Ülkemizin her alanda tam bağımsız olması ve ilelebet payidar kalması kolay değildir. Bununla alakalı biz fark ederiz ya da fark etmeyiz siyaset dediğimiz bir çalışmanın içinde ip üzerinde Ali canbaz oyunu oynanır. Ülke az da olsa kazanımlar elde etmeye başlar. Burada iyi bir tespit yapmak için ahlakı, şahsiyetleri ya da şahsiyetçikleri bu çerçevede iyi değerlendirmeliyiz.
Efendim “Özelleştirme doğru bir uygulama değil ya da doğru bir uygulamadır.” diye yıllarca tartışma konusu oluyor bu ülkede. Devlet kanadı özelleştirdiği kurumları, fabrikaları bir başıboşluğu bahane ederek özelleştirmeyi savunmaktadır. Hâlbuki “İdarecilerin doğru ve ahlaklı olması fabrikaları bir başıboşluktan alır ve ülke kalkınır.” diyen kesimler de mevcuttur bu ülkede.
Sevgili okurlar ahlak bir ülkenin kalkınması için en önemli vasıfların başında gelir. Kendini geliştirmiş, ülkülere bağlı gençlik çok şükür bu ülkenin en büyük kazanımıdır.
Siyasilerin sağduyulu refleksleri ile dikkatleri başka tarafa çekerek siyasetin cambazlığı ile belki de 12 Eylül 1980 darbesi sebebiyle haksızlığa uğrayan gençlerin durumuna sürüklenmeleri önlenmiştir.
Ülkenin sağlam zeminler üzerinde durması uzun soluklu bir mesele. İnanırız ya da inanmayız devlet kademelerinde yolsuzluğu ahlak yapmış kişiliksizler vardır. 15 Temmuz darbe girişimi belki de bu bağlamda incelendiğinde devlet 18 yaşında bir genç misali kendi içindeki yolsuzluğu ahlak edinmiş kişileri bertaraf etmiştir.
Siyaset cambazlığı yapan siyasilerin derin düşünen şahsiyetler olduklarını unutmamak gerekir. En önemlisi de 5000’den fazla yetişmiş, donanımlı gencin şehit olduğunu unutmadan yavrularımızı ahlakın en üst seviyesine göre yetiştirip devletin ihtiyaç duyulan kademelerine girmelerine yardımcı olmalıyız. Bu idarecilerin ahlaklı olması devletimizin ilelebet payidar kalması açısından önemlidir.