Türk asildir, neciptir.
Türk hakkaniyetli ve onurludur.
Türk adildir, konukseverdir, zayıfa duyarlı, zalime ve zulme karşıdır.
İşte bu özelliklerdir ki Türk’ü diğer uluslardan ayırt eder.
Son yıllarda ülkemde garip şeyler oluyor. Ne Türklükle ne İslam’la ne de insanlıkla bağdaşmıyor.
Başta siyasiler olmak üzere diller bile bir değişti. Diller adileşti, kirlendi, çirkinleşti.
Ve bu dillerin cevabı sokaklara yansıdı.
Hesabını da bu asil millet ödemeye başladı.
Oysa Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuku, yargısı vardı; “şeriatın kestiği parmak acımaz” denilen. Oysa o hukuk, bu günlerde acıtmanın ötesinde sızlatıyor.
Sn. Kemal Kılıçtaroğlu’na yapılan saldırı ve sonrası olaylar ülkenin hukukuna, töresine yakıştı mı?
Sn. Akşener’e saldırı, gazetecilere saldırı… AKP ve HDP binalarına saldırı…
Bu ülkenin geleneklerine, Türk’ün vakarına, İslam’ın hoşgörüsüne yakıştı mı? Nereye, nasıl oturtacağız?
Eğer bugün kalkan o yumrukları kırmazsak, benim adamım mantığıyla olaya bakarsak; yarın sokaklarda silahlar konuşur.
Bunun sıkıntısını ilk önce ülkeyi yönetenler çeker, unutulmasın!.
Ülke terörle anılmamalı: ilim, irfan, edep olmalı. Hoşgörü ve insanlık kucaklamalı insanları, ülkeyi, yönetenleri, yönetilenleri.
Hiçbir zaman illet-zillet, şer ittifakı- zevzek-cıvık suçlamasıyla yol alınmaz.
İçte ve dışta itibar zayıflar, güven kaybolur, huzur kaçar. Ülkeye terör ve terör baronları hakim olur.
Asla bir İdi Amin ve ülkesi olmaya özenilmesin.
Eğer örnek alınıp, çağ yakalanacaksa, amaçta buysa: Japonya, Almanya, Kore, Hollanda, Danimarka gibi ülkeleri örnek almalıyız.
Hiç kimse bu asil milleti üçüncü lige layık görmesin.
Bu asil milletin oynayacağı lig, süper lig olmalıdır.
Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun aşı merkezi Hıfzıssıhhayı kapatıp 120 milyon doz aşı geliyor diye övünmek, hava basmaya kalkmak; bir başarı değil tükenmişliktir.
Ne garip bir gündeyiz ki, en sağlıklı uzaktan eğitimi bir mafya lideri olduğu söylenen Sedat Peker yapmakta. Milyonlar onun açıklamalarını hayranlık ve şaşkınlıkla seyretmekte.
Bu, siz yöneticilerin ağrına gitmiyor mu?
Atalar ne güzel demişler: “Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar.”, “Eştiğin kuyuya sen de düşebilirsin.”
Yetmez mi? Zararın neresinden dönülürse kârdır. Bu kafayı acilen terk etmeliyiz. Millet açım aç derken, altın bürokratlara 3-5 yerden ballı maaş ödemek; hangi adalete sığıyor?
Ve nereye gidiyoruz arkadaş?
Esen kalınız.