Biz 50_70 yıllarında doğan çok sınavlardan başarı ile geçmiş bir neslin insanlarıyız.
Öyle çok şeylerle, sınanıp başardık ki dönüp baktığımızda kendimiz bile inanamadığımız oluyor.
Sıkı yönetimler gördük, hiç bu kadar sıkılmadık. Bilinmeyenden korkmadık. Sıkılmadan atlatmayı başardık.
Darbeleri atlamayı başardık.
Yoklıklarla birlik beraberlik içinde çıktık. Yoktan var etmeyi başardık.
Fedakarlığın ne olduğunu en iyi bilen biz yaş alanların yaşadıkları oldu. Dayanışmayı başardık.
Çileleri çektik elimizdekilerin kıymetini bilerek dayandık, başardık.
Yardım olduk, kol-kanat olduk sıkıntılarımızı beraber atlamayı başardık.
Neler, neler başardık, başardıklarımız sayfalara sığmaz.
Ama çocuk yetiştirmeyi BAŞARAMIŞIZ.
Evet ilk kez neydiği belirsiz, görünmeyen bir düşmanla şavaşıyor hepimiz ve de dünya.
Bize yaptıklarımızı ve yapamadıklarımızı yargılama, sorgulama fırsatı verdi belkide. Kesinlikle.
Öncelikle insanlığın neresinde olduğumuzun farkına vardırdı, umuyorum.
Nelere değer verip, neleri kaçırdığımız hesabını yapıyoruz.
Kendi değerlerimizin nasıl alaşağı edildiğini anladık inşallah.
Bizi birbirimize bağlayan bağları nasıl baltaladığımızı yeniden öğreniyoruz. Hemde çok acı bir şekilde.
Bizim büyüklere saygı, küçüklere sevgi en önemli değerlerimiz değilmiydi?
Onları sevmeyi öyle çok abartmışız ki SAYGI kelimesinin anlamını anlatmayı unutmuş olmalıyız.
Sosyal medya ve her yerde görüyoruz ki yaşlılara, atalarımıza saygıyı öğretmemişiz demekki.
Belkide kendi yaşadığımız sıkıntıları onlar yaşamasın diye onları hayatın merkezine koyup kendilerini erişilmez olduklarını hissettirmişiz.
Her koşulda önce onlar demişiz, ama bizim gibi olacaklarını, düşüneceklerini beklemiş olabiliriz.
Ama onlara hayatta bizlerde varız, bizimde bir hayatımız var dememiş, her şey sizin için demişiz, hata etmişiz.
Her şeyi önlerine sermişiz ki bizim yaşadığımız zorlukları yaşamasın istemişiz, ne ektikse şimdi onu biçiyoruz.
Beceriksiz, hazırcı, biraz bencil, az da kibirli, küstahlığı hakkı sanan, saygıdan haberi olmayan, sanal bir neslin toprağı olmuşuz da farkına varamamışız.
Görünmeyen bir virüs bize ayna oluverdi.
Elini su sabunla yıkamayı bilmeyen genç nesil, sokakta amcası, nesnesi, yaşında olan insanlara küstahça bağırıp, ağıza alınmayacak cümlelerle hakareti marifet sayıyorlar.
Halbu ki sokağa çıkmamaları onları korumak için. Yeni nesil bunu yanlış alğıladı galiba.
Yaşlılar hastalık kaynağı değil, yasak ise onların sağlığını korumak için. Onlara olan saygıdan.
Yaşlıları korumak için.
(Bu ara Ülkü Ocaklarının yaşlılara hizmet kervanına katılan bütün gençleri alkışlıyorum)
Sap ile samanı karıştırdınız gençler desek, alt yazı geç diyecekler.
Hık biz çocuk yetiştirmeyi becerememişiz.
Koca koca okullar okutmuşuz, kariyerleri yaptırmışız ama değerlerimizi derslerden çıkarmışız.
Bu virüse teşekkür mü borçluyuz necim?