Dün yayınlanan 43 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde yok yok...Belli ki, "kumanda ekonomisinin" her türlü yasal alt yapısı oluşturuluyor. Hazine bürokrasisi, şifahi talimatlar yerine kendini sağlama alacak her türlü yetkiyi istemiş ve
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle almış. Bu yetkilerin iç ve dış piyasalarda veya gerektiğinde hukuki süreçlerde nasıl kullanılacağını da dikkatle takip edelim...
Bütün bunlardan anlaşılan odur ki, siyaset kurumu ekonomide "olağanüstü hâl" ilân etmiş durumda...Çok şirketimiz, belki de çok daha fazla sayıda bankamız olacak...
Dikkatimizi çeken siyasi partilerden bu konularda yine tık yok...Haksızlık etmeyelim, Durmuş YILMAZ bir iki cümle etmiş ama sadece şahsi görüşleri.
İki gün önce yazmıştık, MB bankalardaki döviz mevduatları üzerinden munzam karşılıkların oranını artırarak ve "swap" vadelerini uzatarak, rezervlerini güçlendirmeye çalışıyor. Nitekim MB dün 1 milyar $'lık ve bir ay vadeli "swap" ihalesi açtı...Sonuçlarını şimdilik bilmiyoruz.
Tabi ki her şeyi bilmemiz mümkün değil, eğer muhtemel bir iç veya dışarıdan kaynaklı ekonomik operasyona muhatap olacaksak, serinkanlı bir şekilde bu adımların kısa vadede de olsa bile başarılı olmasını temenni ederiz.
Oysa ki, biz aylardır daha radikal ve milli bir çözüm yolunu teklif etmeye devam ediyoruz. 146 milyar $'lık yap-işlet-devret projelerini, bir çeşit halka arzı anlamına gelecek şekilde, maliyet fiyatları üzerinden millete devredilmesidir. Hukuki bir şekilde güvenceye alınmış, yönetimi bağımsızlaştırılmış bu projelerin "hazine garantili" kârları halka devredilirse, toplam 217 milyar $'a ulaşan döviz mevduatlardan anlaşılacağı üzere, korkulu rüyamız hâline gelmiş bulunan dolarizasyonun önüne geçilebileceği gibi, kuru baskılamak için rezervleri de eritmemiş olursunuz...
Biliyorsunuz döviz kurlarına müdahale etmenize karşın, döviz mevduatlarında bir çözülme olmuyor.
Aynı zamanda "imtiyazlı şirketlerin" korunduğu iddiaları veya algısını da hiç değilse, kısmen kırmış olur, biraz daha millete yaklaşmış olursunuz.
ŞİMDİLİK BİZDEN (BU KADAR) SÖYLEMESİ...