Coronavirus'ü çok sevdim, bana unuttuğum bütün değerlerimi hatırlattığı için
Sevdim Coronavirus'ü çünkü herkes kendi penceserinden kayıp ettiklerini aramaya başladı.
Eşimi daha iyi tanıma fırsatı buldum, ev işlerinin ne kadar yoğun olduğunu biraz mahcubiyet duyarak öğrendim.
Coronavirus'dan sonra ailemi, çocuklarımı, yaşamı onların varlığının ne kadar kıymetli olduğunu, aile içi o kargaşa, çekişmenin, sürtüşmelerin, gelin, elti, akraba, hısım dedikoduları özledik ne iyi geldiğini şimdi hissediyorum.
Coronavirus'ü seviyorum ölüm ile bana yaşam, hayatın güzelliğini bedenimi tanıma imkanı verdiği için.
Irak'da ölen 2,5 milyon insanı, Suriye'de ölen 700.000 insanı, Doğu Türkistan, Afganistan, Libya, Myanmar savaşlar, açlık, sefalet. Hergün sadece açlıktan ekmek bir avuç pirinç bulamadıkları için ölen 9000 yakın çocuğu hatırlattığı için sevdim Coronavirus'ü.
Savaşları Suriye'de, Libya'da, Yemen'de, Ukrayna'da daha nice bölgede etnik, mezhep çatışmaların bittiği, dünyada 180 milyon mültecinin onlarca devletten fazla nüfusa sahip insanların yurtsuz, evsiz olduğunu hatırladım için Coronavirus'ü sevdim.
Coronavirus öncesi selam vermeyen hiç sevmediğim komşumu, kahvede okey oynarken taş çalan Laz Mustafa'yı, atıp tutan şampiyonluk hayali kuran Galatasaray'lı Hayati'yi, herşeye karşı Beşiktaş'lı Hüseyin'i, hala kupaları çalındığını iddia eden Trabzonspor'lu Ali'yi, puanları büyük takımlar tarafından ellerinden alındığını iddia eden yigido Sivas'lı Haydar abiyi, Almanya'nın görünmeyen efsane başkanı Mesut'un Fenerbahçe'nin aldığı kupaları heyecanla anlatmasını özlettigi için sevdim.
Yıllarca siyaset yaptığım sabahlara kadar Türkiye'den davet ettiğimiz politikacılar, yazar, akademisyanlar ile sohbetlerde Türkiye'de hükumetler kurup yıktığım değerli arkadaşım Türk Milliyetçisi Cemal'in eksikliğini, düşüncelerinden, fikirlerinden feyz aldığım dürüst ve güzel insan Necmi'nin yokluğunu hissettiğim için Coronavirus'ü sevdim.
Camii'de çay ocağındaki herkesi dinsiz yapan Mahmut abiyi, birlik beraberlik Allah'a kulluk nasihatleri eden hacı Mustafa amcayı, mahalledeki çocukların sesleri ve onlara bağırıp çağırmalarına kızan titiz Rıza amcayı özlettiği için.
Coronavirus'ü seviyorum, 40 yıldır başı ağrıyan, hergün bir yeri ağrıyan,hiç bir yeri tutmayan, panik atak olan torba torba ilaç yutan teyzelerin, dedelerin hastalıkları bıçak gibi kesildiği için.
Dinimi, inançımı ilk defa Allah'ım ile arada kimse olmadan baş başa bir Kul olarak, Allah'a daha yakın olduğumun şuuruna vardığım hissiyatı için Coronavirus'ü seviyorum.
Çalışma hayatımı evde yapabilme imkanı sağladığı için Coronavirus'ü sevdim.
İlk olarak çevremi algıladığım, her tarafın beton yığını olduğunu farkına vardığım için Coronavirus'ü sevdim.
Doğayı yeşili, tarım ürünlerini, köyümüzü, tarla, bahçe, köpeği, koyunu, ineği, sütü, peyniri, unu, pirinçi, nohutu,bulguru, fasulye bunların nasıl tedarik edildiğini hiç düşünmemiştim Coronavirus ile bunların varlığından haberim olduğu için sevdim.
Coronavirus sayesinde hayatımda evim dışında arabamın, lüks eşyaların hiç ehemmiyetinin olmadığını anladım.
Başka zaman ellerinde telefon internetten çıkmıyorlar diye isyan edip bağırıp çağırdığı çocuklara iyi ki İnternet varmış dediğim için sevdim Covid 19'u.
Görmezden geldiğimiz hayatımızda hiç dikkat etmediğimiz markette, eczanede düşük ücretle çalışan evlenecek kızın, düşük ücretle bizim siparişleri getiren kargocu, seyyar satıcıları, evsizleri hatırladığı için Coronavirus'a minnettarım.
Evet birçoğumuz içinizden bana isyan edebilirsiniz haklısınız da lakin bunları belki hergün bir çok defa duyuyordunuz fakat hiç kimse algılamıyordu.
Bedeli ağır ölüm ile tekrar hatırladığımız bu insanı hasletleri, değerleri umarız Coronavirus sonrası yaşatırız, yaşarız.
Coronavirus seviyorum, politıkacıların ölümlere rağmen ısrarla bu süreçte siyaset yaptıklarını görmemi sağladığı ve dünyadaki bütün rejimlerin çok güvenilir olmadığını gördüğüm icin Coronavirusu sevdim.
Bizim nefsimizi aşamadığımız, egomuzu, gururumuzu, yenemediğimiz dünyayı kaos ve savaşlar ile yöneten erkekler bu savaşı kayıp ettiklerini.
Bu krizi, bu savaşı, bu görünmeyen düşmanı erkeklerin ellerindeki silahların hiç bir işe yaramadığını, bu savaşın zeka, acıma duygusu, ortak akılla, feraset, ince ruhla yönetilmek olduğunu, bunu da dünyaki 8 kadın yönetici aracılığı ile öğrendiğim için.
Bu savaşın tek galibi olacak o da kadınlarımızı unutmayın.
Evet birçoğumuz içinizden bana isyan edebilirsiniz haklısınız da lakin bunları belki hergün bir çok defa duyuyordunuz fakat hiç kimse algılamıyordu.
Bedeli ağır ölüm ile tekrar hatırladığımız bu insanı hasletleri, değerleri umarız Coronavirus sonrası yaşatırız, yaşarız.
Kalın sağlıcakla
Almanya / Köln 2020
m.kizilkaya@web.de