Türkiye’de 9 milyon Suriyeli göçmen var. (Milli Savunma Bakanımız söyledi)
Yaklaşık 2 milyon da çeşitlendirebileceğimiz T.C vatandaşı olmayan göçmen var.
(Türkiye’deki Türk asıllı T.C vatandaşı olmayan insanlar göçmen değil soydaşımızdır. Yaşadığımız topraklarda bizim ne kadar hakkımız var ise onlarında o kadar hakkı vardır. Tıpkı tüm Türklerin Ata yurdu Orta Asya’da onlar kadar hakkı olduğu gibi)
Devlet yetkililerimizin ikrarlarına göre 11 milyon göçmeni ülkemizde barındırıyoruz.
Türkiye’de barındırdığımız işgalci göçmenlere Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ‘a göre 91 milyar dolar harcamışız.
Devlet yetkilileri de işgalci göçmenlere yaklaşık 75 milyar dolar harcadığımızı ikrar ediyorlar.
Giden gitti. Bundan sonrasına bakalım diyelim.
Türkiye’deki işgalci 11 milyon göçmenin yaklaşık 8 milyonu aktif çalışma yaşlarında. (Belki fazladır ama az alalım)
Türkiye’de asgari ücret net alınacak oran olarak 4250 TL oldu.
Bir işçinin bir işverene maliyeti 6 bin TL’yi geçecek yani.
Bir yanda 6 milyon TL maliyetli emekçimiz, diğer yanda yaklaşık 8 milyon asgari ücretin altında belki de 3 bin TL’lere çalışacak işgalci göçmenler.
İşverenlerimiz hangi maliyet gurubunu tercih eder acaba. Biri diğerinin yarı fiyatına çalışıyor.
Yüksek asgari ücret ülkemizdeki işsizliğe katkı yapar mı?
Tabi ki yapar.
Tüccarlık bir matematik işidir. Eğer matematiğiniz tutmuyorsa ya o işi yapmayacaksınız ya da maliyetlerinizi düşürmeye çalışacaksınız.
Toplumsal hayatımızda bir kırılma, bir huzursuzluk, işsizlik, daha da yoksulluk her evin kapısından içeri girdi.
Zaten bir gerginlik ortamındaydık, üstüne birde gelecek belirsizliği eklendi.
Sanki her şey bir plan içinde sürdürülüyor. Herkes kendisine verilen görevi yerine getiriyor.
Sinsi bir emperyalist proje yurdumuzda uygulanıyor.
Bizlerde bön bön bakıyoruz…