Alman resmi makamları, 46 milyon civarında işgücüne sahip ülkenin 2035 yılına kadar yedi milyon vasıflı işçi sıkıntısı çekeceği tahmininde bulunuyor.
Bu durum özellikle Almanya'nın doğusunda artan yabancı düşmanlığıyla birlikte ciddi sorunlar yaratıyor. Chemnitz kentindeki bir mühendislik şirketinin yöneticisi Joerg Engelmann, kalifiye yabancı işçileri çekmek için büyük çaba göstermelerine rağmen aşırı sağın yükselişte olduğu bu bölgede ırkçı hakaretler ve dışlanma yaşandığını belirtti. Bu durum, işe aldıkları göçmen işçilerin başka yerlere taşınmayı tercih etmelerine neden oluyor.
Almanya'nın yanı sıra aşırı sağın yükseldiği Hollanda'daki birçok büyük şirket de göçmen karşıtlığı nedeniyle işe alım zorluğu çekiyor.
Almanya'da ırkçı faaliyetlere karşı çıkan iki öğretmenin okuldan ayrılmak zorunda kalması gibi olaylar da yaşanıyor. Ayrıca, yabancı düşmanlığından kaynaklanan nefret suçu vakaları artıyor.
OECD'nin yaptığı bir araştırma, Almanya'nın yabancı işçiler için çekici bir ülke olmaya devam etmesine rağmen ayrımcılığın ciddi bir sorun olduğunu ortaya koydu.
Almanya'nın doğusunda, komünizmin çökmesinin ardından işsizlik ve göçün artmasıyla yabancı düşmanlığı ve aşırı sağın yükseldiği bir bölge haline geldiği görülüyor.
Chemnitz, özellikle 2018'de göçmen karşıtı protestoların artmasıyla göçmen karşıtı bir kent olarak tanımlanmaya başladı. Şehrin nüfusu Almanya'nın yeniden birleşmesinden bu yana azaldı ve yabancı nüfus da arttı.
FOG Pazar ve Sosyal Araştırma Enstitüsü'nün verilerine göre, Chemnitz'teki yabancı nüfus 2000 yılında yüzde 2 iken şimdi neredeyse yüzde 14'e yükseldi.
Bu kentte düzenli olarak yapılan yabancı karşıtı gösteriler de endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor.