Ayşe Ateş, Ankara’da silahlı saldırı ile öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, suikastın birinci yılında, cinayetin işlendiği noktada; “Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Adalet Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza, Ankara Başsavcısına, soruşturmayı yürüten savcılara, yargı camiamızın şerefli, namuslu hâkim ve savcılarına sesleniyorum. İki tane küçük evladımın yetim kaldığını kimse unutmasın. Başka yavruların yetim kalmasına izin vermeyin. Herkes güven içinde yaşasın. İnanıyoruz ki adalet, devletin temelidir. İdarecilerin görevi ise en başta adaleti tesis etmektir. Lütfen dışarıda, elini kolunu sallayarak gezen tüm failleri bir an önce yakalayın ve adaleti tesis edin. Unutmayın ki eksik ve geç gelen adalet, adalet değildir” açıklamasını yaptı.

Sinan Ateş’in öldürüldüğü yerde açıklama yapan eşi şunları söyledi: “30 Aralık 2022 tarihinde, şu an bulunduğumuz noktada yaşanan ve Türk siyasi tarihine kara bir leke olarak geçecek olan Sinan Ateş cinayeti, hepimizin hayatından bir parça alıp götürdü. Bir eşi, bir babayı, bir evladı, bir kardeşi, bir dostu, iyilikte yarışan bir insanı hayattan koparanlar insanların inandığı değerleri de yerle yeksan ettiler.

Murat Bardakçı'dan Halifelik çıkışı Murat Bardakçı'dan Halifelik çıkışı

Eşimin şehit edildiği günden bugüne; bizimle birlikte olan hakkın, hukukun ve adaletin yanında duran herkese, sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum.

“ŞEYTANIN BİLE NEFRETİNİ KAZANDILAR”

Biz ömrümüzü verdiğimizi davamıza, canımızı da verdik. Buna rağmen, bazı çevrelerin tavırları ve iftira dolu söylemleri bize aşağılık cinayet kadar ağır geldi. Babasız kalan iki evladımın hayat boyu yaşayacağı travmayı düşünemeyecek kadar gözlerini nefret bürüyenler, şehidimizin arkasından sergiledikleri çirkin tavırla, ölen ile uğraşmayı bırakan şeytanın bile nefretini kazandılar.

“YATTIĞI TOPRAĞI DA MI FAZLA GÖRÜYORSUNUZ”

Sinan, bedenen artık aramızda yok. Hala dinmeyen öfkenizle ona yattığı toprağı da mı fazla görüyorsunuz. Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yaptığımız her açıklamada önce Allah’a, sonra devletimize olan güvenimizi dile getirdik, getirmeye de devam ediyoruz. ‘Dış güçlerin oyunu’ diyenler oldu, ‘seçim öncesi Türkiye karıştırılmak isteniyor’ diyenler oldu. Biz bunun böyle olmadığını bilmemize rağmen, çirkin tezgahların bir malzemesi olmamak adına acımızı sinemize çekerek sakin kalan, sakinleştiren taraf olmayı tercih ettik.

Biz istiyoruz ki devletimiz, bir yıldır taşıdığımız bu ağır yükü omuzlarımızdan alsın. Biz yalnızca bir yıldır yaşayamadığımız acımızı yaşamak istiyoruz. Devlet babamız hesap sorsun istiyoruz. En başından beri adalet yerini bulsun istersen kıyamet kopsun diyoruz. Adalet yerini bulmayınca ne mi olur? Bu sorunun cevabını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan en güzel şekilde veriyor: Unutulmamalıdır ki cezasız kalan her suç failini daha da azgınlaştırır. Hesap sorulmayan her cürüm, yeni zulümlere davetiye çıkarır.

“BUGÜNE KADAR NEDEN HİÇBİR İŞLEM YAPILMADI”

Kamuoyuna yansıdığı üzere bu alçak cinayetin failleri, adli işlem gören kişilerle sınırlı değildir. Peki, tespit edilen diğer faillerle ilgili olarak bugüne kadar neden hiçbir işlem yapılmamıştır? Olayın üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen soruşturma tamamlanıp neden dava açılmamıştır?

“ADALETİ TESİS EDİN”

Buradan sizlerin huzurunda başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Adalet Bakanımıza, İçişleri Bakanımıza, Ankara Başsavcısına, soruşturmayı yürüten savcılara, yargı camiamızın şerefli, namuslu hâkim ve savcılarına sesleniyorum. İki tane küçük evladımın yetim kaldığını kimse unutmasın. Başka yavruların yetim kalmasına izin vermeyin. Herkes güven içinde yaşasın. İnanıyoruz ki adalet, devletin temelidir. İdarecilerin görevi ise en başta adaleti tesis etmektir. Lütfen dışarıda, elini kolunu sallayarak gezen tüm failleri bir an önce yakalayın ve adaleti tesis edin. Unutmayın ki eksik ve geç gelen adalet, adalet değildir.

Siz, değerli bu basın mensuplarının da bu davada bizden yahut bir başkasından yana değil; haktan, doğrudan ve adaletten yana haberler hazırlamasını rica ediyorum. Yok saymak, sessiz kalmak Türk basınına asla yakışmaz. Hepinize, düşüncelerimizi paylaşmanıza vesile olduğunuz için ayrı ayrı teşekkür ediyor, yarınki ikindi namazına müteakiben Bursa Emir Sultan Camii’nde şehit eşim Sinan Ateş ve bütün aziz şehitlerimizin ruhları için okunacak olan mevlid-i şerife; tüm sevenlerini ve siz değerli basın mensuplarını davet ediyorum. Adaletle kalın, Allah’a emanet olun.”

Editör: Habererk Haber Merkezi