Ah Azerbaycan! Yine mi tarikatlara teslim oluyoruz?

Abone Ol

11-12 Gün önce Ermenistan ortada hiçbir gerginlik olmayan bir zamanda Azerbaycan’ın sivil yerleşim alanlarına bombalar yağdırdı. Azerbaycan bu defa biraz daha donanımlı ve hazır durumda idi. Ermenistan’ın bu işgalci durumunun yanında birde saldırganlığı bardağı taşıran damla olmuştu. 1992 yılında işgal ettikleri Dağlık Karabağ ezeli kendilerinin olacak zannediyorlardı. Türkiye’nin verdiği lojistik destek ve askeri eğitim sayesinde Azerbaycan ayağa kalktı ve bu son saldırıdan sonra Ermenistan’a hak ettiği dersi vermeye başladı.

Ancak Türk Milleti olarak bizler istiyoruz ki Azerbaycan bu konuyu daha fazla uzatmasın ve bir an evvel işgal altındaki Dağlık Karabağ’ı geri alsın. İş uzadıkça işin tadı kaçıyor. Rusya başta olmak üzere, ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin müdahalesi gelmesinden endişe ediyoruz. Cephede neler oluyor tabii olarak bilmiyoruz. Bu işin o kadar da kolay olmadığını veya olamayacağını da tahmin ediyoruz. Ancak Emperyal ülkelerin müdahalesi gelmeden bu işgalin sona erdirilmesini Türk Milleti olarak bekliyoruz.

GATA Başhekim yardımcısı Dr. Ali Edizer’in nereden güç alarak uluorta konuştuğunu herkes tahmin edebiliyordur diye düşünüyorum. Türkiye bir FETÖ olayı yaşadı ve yankıları hala devam ediyor. Atatürk Tekke ve Zaviyeleri işte tüm bu zırvalıklara bir son vermek için kapatmıştır. Tarikatlar ve dini cemaatleri, çok partili dönemde daha çok sağ iktidarların oy kaygısı ile besleyip semirttikleri de bir vakıa olarak ortada. Geçmiş iktidarlar döneminde de zaman zaman tarikat ve cemaatlerin bir takım skandallarına şahit oluyorduk. Ancak Ak Parti iktidarları döneminde yani son 18 yılda tarikat ve cemaatler işi o kadar azıttılar ki, iktidarı ele geçirecek güç ve kabiliyeti kendilerinde görmeye başladılar. Örneği 15 Temmuz FETÖ darbe girişimidir. FETÖ olayı bastırıldıktan sonra başka tarikat veya cemaatlerin yine aynı yöntemlerle devlet içinde yuvalanmaya başladıkları uzun zamandır kamuoyunda tartışılmakta idi. Sağlık Bakanlığı ve bağlı birimlerinde Menzilcilerin hakimiyet kurdukları açık açık konuşulmaya başladı.

İşte Dr. Ali Edizer de bu gruba mensup bir kişi olarak bilinmektedir. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın bu adamı birçok yerde üst düzey görevlere getirdiği bilinmektedir. Recep Akdağ’ın ikinci defa Sağlık Bakanlığı yaptığı dönemde ise bu şahsı ‘Özel Kalem Müdürü’ olarak en yakınına aldığı da ayrı bir gerçektir. Edizer kendisinden o kadar emin ki pervasızca konuştuğu videoları sosyal medyada yayınlayacak kadar da korkusuz bir kişi. Bu gücü nereden alıyordu dersiniz?

Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk düşmanları her dönem var oldular ve olmaya da devam edecekler gibi gözüküyor. Bu TC ve Atatürk düşmanlarını saymaya kalksam iki ciltlik kalın bir eser meydana gelirdi. Dr. Ali Edizer’den bir adım önce hatırlarsanız Fesli Kadir vardı. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Fesli Kadiri kimler ziyaret etmedi ki? Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve diğerleri. Erbaş, elinde hediyeleri ile üstelik başkanlık üniforması ile Fesli Kadir’i ziyaret ettiler. Yetmez mi?

Dr. Ali Edizer, GATA Hastanesi Başhekim Yardımcılığı görevinden alındığı gibi Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu tarafından soruşturma sonucu sözleşmesi de fesh edilmiş. Doğrusu da bu. Ancak, bu şahsı takip edin yarın öbür gün devletin daha etkili ve yetkili bir yerlerinde görebiliriz. Veya onu koruyup kollayan parti tarafından ilk seçimlerde milletvekili yapılarak TBMM’ye taşıyabilirler. Her ne hikmetse, Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi ‘Kendi Ülkemizde Parya’ oluyoruz. Ama bir türlü de ayağa kalkamıyoruz! Bu tür TC ve Atatürk düşmanları baştacı ediliyor. Türk Milleti olarak bu paradoksu çözmemiş lazım diyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE