AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, İBB operasyonlarına ilişkin, sürecin hızlandırılması gerektiğini belirterek, iddianamenin bir an önce hazırlanması çağrısında bulundu.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik "yolsuzluk" ve "rüşvet" soruşturması çerçevesinde düzenlenen 2. dalga operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 48 şüpheliden 18’i adli kontrol şartıyla serbest bırakılması, 30 kişi ise tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.

Arıkan, Babacan ve Davutoğlu Yeni Yol Grup Toplantısında Önemli Açıklamalarda Bulundu Arıkan, Babacan ve Davutoğlu Yeni Yol Grup Toplantısında Önemli Açıklamalarda Bulundu

TBMM Genel Kurulu’nda iddialara ilişkin konuşan AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Bir kişinin ailesine dokunulmuşsa, buna hep beraber tepki koyarız. Kumbaradan çıkan bir para, bir kız çocuğunun kulağındaki küpeyle alakalı bir şey varsa bunun sonuna kadar beraber devam ederiz" dedi. Çok sayıda iddianın kamuoyunda dolaştığını belirten Zengin "Bir an önce iddianame yazılmalı" dedi.

Zengin konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Kumbaradan çıkan bir para, bir kız çocuğunun kulağındaki küpeyle alakalı bir şey varsa bunun sonuna kadar beraber devam ederiz. Bakarız nedir ne bitiyor. Tabii olmaması gerektiğini söyleriz.

Böyle bir şeyin olmaması gerektiğini söyleriz ama bu tutanakta böyle bir şeyin kumbarayla alakalı olmadığını ben söylüyorum.

Şimdi sonuç olarak burada mesele bunun ötesinde. Bunun ötesinde. Biz bu dosyayı bilmiyoruz. Siz de bence bilmiyorsunuz. İddianameyi görmedik. Bizim buradan çağrımız bence şu olmalı: Bu iddianame bir an evvel yazılmalı. Çünkü iddianame yazıldığında bizim her birimizin bunu görme imkanı olacak. Yani iddianame kamuoyuna bir an evvel açıklanmalı ve böyle olduğu takdirde de bu tartışmaları ve hacmini aşan, yani çok korkunç şeyler söylüyorsunuz.

Darbe diyorsunuz, cunta diyorsunuz. bunları biz size iade ediyoruz. Ne demek darbe, ne demek cunta? Şimdi böyle bir şey mümkün değil. Ha bir de enteresan bir ifade kullanıyorsunuz. Diyorsunuz ki: 'Cumhuriyet Halk Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı'. Bakın bu ifadeyi bence çok yanlış kullanıyorsunuz. Daha daha önce de bu vardı. Daha önce hatırlarsanız geçen seçimde siz insanları sahneye çıkarıp 9 kişiye 'İşte cumhurbaşkanı yardımcımız' diye takdim ediyordunuz. 'İşte cumhurbaşkanımız' diye takdim ediyordunuz. Şimdi cumhurbaşkanı adaylığı hukuki bir unvandır.

Aday olursunuz, şu an cumhurbaşkanı adayı mıdır resmi olarak? Resmi sizin için de resmi olarak değil. Bakın, adaylık öyle olmuyor. Adaylık yüksek adaylık yüksek değerli arkadaşlarım bakın hepimiz milletvekiliyiz. Burada hukukçu arkadaşlarım çok. Bir insanın bu sıfatı alabilmesi için bunun hangi prosedürü gerektirdiğini hepimiz biliyoruz. Şunu diyebilirsiniz: Muhtemel, olmasını istediğimiz, arzu ettiğimiz cumhurbaşkanı adayımız diyebilirsiniz. Kaldı ki bu süreçlerin hepsi ilk başladığı zamanda siz bu oylamalarınızı daha yapmamıştınız. O yüzden bunları söylediğinizde hacminin ötesi anlamının fevkalade uzağında kavramlarla meseleyi anlatıyorsunuz.”