Bugün anneler günü...
Şükürlerin, özlemlerin, sevinçlerin, gözyaşlarının birbirine karıştığı bir gün bugün.
Kimi hanelere sevinçle doğacak güneş. Gelişen dünyanın etkisiyle nadiren bir araya gelebilen kardeşler, kuzenler buluşup annelerle Pazar kahvaltıları yapılacak, torunlar hediyeleriyle büyükannelerini ziyarete gidecek, eski zamanlardan, acı tatlı hatıralardan bahsedilecek.
Kimileri de alıp çiçeklerini dualar ve gözyaşları eşliğinde bir mezar taşının Anneler Günü’nü kutlayacak dinmez bir acı, derin bir özlem, belki de pişmanlıklarla.
Mezarlıkların tek ziyaretçileri evlatlar olmayacak.
Başında dimdik duran ay yıldızlı şanlı al bayrağıyla vatana kurban verdikleri “kahramanlarına” koşan mağrur dudaklardan selamlar gidecek Peygamber Efendimizin komşularına. Evlatlarını emanet ettikleri kutsal vatan toprağı okşanacak o öpülesi ellerle. Başka sebeplerden evlat acısı yaşamış analar da orada olacak. Sarılacaklar birbirlerine ciğerlerindeki dinmeyen sızıda ortak olan bu kadınlar.
Kıymet bilmek gerek kıymet.
Yüce gönüllerindeki bitmez enerjiyle evlatlarını karşılıksız seven annelerin kıymetini bilmek gerek.
Boşuna konmadı Cennet-i Ala onların ayaklarının altına.
Anne demek seninle gülen, seninle üzülen, seninle üşüyen, seninle ağlayan kutsal varlık demek.
Anne demek kırk yaşını geçsen de seni yaş olarak gözünde büyütmeyen, sana hep “özel insan” muamelesi yapan, evladını kendinden fazla düşünen, onun için endişelenen ve bir hayır duasıyla üzerindeki bütün ağırlıkları dağıtan melek demek.
Anne demek evlat demek...
Kıymetinizi bilin annelerinizin.
Hoş, onlar zerre karşılık beklemezler ama unutmayın onları bir ömür sırtınızda taşısanız, sizin için yaptıklarının çeyreğini bile ödeyemezsiniz.
ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU, KAYBETTİĞİMİZ ANNELERİMİZİN RUHLARI ŞAD OLSUN...