“Yargıtay Başkanı İsmail Hakkı Cirit, Ekim 2018 de “Adil yargılanma ihlalinin %74 “ olduğunu söylemişti. Adalet ile yönetilen bir ülkede, o gün Cezaevlerinde ne kadar suçlu varsa tahliye edilip, yeniden yargılanması gerekirdi. Yargının en tepesindeki insan bunu söylemişti.” diyen Ayhan Köseoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“%26 Adil (!) yargılanarak ceza almış kişilerin kim olduğu araştırılmadan derhal,1 saniye bile beklemeden tüm kararların bozulması gerekirdi. Talebe gerek yoktu.Yasa gereği Kanun yararına bozma devreye girmeliydi. Veya TBMM’nin derhal yasa çıkartması gerekirdi. O gün yapılan  bu beyandan sonra Türkiye’de adalet konusu tartışmalı hale gelmekten öteye askıda kalmıştır. Devlet Adil olmak zorundadır. Yoksa Devlet olamaz. Devlet olarak kalamaz.”

Ayhan Köseoğlu’nun yazısının devamı şöyle:

“Tek tek sistemdeki hataları ve Adil yargılamaya Adaletle hüküm vermeye engel konuları saymaya kalksak emin olun seneler yetmez.

15 Temmuz 2016 Darbe teşebbüsünden sonra görüldü ki;Mübaşirinden,Yüksek Yargı mensuplarına kadar,1000 lerce Yargı Mensubu FETÖ mensubu olması sebebi ile görevden ihraç edildi,Cezaevine girdi.

Aynı şekilde Ceza Yargısının temeli olan Polis Teşkilatı da aynı şekilde…

Bu ülkede Polis Fezlekeleri Kopyala-Yapıştır şeklinde,İddianame oldu,ardından Gerekçeli karar oldu.

Sebep;Yargı Faaliyeti sırasında Adil davranmak yerine örgüt amacına uygun olarak Örgüt talimatları ile Kararlar verilmesi idi.

Bizzat Ülkenin Cumhurbaşkanı Hakim-Savcıların %60 dan fazlasının FETÖ mensubu olduğunu ve Devletin kuralları dışında yargılama faaliyeti yapıp kararlar verdiğini beyan etti.

Bu bile başlı başına yeniden yargılama sebebidir.

Daha sonra çeşitli defalar en yetkili Siyasilerin ağzından İktidar ve Muhalefet Liderlerinin ağzından defaatle Af,İnfaz düzenlemesi vaadleri çıktı.

Ama ne yazık ki her seferinde hayatları kararmış,yokedilmiş insanların ümitleri basit infaz iyileştirmeleri(!) ile başka bahara bırakıldı.

Şu anda Ülkede İktidarından Muhalefetine toplumun herkesiminin üstünde uzlaştığı tek konu ne diye sorulsa;Herkes tartışmasız bir şekilde “AF” diyecektir.

Ülke son 10 senedir korku tüneline girmiş gibi Adaletsiz bir şekilde yargılama yapılmaktadır.

Ceza almış, sabıkası bozulmuş, bazı hakları yok olmuş, hala aldığı cezanın sonuçlarının cezasını çeken, halen cezaevinde olan, yargılaması devam ederek muhtemelen cezaevine girecek milyonlarca insan var.

Evet Milyonlarca İnsan 10 Milyondan fazla insanın etkilendiği bir risk var.

Toplum gerilmiş.

AF konusunda Cumuriyetin 100. Yılında beklentiler zirveye çıkmış durumda.

Adalet Bakanı Göreve Başlar Başlamaz,Pandemi izni ile Dışarda olan işini,düzenini kurmuş,hiçbir suça bulaşmamış 128.000 izinli Mahkumun sorununu kucağında buldu.

Cezaevlerinde %74 ü adil yargılanmamış 350.000 e yakın hatta aşan Mahkum var.

50.000 civarında tutuklu var

Ceza yargılaması sistem olarak çökmüş durumda.

Her Yargı çevresi kendine göre Ceza tayin ve takdir eder hale gelmiş.

İnfaz uygulaması ise; Evlere şenlik ötesi. Cezaevi Müdürleri İnfaz Hakimi gibi kararlar verip insanların Hürriyetini kısıtlıyorlar. Her Cezaevi ayrı bir uygulama Dukalığı kurmuş. Adalete güven azalmış demiyorum, tamamen bitmiş. Bu durum da öyle Yargı Paketleri ile, Kısmi İnfaz Düzenlemeleri ile çözülemedi çözülmez de. Bu kadar olumsuz etkenin tek çözümü var. Ülkenin yargısında Radikal ve Cesur bir karar alınır. Ve Her şeye sıfırdan ADİL YARGILAMA ile başlanır. GENEL AF amasız,fakatsız GENEL AF.”