Atatürk Demirtaş’a selam gönderir miydi? 

Abone Ol

CHP, her fırsatta Atatürk’ün partisi olduğunu iddia ediyor. Onun itibarından istifade etmeye çalışıyor. Ama uzun zamandır oy oranı yüzde 25’i de geçemiyor. Oysa Atatürk’ü sevenler yüzde 25’in çok üzerinde. CHP’de de Atatürk’ü sevenlerin olduğu muhakkak. 

Peki bu sınırlı oy oranı niye? 

Atatürk’ün milli bütünlük konusundaki duyarlılığını anlatmaya gerek yok. Onu putlaştırıp içini boşaltmak, toplumun bir kısmından uzaklaştırmak yerine –insan ve lider- kimliği ile hareket edilse belki tablo daha farklı olacaktı. Atatürk’ü en az anlayanlar onu putlaştıranlardır. 

CHP Atatürk’ü doğru anlasa bugün farklı bir konumda olurdu. Onu anlamadığını göstermek için tek bir örnek kâfi. Son kongrede hem sayın Kılıçdaroğlu hem Özgür Özel konuşmalarına Selahattin Demirtaş’a selam göndererek başladılar. Demirtaş, Kobani olaylarından tutuklu bir isim. Partisi PKK ile kol kola olduğunu hiçbir zaman inkâr etmedi. Milletvekilleri Öcalan’a başkan diye hitap ediyor. Partinin genel başkanını değil, onu lider olarak kabul ediyorlar. PKK ve siyasi uzantılarının hedefi, Türkiye-İran-Suriye ve Irak’tan kopardıkları/koparacakları parçalarla Büyük Kürdistan’ı kurmak. Bunu sağır sultan bile biliyor. Şimdi sormak lazım; Atatürk hayatta olsaydı, Selahattin Demirtaş’a selam gönderir miydi? Onun partisinde Demirtaş’a selam gönderen bir kişi barınabilir miydi? Atatürk’ün partisi demekle Atatürk’ün partisi olunmuyor, önce onun hassasiyetlerine sahip olmak gerekir. CHP’de sorun, genel başkanların değişmesi veya değişmemesi değil zihniyetlerin değişmemesidir. 

HEDEP’LE DANS 

Genel seçimler boyunca muhalefet HDP ile iş birliği yapmakla suçlandı. Kandil’den emir aldığı iddia edildi. İş birliği ayrıdır, mesafe koymamak ayrıdır. Muhalefet, İYİ Parti hariç HDP’ye toplumu ikna edecek ölçüde mesafe koymadı. 

Ancak bütün seçim propagandasını HDP yandaşlığı/karşıtlığı üzerime kuran AKP seçimden sonra söylediklerini unutarak HDP’nin yeni versiyonu HEDEP ile görüşmeye başladı. HEDEP yetkilileri bu görüşmeyi doğruladılar. Eş başkanları Bakırhan, iş birliğine hazır olduklarını söyledi. 

AKP/HEDEP görüşmesinin mahiyeti ile ilgili değişik iddialar konuşuluyor. HEDEP sözcüleri, tutukluların durumunu konuştuklarını söylüyorlar. Ancak parti içinde konuşulanlar çok farklı. Özellikle Diyarbakır HEDEP çevresinde, görüşmenin –yerel seçimlerle- ilgili olduğu konuşuluyor. Öyle ki, somut iddialarda bulunanlar bile var: İktidarın HEDEP’e aday gösterilecek yerlerde,  birkaç isim tespit edip, içlerinden iktidarın istediği kişiyi aday yapmaları halinde kayyım atamama teklifi yaptığı iddia ediliyor. Yani mesela Diyarbakır’da HEDEP 6-7 ismi iktidara bildirecek onların uygun gördüğü kişiyi aday yapacak. Bu iddiaların ne kadar doğru olduğunu önümüzdeki haftalarda öğreneceğiz. Şimdilik doğru olan HDP ile görüşen haindir diyenlerin HEDEP’le görüşüyor olduklarıdır. 

50+1 

CB Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçiminde 50+1’in değiştirilmesi gerektiğini söylüyor. Bu anayasayı kendisi için değiştirmek istediğine dair daha önce yazdıklarımızı doğruluyor. Bu yasayı eski TKP’li CB danışmanı Mehmet UÇUM hazırlamış, TV ekranlarında da hararetle savunmuştu. Aynı 50+1 savunusunu Bahçeli de yapmıştı. Değişir veya değişmez, burada önemli olan bu anayasa hükmünün niçin değiştirilmek istendiğidir. 14 Mayıs seçimleri sayın Erdoğan’ın son adaylığı değil miydi? Bir daha aday olamayacağına göre seçilme oranının yüzde 50+1 veya yüzde 40 olmasının onun açısından bir önemi var mı? Demek ki varmış. Bu değişiklik talebi, sn Erdoğan’ın hala aday olma hakkını tüketmediğine inandığını gösterir. Yoksa aday olamayacağı bir seçimin oy oranıyla niye ilgilensin?