Alkol yasağı ile beceriksizliklerini örtmeye çalışıyorlar. Muhalefet bu tuzağa düşer gündemini alkol yasağına kilitlerse bir taşla birkaç kuş vurmuş olacaklar.
En başta alkol yasağı ile muhafazakâr seçmene mesaj veriyorlar. Bakın yine araya Müslümanlığımızı sıkıştırdık demek istiyorlar. Diğer taraftan bu kapanmanın gerçek bir kapanmaya benzemediğini biliyorlar. Tabiri caizse başı örtüp aşağını açmaya benzeyen bir kapanma bu. Tesettürü sadece başını örtmek olarak anlayanların tavrına benziyor bu kapanma.
Muhalefet, kapanmanın esas nedeninin -aşı bulamamaktan- kaynaklandığını söylüyor. Gerçekten de birkaç gündür aşılama faaliyeti durmuş durumda. Halbuki Sağlık Bakanı Koca, daha birkaç hafta önce günde iki milyon aşı yapabilecek durumda olduklarını ifade ediyordu. Bunun abartılı bir rakam olduğu ortadaydı, ama çeyreği bile doğru olsaydı bugün en az 30-40 milyon kişi aşılanmış olurdu.
Bu aşı yokluğunun yandaş özel sektöre para kazandırma maksatlı mı, yoksa para ve itibarsızlıktan mı kaynaklı olduğunu şimdilik bilemiyoruz. Çünkü akçalı işlerde profesyonelleşen bir yapı ile karşı karşıyayız. Para kokusu gelen her işe balıklama dalan, bunun için vatandaşı düşünmeyen bir yapı. İnşallah ileri ki günlerde böyle bir nobranlıkla karşı karşıya kalmayız.
Alkol yasağının diğer boyutu işte bu anlattıklarımla ilgili. Muhalefet alkol yasağına takılırsa pandemi sürecini yönetmedeki beceriksizlikleri, aşı yokluğu ve diğer bütün politikalar gölgede kalacak.Sahte din algısıyla idrakleri iğdiş edilmiş kitleler uyutulacak. 128 milyarın akibeti, kripto para yolsuzluğu, devlet ve milletine kazık atan bakanın icraatları, Biden'in soykırım kararı gündem dışına çıkacak. Asıl amaç bu. Yoksa alkol kullanmakla salgın arasında ne gibi bir ilişki olabilir? Bir yasağın esas konu ile alakası yoksa o yasaktan beklenen başka sonuçlar var demektir. Daha bugüne kadar hiçbir uzman alkol ile pandemi arasında bir ilişki kurmadı. Bu da alkol yasağının pandemi ile ilgili değil, iktidarın iflas eden politikalarının üstüne İslami bir şal örterek gündem dışına itmekle, vatandaşı din üzerinden kandırmakla ilgili olduğunu gösterir. Yani diyorlar ki, boş verin pandemiyi, boş verin aşıyı, Biden'in bu millete ve onun ecdadına yaptığı akareti boş verin, kaçırılan kripto paraları, kaybolan 128 milyar doları boş verin bizim Müslümanlığımız size yeter! Peki bu Müslümanlık veya dindarlık mı? Tabi ki hayır! Bu, dini metalaştırmak, başarısız bir iktidarı sürdürmek için aletleştirmektir.
Önceki gün Milli Görüş kökeninden gelen eski bir AKP milletvekili ile konuştum. Özet olarak: "para, makam, şöhret karşısında hiç birimiz ayakta kalamadık, dedi. Ama bu iktidarın bu millete tek bir faydası oldu, o da din diye bildiklerimizin, bize öğretilenlerin Allah'ın Kuran'da vaaz ettiği, yüce peygamberin hayatıyla gösterdiği dinle alakalı olmadığını anladık.AKP'nin yaptıklarına bakarak gerçek İslam bu olamaz diyerek dinimizi öğrenmeye yöneldik.Gerçek İslam'da, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, kul hakkı yemek, kamu malına tecavüz,dini aletleştirmek,adaletsizlik alkol almaktan daha ağır suçlardır.Çünkü ilk sayılanlar sosyal suç kategorisine girerler. Toplumu yozlaştıran, dejenere eden de bunlardır.Zararları doğrudan doğruya toplumadır. Öteki bireyseldir, zararı kullananadır. Siyasal İslam, birincileri görmezden gelir, ikinciyi öne çıkararak -gösteriş Müslümanlığı-yapar.AKP iktidarı bize üretilmiş bir dinin ne kadar yıkıcı olabileceğini gösterdi.Tek kazancımız bu oldu."
Bu doğru tespitlere katılmamak mümkün değil.Alkol yasağı ile din bir defa daha kullanılıyor. Amaç,muhalefeti alkol yasağına takıp, bunlar içkiyi savunuyor diyerek iflas etmiş politikalara İslami bir örtü örtmek. İktidar ile muhalefet arasındaki çekişmeyi dini alana taşımak. Hesabı verilemeyen 128 milyar doları, aşı bulamayan Türkiye'yi, alnına soykırım yalanı yapıştırılmış ecdadı, yalanı, talanı başka nasıl unutturacaklar?