Ankara ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek’i sert bir dille eleştirdi.
Yılmaz, paylaşımında Gökçek’in Ankara’yı arsa deposuna çevirdiğini, Ankara’yı parsel parsel sattığını belirtti.
İşte Halil İbrahim Yılmaz’ın paylaşımı:
RANT DİNİNİN KULLARINA...
“Kendi partisi tarafından bir günah poşeti gibi sokağa bırakılan bir canlı türünün arsız bebesi bana ahlak dersi veremez...”
“Herkes biliyor ki Ankara’da icat ettiğiniz ‘rant dinine’ her kesimden irili ufaklı alçağı kul ettiniz!”
Bir günah poşeti gibi görevden alınarak kapı önüne konan; Milli Mücadele’nin karargâhı, demokrasi çığlığının Başkenti Ankara’yı ‘arsa deposu’ olarak gören gözleriyle, hücre duvarlarına astıkları ‘nefret’ objesini izlemekle meşgul olan baba ile bebesi, güneşi balçıkla sıvamaya kalkışıyor.
‘PARSEL-PARSEL RANT’ diye atan betonlaşmış kalpleri olan bu kenara itilmiş ve ilk sütü dahil helal lokma yememiş ufak hırsız bebesinden, 6 milyon Ankaralının ‘ortak aklı’ Ankara Kent Konseyi’nin, ‘Ankara’ diye atan yüreklerini anlamasını beklemiyoruz!
İyilikten, gönüllülükten, Ankara’dan ve Ankara Kent Konseyi’nden nefret eden bu arsızlar; hiçbir ‘hesap kitap’ yapmadan, kendini kentine adayanları elbette anlayamaz.
Herkes biliyor ki Ankara’da icat ettiğiniz ‘rant dinine’ her kesimden irili ufaklı alçağı kul ettiniz!
Helal lokma konusunda fikri olmayan günahkâr bebe, bana ve bizlere dürüstlük adına soru soramaz.
Kuyruk acısı bir türlü dinmeyen ‘günah poşeti’ ile arsız bebesinin, adı beyaz geçmişi kara tv’sinin bir günlük parasını Ankara Kent Konseyi, son 5 yılda gerçekleştirdiği 6 bini aşkın etkinlikte harcamadı. Elbette ki bu durumu tescilli bir hırsıza da, bebesine de anlatmak, eşeğe kitap okutmaktan zordur.
Bu arlanmaz güruhun ‘fır’ıldak düşüncelerle dolu ‘al-sat’öncelikli beyinleri, sadece ‘fırsat’ kovalar... Ankara Kent Konseyi’nin birleştirici gücüne güç katan binlerce gönüllüsü ise ‘ortak akılla’ yaşar, yaşatır.
İFTİRACI HARAMZADE
Kağıttan uçak yaparak gökyüzüne bakan çocukların geleceğini ve 85 milyonun ikametgâhı Ankara’yı aynı kağıtlar üzerinden parsel-parsel satan ‘günah poşeti’ haramzadenin iftiracı bebesi de, kızarmaz yüzüyle konuşmuş, yalanlar düzmüş.
Bu iftiralardan anlıyoruz ki meğer, ‘günah poşeti’ gibi kapı önüne konulan hırsız babanın arsız oğlu, şahsıma atılan iftiraların esas merkeziymiş!..
Sizin bu aslı astarı olmayan iftiralarınızdan ancak, çaldığınız paralarla kurduğunuz rant dinine iman edenler, paraya, güce, arsıza kul olanlar korkar.
ÖRGÜTLÜ KÖTÜLÜK
Tüm memleketin izlediği ‘Baba-Oğul İftira’ filminin başrollerindeki insansı türler… Sözde siyaset yaptığınız siyasi parti de, sözde yaşadığınız Ankara da, sözde sevdiğiniz bu ülke de sizden ‘illallah’ etti!..
Bu arsız baba ve yüzsüz bebesinin, hırsına münhasır Boğaz’dan şer ‘oda’klarla bağlantılı işbirliği ve aynı kuyruk acısıyla, irili ufaklı Ankara çetelelerinde örgütlediği kötülükle, babasının öcünü almak için her fırsatta partisine de gol atmaktadır.
Başkent Ankara’daki bu zerzevatın bütün günahkârları aynı türdendir, aynı dindendir ve hesap günleri çok yakındır.
Bekleyin; 2025 yılı ‘Kötü İnsanları Tanıma Senesi’ olacak. Örgütlenmiş iftiracı vasat diz çökecek! Haram-i yapılarıyla, Anadolu insanının tertemiz kalplerinde bir figüran olarak kalacaklar...
Ancak yine iyi biliyoruz ki, bütün bu anlatımlar ve ortaya konulmuşluklara karşı utanıp tövbe etmesi gerektiği halde, 24 saat meczup bir trol gibi sabahlara kadar nefret ettiği herkese iftira atan bir canlı türünün hala konuşuluyor olması TIP ilminin sorunu olmalıdır aslında...