Osmanlı’nın Kuruluş aşamasını tarih bilgisi olanlar bilirler, Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi ile başlayan Orhan Gazi döneminde Devlet olan ve sonrasında üç kıtaya hükmeden koskoca bir imparatorluk. Bektaşi Ocaklarının ruhuyla kurulan bir devlet.
Zirvedeki efsane padişah Fatih Sultan Mehmet, Fatih ile başlayan devlet idaresini gayri-Türklere teslim etme dönemi başladı.
Zaman içerisinde Türkler devlet idaresinden tamamen uzaklaştırıldı ve Bektaşi Ocakları kapatıldı, dervişler katledildi, sürüldüler.
Devşirmeler dönemiyle Osmanlı yönetimi Türkleri hemen hemen hepsini tasfiye etti. Aslında başlangıçta iyi gidiyordu, imparatorluk tek bir millet tek bir dinden ibaret olmadığından bütün inançları ve ırktan insanları bir arada tutuyordu, bu yönüyle güzel ve etkiliydi.
Zamanla Padişahlar devşirme hatunlarla evlenmeye başladılar ve bu devşirme hatunların bütün sülalesi hatta dindaşları, kandaşları Osmanlı’nın zirvesinde sarayda ve imparatorluğu yönetmeye başladılar. Padişah artık Sarayın kölesi durumuna geldi.
Türk Padişah Genç Osman bu gidişatı beğenmiyordu Devşirme İktidarına tavır koyup, Türk iktidarı isteyince Saraydaki Devşirme iktidarı tarafından tecavüze uğradı işkenceler ve paramparça edildi. Artık Osmanlı iktidarı tamamen Devşirmelerin elinde ve onlara karşı olanlar yok edilecekti, başta koskoca Padişah Genç Osman katledilmişti.
Yavuz Sultan Selim döneminde Araplaşma başladı, akıl hocası Bitlisli Kürt İdris ve Ebussuud, Türkmen katliamına başladılar. Osmanlı’da Katolik, Ortodoks, Protestan gibi Hristiyanlığın mezheplerinin durumları gayet iyiydi. Yahudiler devlet yönetiminde söz sahibiydiler. Yavuz’un Kürt akıl hocaları katı bir mezhep taassubuyla Şafi olmalarından dolayı: “Bir Şafi yedi Türkmen katletmedikçe cennete giremez!” fetvavari sözleriyle padişahın da beynini yıkayıp Türkmen katliamını başlattılar, bu katliam daha sonra Arnavut Paşaların da etkisiyle Anadolu’da ve Balkanlar’da Türkmen katliamıyla devam etti. Türkler Ehli Beyt yolunu takip eder, Alevi’si Sünni’siyle Türkler iktidarın düşmanıydılar.
Tarihi bize hep yanlış anlattılar, tek taraflı ve etkililerin istekleri doğrultusunda. Sırp asıllı Sokullu Dönme Mehmet (Bayo Sokoloviç) Kilisede yetişti ve kendisini yetiştiren Papaz ve akrabalarını Saraya soktu. İmparatorluğa hizmetlerini inkâr edemeyiz, tabi Sırp-Ortodoks iktidarını da. Türk Milletine hizmet ettiğini sanırız oysa kendi hanedanlıklarını kuruyorlardı Padişaha rağmen. Sarayda din değiştirdi diye sadece isimleri değişiyordu. En büyük gayeleri kendi dindaş ve kandaşlarına hizmet etmekti.
…
Ve geldik sona doğru: Damat Ferit iktidarı: Veziriazamlar, Vezirler, Paşalar, Valiler Bürokratlar sıradan memurlar hemen hepsi saray yöneticileri, tüccarları, sanatçıları aklınıza ne gelirse bahçıvanına kadar iktidarın dönmelerinin elindeydi. Türk yoktu, sembolik olarak Padişah Türk olarak vardı ve Padişahların içlerinde Türker’i aşağılayan Osmanlı zihniyetinin etkisindeydiler.
Sultan Abdülhamit neden 33 yıl görevde kalabildi? Ülkenin gidişatını biliyordu, hafiyeler ordusu yetiştirdi, bir ülkenin bekası için devlet hafiyelerinin olması tabi ki gerekliydi. Ülkeyi savaşa sokmadı ama ülkenin toprakları en çok bu devirde elden gitti. Dindar deniliyordu ama çok iyi “Rom” içtiğini tarih yazıyor. Diktatörlüğünü pekiştirmek istedi, öyle de yaptı. Ülke ataları sayesinde borç batağında, kapitülasyonlar sayesinde sömürülüyordu. Anadolu’daki Türkmen köylünün beslediği koyunun, ekip biçtiği ürünün vergilerini dahi alamıyor ve Emperyalist ülkeler el koymuş onlar topluyorlar, sömürüyorlardı. Donanma Haliç’te çürümüştü, Ordu yorgun ve perişandı. Ülkenin ekonomisi bitikti. Emperyalistlere göre ülke: “Hasta Adam” idi ve yakın zamanda paylaşmanın hesaplarını yapıyorlardı.
Bu gidişata aydın insanlar tepki gösteriyorlar ve kendi aralarında örgütleniyorlardı. Bunların en önemlisi İttihat ve Terakkiydi. Bir de o dönemde dinciler vardı: İttihadı İslam gibi gelenekçi, bilgiden yoksun askerlik yapmaz, vergi vermez emperyalistlerin oyuncağı sergerdeler.
Tabi bu arada gerçek İslam âlimleri bunların asla yanında yer almadılar ve İttihat ve Terakki’yi desteklediler.
….
YENİ OSMANLI NE DEMEKTİR?
Yeni Osmanlıcılık yapanlar kimlerdir öncelikle ona bakalım. Yeni Osmanlıcılar kan bakımından Türk olmayıp Türk düşmanlığıyla, Dincilik yapıp gerçek İslam ile alakası olmayanlar ve bu arada Müslüman olmayanlar da yeni Osmanlıcıydılar. Açıkçası dönme ve devşirmelerin torunları, Şerif Hüseyin’in yolundan giden İslamcılar, Sebetayist dönmeler, Arap uşakları, Emperyalistlerin emrindeki bölücü guruplar ve Türk kanı taşıyıp, taşıdığı kana ihanet eden üç kuruşa ruhunu satanlar…
Bunlar neden Osmanlıcılık oynuyorlar? Devletin ihalelerini alanlar, devlete vergi vermeyenler, hiç birisi askerlik yapmayanlar, Osmanlı dönemindeki gibi vergi vermeyip askere gitmeyip, ülkenin en güzel arazilerine konan tarikat tekke artıklarının torunları aynı zihniyetin devam etmesi ve ülkeyi sömürmek isteyen tufeyliler. Zengin toprak ağaları bedelli askerlik yapıyorlardı, bizim fakir Türkmen’imiz askerdi.
Pekala, Ülke neyle kalkınacak? Ülkeyi kimler koruyacak, ihanetlere karşı kimler savaşacak? Bunlar için önemli değil, Ülkede üretimi yine Türkmenler köylüler yapacak, askerliği yine Türkmenler yapacak, Anarşiyi Türkmenler bastıracak ve şehit olacaklar. Vergiyi yine açlık sınırına gelmiş Türkmenler verecekler. Sevsinler böyle Osmanlıcılığı.
…
Sarayda Padişaha rağmen iktidarı sürdüren dönme ve devşirmeler ihaleleri aldılar, basını milleti susturdular, sesini çıkartanı işkenceler ile zindanlara tıktılar. Devletin hazinesini boşalttılar, yer üstü ve yer altı kaynakları bunlar ellerine geçirdiler ve emperyalistler ile birlikte ülkeyi sömürmekteler. Tabi bunların koruyucuları iktidardır. Durum böyle olunca ülke parçalanmaya doğru gider ve Türk düşmanlığı yine revaçtadır.
En büyük ayrımcılığı ırkçılığı, mezhepçiliği yapan dönme devşirme iktidar nereye kadar hükmedecek?
Kuvayı Milliye ruhuyla ülkeyi emperyalistlerden ve emperyalistlerin yerli uşaklarının saldırılarına engellemelerine rağmen Mustafa Kemal ve onun gibi düşünen önderler çıkar ve ülkeyi kötü gidişattan kurtarır.
Emperyalistlerin bitirdiği, sömürdüğü yüzbinlerce Türk insanının kanıyla suladığı ülke yeniden şahlanır ve eğitim, ekonomi, sanayi, askeri konularda on yıl içinde kalkınır ve insanlar aydınlanır. İşte emperyalistler ve yerli uşakları bunu asla istemezler çünkü kendi saltanatları yıkılacaktır.
Ey Türk evladı ülkeni hiçbir zaman emperyalistlerin yerli uşaklarına bırakma, bu ülkenin gerçek sahibi sensin. Bu ülke için dedelerin vergi verdiler, üretim yaptılar ve askerlik yapıp kanlarını akıtıp şehit oldular. Senin deden cephede şehit olurken bunlar medrese adı altında vergi vermediler, askere gitmediler İslam’dan uzak bir inanç ile senin ninene göz koydular ve şehit dedenin evine tarlasına mallarına kondular. Buna müsaade edersen sende onlardan farksız olursun.