedenle Hamas ile içli dışlı olan ve yetkilileri İstanbul’da barınan örgütün onu tanıyanlar tarafından ikna edilmesi gerekmektedir.!!!
Haması destekleyen ve iyi tanıyan bir başka ülkede İran var..İran Hizbullah kanalıyla onu arkadan destekliyor.Solcu ve komünist olarak kabul edilen FKÖ saf dışı bırakılarak yerine Hamas getirildi. Bu durum çatışmaların yeniden başlaması için İsrail’in işine de geliyordu.
Efendim biz aslında Filistinlileri sevmiyoruz, İhvani düşünceyle müslümanların birleştirilmesini korunmasını da savunmuyoruz bizim tek düşüncemiz o topraklar geçmişte bizimdi yani ecdat toprağı idi o nedenle mücadelemizi sürdürmek zorundayız.Üstelik de kudüs Müslümanlar için kutsaldır,mescidi aksayı da korumak zorundayız şu anda mücadelemizi bu nedenle veriyoruz.
Daha ileri giderek uç noktalarda düşünecek olursak;İsrail Gazze ve Filistin’i hallettikten sonra Ürdün,Lübnan,Suriye’yi de işgal ederek takiben Türkiye’deki vaad edilmiş Toprakları elimizden
alarak büyük İsrail’i kurma peşindedir o nedenle şimdiden önünü kesmek zorundayız. Ayrıca İsrail’in PKK ve YPG ile gizliden gizliye birlikte çalıştıklarını hatta savaştıklarını unutmamak lazım.
Herkesin bildiği gibi Türkiye 21 senedir tek adamın direktifleriyle yönetilmektedir. Onun tarafından önemli makamlara atanmış olan yetkililerin atanma kriterleri bilgili ve liyâkatli olmaları değil manevi ilimlerle yetişmiş özellikle de imam hatip kökenli veya ilahiyatçı olmaları önemli ve yeterli görülmektedir. O halde ülkemizde Beşiktaş teknik direktörlüğünü yapan bir yabancı hocanın dediği şu cümleleri diğer kurumlar içinde rahatlıkla kullanabiliriz.
“Türkiye’nin bugünkü temel problemi şu;Bilgili insanların yetkisi yok,yetkililerin ise bilgisi yok”. Maalesef Liyakatsız binlerce kişi ile bu ülke yönetilmeye çalışılıyor.
“Bensiz Türkiye olmaz,ben en büyük liderim hatta dünya lideriyim şeklinde düşünenler olabilir. Bu dünyadan çok liderler,çok bilim adamları geçti. İyi ve önemli olanları sadece Türk halkı değil tüm dünya biliyor ve yâd ediyor. Yazıyı şöyle bir alıntıyla bitirmek istiyorum
“Geldik gidiyoruz,gelip kalan yok; toprağa düşünce de dalıp çıkan yok.Kendini o kadar da çok önemli zannetme,nice öylesi var ki bugün hatırlayan yok”