Hayat hakkında ne biliyoruz ki?
Her şey geri dönüşümlü.
Aldığımız nefesten belli değil mi?
Emanet yaşıyor, emanete sahip çıkıyor ve geri veriyoruz.
Depozitolu bir hayat.
Algılara açık bir hayat.
Kelimeler, güdümlü mermi gibi.
Neyi, nasıl ve ne kadar aldığımızın farkına her şey olup bittikten sonra varıyoruz.
Hayatımızı dizayn ediyorlar ve işin ilginci bu bizim hoşumuza gidiyor.
Emek sarfetmeden eylem yapmak.
Kolaya talip bir hayat…
Bizim yerimize düşünenler, okuyanlar, konuşanlar ve siyaset yapanlar var.
Peki onları yani algı operasyonu yapanları da algı mekanizması içine algılayanlar yok mu?
Var elbette.
Biliyorsunuz şu malum ve meşhur on üç aile.
Tek tek yazalım mı?
Yazalım hafızaları uyandırmada fayda var.
ASTOR AİLESİ, BUNDY AİLESİ, COLLINS AİLESİ, DUPONT AİLESİ, FREEMAN AİLESİ, HASBSBURG AİLESİ, LORD AİLESİ, MORGAN AİLESİ, OPPENHEIMER AİLESİ, ROCKEFELLER AİLESİ, ROTHSCHILD AİLESİ, RUSSEL AİLESİ, WARBURG AİLESİ
Bunları alt basamaklarında ise meşhur aileler; LEE AİLESİ, KENNEEDY AİLESİ, ONASSIS AİLESİ, REYNOLDS AİLESİ
Gerçek anlamda bu ailelerin de bağlı olduğu bir sistem var mı acaba?
Bu aileleri yönlendiren görev dağılımlarını yapan biri ya da birileri var mı?
Evet var desem hayal alemi diye düşüneceksiniz.
Şu an ispatı mümkün olmayan fakat çok yakın zaman içinde ortaya çıkarılacak olan ‘KADİM MİLLETLER MECLİSİ’ diye adlandırılan ve her on senede başkanlığı değişen sistem.
Planların yüz yıl bölü on yıl olması da işte buna bağlı.
Geçmişi binlerce yıla dayanan milletler topluluğu ya da meclisi.
Kaç tane böyle millet var varın parmak hesabını siz yapın.
İşte bütün algılamaların merkezi ve aileler sistemi.
Bu sisteme eski Türk Obaları ilham kaynağı olmuş teşkilatlanma süreci bunu üzerine kurulmuştur.
Değişen hiç bir şey yok aslında.
Her aile bir beylik ve beyliklerden oluşan uç beylikler ve onların dahil olduğu üst sistem yani ‘GLOBAL DEVLET’.
Her on yıl dedik.
önümüzdeki beş yıl içinde Türk Milletinin Başkanlık yapacağı dönem başlayacak.
Bütün telaş planların yetişemeyecek olması.
2020/20025 yılları arasında başlayacak olan dönem tarihe Türk Mührünün vurulacağı dönem olacak.
Bu dönemden dolayı ailelerin en az beş ferdi Türkçe bilmek mecburiyetinde.
Şu an bunu tamamlayan ‘ROCKEFELLER ve ROTHSCHİLD AİLESİ’…
Bizi yöneten ve adımıza kararlar veren bu Meclis ve Aileler Dijital Devlet anlayışına geçerek sınırları ortadan kaldıracaklar.
Çinde uygulamalarına başlayan sanal akıl, yüz ve vücut tanıma sitemleri bunun ayak seslerinden başka bir şey değil aslında.
Sosyal medya olarak kurulan yazılı ve görsel her mecra dijital devlet aşamalarından sadece biri.
Girdiğimiz oyunlarda buna dahil.
Dijital paraların ve dijital kimliklerin hüküm süreceği seçilmişler toplulukları.
Şu an yaşayanların içinde sadece ailelere açılan bu sistem yakında seçmelere başlayarak akıl ve algılama merkezi yüksek kadın, erkek ve çocuklara kapı açacak.
İnsanlar sınıflara ayrılacak.
Sinema sektörü başta olmak üzere doğal afetler veya dünyanın sonu diye yapılan bir sürü filim dizi yazılan kitap satırların da SEÇİLMİŞLER mesajını görebilirsiniz.
Gelelim Türk mührünün vurulacağı döneme.
Tam tamamına gelecek 100 yılın planlaması Türk Milleti adına oradan bulunanlar tarafından yapılacak.
Dikkat edin Türkiye demiyorum Türk Milleti diyorum bunu lütfen iyi anlayınız.
Her alanda Türk mührünün geçerli olacağı ve Türk Milletini temsil eden Devletlerin ortak hareket etme kabiliyetleri artacak ve başta su olmak üzere enerji kaynaklarının doğru kullanılacak.
Bu da gücü getirecek.
Ümmet dönemi yada ümmet anlayışı yerini yeniden bütün dünyada millet kavramına bıracak.
Milliyetçilik yükselen değer haline gelecek.
Bu gün batı devletlerinde Milliyetçilik rüzgarını görebilirsiniz.
Dünya değişiyor.
İstesek de istemesek de değiştiriyorlar.
Kontrol paneli bizim elimizde değil.
Pentagon denilen yer aslında Kadim Milletler Meclisinin ufak ve görünen bir parçası.
İçerisin de bölge ve devlet masaların hakim olduğu dev planlama merkezi.
Şu an ki meclisin başı İngiltere.
Dünya İngiliz Üst Aklı ile yönetiliyor.
Yüz yıllık plan devresinin kademeli son on yılı yaşanıyor.
Bu satırlar hayal dünyasının bir parçası değil.
Bu satırlar çok uzun araştırmaların ve görüşmelerin sadece bir kısmı.
Ben bu iddaları kaleme almakla tarihe not düşmekten başka bir şey yapamıyorum.
Yazmak anlatmak.
Okuyan ve dinleyen olursa bir anlam ifade ediyor.
Bu anlamın peşinden hiç bir ünvanı olmadan yürüyorum.
Koşmaya izin yok..,sadece yürüyorum.
Gelecek ve geçmişi yazan Tarih ve coğrafyadır.
Tarihi ve Coğrafyayı iyi tahlil etmek gerek bütün mesajlar ve stratejik adımlar orada gizli.
Mesajları okumak gerek.