60 yıl oldu gurbette, gurbetçiye hayat. Avrupa'da 1.2.3. nihayet 4. nesillere geldik.
Batı Avrupa Türkleri olarak ciddi bir ekonomik güç elde ettik.
Yüz binlerce orta ölçekli esnaftan, fabrikatörlere, çiftlik sahiplerinden, inşaat sektörüne ve hatta finans sektöründen, siyasete kadar faaliyet yürüten Türkler var.
Fabrikalar kuran, toprakla uğraşan Türk’lerin; Avrupa’yı vatan edeceği anlamı taşır.
Siyasi temsilcilik Avrupa Türkleri memnun olmasa da kısmen var.
Birçok Türk kökenli Batı Avrupa Türkleri, yerel, ulusal ve hatta Avrupa parlamentosunda bulunmakta.
Dini olarak binlerce camii, yüzlerce cem evleri birçok fırkalara bölünmüş halde bulunmakta.
Yine onlarca cemaat, tarikat, şeyh, muskacı, cinci hocalar bulunmaktadır.
Batı Avrupa Türklerinin acilen tekke, türbe, yatır gibi kutsal mitoloji, efsane, hikâyesi olan yerlere ihtiyacı var.
Ne bileyelim Sultan Süleyman Viyana kuşatmasında ön birliklerde gönderdiği akıncılar, erenler, ulema, alimlerden birileri gelmiş. Köln o günkü ismi ile Kolonya şehri yakınlarında vefat etmiş. Ulu bir çınarın olduğu bir ağacın, belki bir tepenin üstünde.
Batı Avrupa Türkleri olarak psikolojik sorunlarımız var özellikle kadınlar, çalışmadıkları için ve emekliler.
Anadolu'daki gibi o büyük aile yapısı yok. Çekirdek aile en fazla 3 kişi veyahut yalnız yaşayan ciddi bir nüfus var.
Afetler oluyor sel felaketi gibi, ırkçı saldırılar sonrası onlarca insan katlediliyor, hastası olan, kızı kaçan, eşi terk eden, gelinin çalınan altınları ve benzeri dertlerini, sorunlarını dinleyecek, dertleşecek kimseleri yok. Örneğin Koronavirus geldi vatandaşın bir tekke, türbe, ziyaret edip iki çal çaput bağlayacak bir yeri yok.
Acilen Millet cinnet geçirmeden birileri bir tekke, türbe açsın.
Toplum olarak sosyolojik gerçeklerini bu vesile ile tamamlamış olur.
Sermaye az, kazanç garantili, vergi yok, yan etkenleri çorbacı, lokanta, konaklama, hediyelik eşya ile günlük 500 ziyaret garantisi benden olmak üzere milleti rahatlatır durum vahim.