Kılıçdaroğlu kendini de, CHP'yi de aşan bir eyleme imza attı. Adalet yürüyüşü zamanlama açısından doğru bir eylemdi. Her yerden yükselen yakınmaları, şikayetleri duydu.Ve sıra dışı bir eylemle yargıdan yakınan her kesimin tercümanı oldu.
Yürüyüşün olaysız,kazasız bitmesi sevindiricidir. Bunda yürüyenlerin sağ duyusu kadar,karşıtların ortamı çok fazla germemelerinin de büyük etkisi var. İktidar, toplumda yargıya dönük büyük bir güvensizliğin olduğunu biliyor. Gerilimin katılımı büyüteceğini hesaplayarak eleştirilerini belli bir sınırda tuttular.
Her şeyin iyi gittiğini,yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu söylemek çok güç. KHK kurbanları için kurulan komisyona on binlerce müracaat yapıldı. AİHM'e gönderilen 40 bin dosya iç hukuk yolları tüketilmediği için geri gönderildi. Türkiye AİHM'in yargı yetkisini kabul ettiğinden bu yana hiç bu kadar şikayet edilmedi.28 Şubat döneminde bile AİHM'e yapılan başvuru sayısı hiç bir zaman bu sayının onda birine ulaşmadı.
Adalet yürüyüşünün finalinde yapılan miting milyonların adalete susamışlığının haykırışıydı. Allah var,Kılıçdaroğlu iyi bir konuşma yaptı. Her kesimin kendinden bir şeyler bulabileceği şeyler söyledi. 80 milyon için yürüdüklerini söylerken meydandan yükselen sesler onu teyit eder mahiyetteydi. Daha kalabalık meydandayken -yandaş medyada- katılımla ilgili yürütülen tahminler,kalabalığı küçültmek için gösterilen çabalar -yürüyüş ve mitingin-beklenen etkiyi yaptığını gösterir mahiyetteydi. Adalet sayıyla ölçülen bir şey değildir. Bir yerde adalet yoksa milyonlar aksini söylese de yoktur. Bir yerde adalet varsa milyonlar yoktur dese de vardır.
Tepki göstermek,HDP,FETÖ'de vardı demek yerine hastalığın olduğu yere odaklanmak daha doğru bir tavır olur. Gadre uğrayanın kimliğine bakılmaz.Kimseye yasaları eğip bükerek,zorlama yorumlarla haksızlık edilmemelidir.Balyozda,Ergenekon'da yanlışlar yapıldı. Suçu günahı olmayan insanlar birilerinin önünü açmak için mağdur edildi. Hayatları,sağlıkları çalındı.Bu yanlışı gördüğünü söyleyerek cemaat yargısı yerine milletin yargısını ikame ettiğini söyleyenler de şimdi aynı hatayı yapıyor. Daha büyük kitleler sudan sebeplerle,ceza hukukunda asla kullanılmayacak gerekçelerle mahkum ediliyor. Büyük bir kitle kendini tehdit altında hissediyor. OHAL şartları ortadan kalkmasına rağmen,iktidarı kişiselleştirmek için OHAL sürdürülüyor.
Siyasi iktidarın bu yakınmaları ve Kılıçdaroğlu'nun gördüğü ilgiyi iyi okuması lazım. Yeni oluşum için yola çıkanların da toplumdaki adalet arayışını görerek programlarını hazırlamaları lazım. Siyasette başarı siyasetçi ile toplum bir noktada buluştuğunda gelir. 28 Şubat dindarları ezmişti,AKP onların tercümanı oldu,aynı noktada buluştular, başarı kaçınılmaz oldu. Bugün de ezilen,kendini tehdit altında hisseden,ötekileştirilen büyük bir kitle var. Yeni iktidar bu kitlenin beklentilerine cevap verenler arasında çıkacaktır.Buluşma noktası,adalet,özgürlük, birlik ve barıştır.Kılıçdaroğlu,toplumun ibresinin nereye döndüğünü gösterdi, gerisi herkesin kendi idrakine kalmış...