‘DEMOGRAFİYİ BOZMADAN TALEPLERİ KARŞILAMAYI HEDEFLİYORUZ’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, temaslarının ardından Batman'da iftar programına katıldı. Valilik tarafından organize edilen iftar programında Bakan Bozdağ’a Vali ve Belediye Başkanvekili Ekrem Canalp, AK Parti Batman Milletvekili Ziver Özdemir ve İl Emniyet Müdürü Köroğlu Kıraç da eşlik etti. Bakan Bozdağ burada yaptığı konuşmada, daha önce Van, Bingöl, Tunceli, Elazığ, Malatya, İzmir, Düzce, Simav depremlerinde yıkılan evleri söz verdikleri süresi içerisinde tamamladıklarını ifade ederek, "Önemli bir kısmını da süresinden önce tamamladık, teslim ettik. İnşallah bu deprem felaketinden sonra vatandaşlarımıza sunacağımız konutlarımızı da 1 yıl içerisinde tamamlayıp, hak sahiplerine teslim edeceğiz. Daha dirençli, daha dayanıklı deprem mevzuatına uyarlı, daha güvenli yaşam alanlarında insanlarımızın yaşamasını temin edeceğiz. Adeta yeni şehirler, yeni kentler kuruyoruz, oluşturuyoruz. Demografiyi bozmadan vatandaşlarımızın taleplerini en üst düzeyde karşılamayı hedefliyoruz” dedi.
‘HİZMETİN HEPSİNİ BİRLİKTE YAPACAĞIZ’
Kırmızı çizgilerini koyduklarını ifade eden Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız dedik. Biz ırkçılık yapmayacağız dedik. Biz din milliyetçiliği yapmayacağız dedik. Bu ülkenin her bir bölgesini, her bir ilini, ilçesini, her bir inanışını, her bir rengini ve dilini birlikte kucaklayacağız, hizmetin hepsini birlikte yapacağız. Bu anlayışla adım attık. Bütün beldelerde, köylerde hizmeti Edirne'den Batman'a, Kars'a kadar eş zamanlı başlattık. Köylerin çoğunda içme suyu yoktu, suların gelmesi. Kanalizasyon yoktu, kanalizasyonların yapılması. Yollar yoktu, yolların yapılması bu politikanın doğal bir sonucu olmuştur. Biz bölünmüş yol dedik ve Türkiye'nin bütün illerinde eş zamanlı bölünmüş yolu başlattık. Toplu konut dedik. Türkiye'nin bütün illerinde adeta yeni şehirler kurduk, Batman'ımızda dahil. Üniversite dedik. Türkiye'nin 81 iline üniversiteleri bu dönemde Batman dahil biz kazandırdık. Doğalgaz dedik. Türkiye'nin doğalgaz ulaşmadığı ilimizi bırakmadığımız gibi ilçelerinde de neredeyse tamamına doğalgazı bu dönemde biz götürdük. Hızlı tren, şehir hastaneleri, pek çok şeyi Türkiye'nin dört bir yanına birlikte yaptık. 20 yılda bu bütün değişimin altında yatan en önemli neden nedir derseniz, birçok neden var ama ben bir tanesine vurgu yapmak istiyorum. Bu nedenlerin başında siyasi istikrar, güçlü iktidar, iyi yönetim, bunun doğurduğu güven ve bunların Türkiye'ye kazandırdıkları vardır. Eğer bir ülkede siyasi istikrar olur, güçlü iktidar var olur, iyi bir yönetim ortaya çıkarsa, güven çıkar ve o ülkenin dört bir yanı şantiyeye döner. Bu ülkenin huzurunu, istikrarını bozmak için onca saldırı yapıldı. Hendek teröründen Gezi'sine, 17-25 Aralık'tan, 15 Temmuz darbe girişimine, dolar saldırısından daha nice saldırılara kadar nice oyun ve saldırıyla karşı karşıya kaldık. Rusya-Ukrayna savaşı, pandemi ve Suriye'de yaşanan kriz, göçler, bütün bunların içerisinden Türkiye'nin ekonomisi Allah'a şükür dimdik ayakta. Bugün bazı sorunlarımız var. Ekonomide daralmalar gördük. Fiyatlarda artışlar var. Şu kadarını söyleyeyim; biz geçmişte de dünya finans krizini yaşadık. Başkaca krizler de yaşadık. Onları Allah'ın izniyle dayanışma içerisinde, büyük bir tecrübe ve büyük bir cesaretle atlattık."
‘KÜRTÇE’NİN ÜZERİNDEKİ YASAKLARI TEK TEK BİZ KALDIRDIK’
Son 20 yılda pek çok önemli adımı attıkları gibi demokratikleşme konusunda da çok ciddi adımlar attıklarını kaydeden Bakan Bozdağ, şözlerini şöyle tamamladı:
"Kürt kardeşlerimizle ilgili çok önemli tarihi reformlara imza attık. Belki bu ülkede bizden önceki dönemlerde kimsenin konuşmaya cesaret edemediği şeyleri biz konuştuk, konuşturduk, tartıştırdık, yaptık ve Türkiye'nin gündeminden biz çıkardık. 3 Kasım 2002'de seçimden önce Batmanlılar, Diyarbakırlılar, bölge insanı bizden OHAL'leri kaldırın başka bir şey istemiyoruz demişlerdi. İlk icraatımız OHAL'i kaldırmak oldu. Süresini uzatmamak suretiyle OHAL uygulamalarına, yönetimine biz son verdik. On yıllardır ülkemizde süren red, inkar ve asimilasyon politikalarını biz bitirdik. Kan dursun, gözyaşı dinsin, ülkede huzur ve barış egemen olsun diye, çözümün farklı alternatiflerde mümkün olacağını göstermek ve başarmak için de her türlü eleştiriye göğüs gererek, önemli tarihi adımlar attık. Netice alamadık ama denedik. Kürtçenin üzerindeki yasakları tek tek biz kaldırdık. Rahmetli Ahmet Kaya Kürtçe şarkı söylemek istediğini ifade edince bugün Kılıçdaroğlu’nun etrafına çöreklenmiş olanların rahmetliye nasıl linç uyguladıklarını yakinen o dönemleri bilenler bilir. Şimdi bu ülkede Kürtçe şarkı, türkü, her türlü müzik, her türlü sanat, tiyatro oyunları oluyor mu? Oluyor. Dün mümkün müydü? Değildi. Ortaöğretim kurumlarına Kürtçeyi seçmeli ders olarak koyduk. Yükseköğretim kurumlarına Kürt dili ve edebiyatını bölüm olarak açtık. Kürtçe araştırma enstitüleri kurduk. Kürtçe öğretmenlik yetiştiren bölümler açtık. Kadrolar oluşturduk. Özel öğretim kurumlarında Kürtçe eğitimin önünü biz açtık. Davası, soruşturması olanın kendini Kürtçe savunmasının imkanını biz getirdik. Cezaevinde olanlar analarıyla kendi ana dilleriyle konuşamazdı. Konuşma yasağı vardı. Onu biz kaldırdık. Şimdi Ahmet Türk konuşuyor. Başkaları da konuşuyor. Memleketin hiçbir yerinde kendi ilinde dahi Kürtçe siyaset yapamaz, Kürtçe propaganda yapamazdı. Kürtçe siyaset yapmanın, Kürtçe siyasi propaganda yapma hürriyetini bu ülkeye biz getirdik. Şimdi kalkıp öte yandan konuşuyor. Diyor ki: AK Parti'ye oy verirse şöyle olur, böyle olur diye. Bütün Kürt kardeşlerimizi tehdit ediyor. AK Parti Kürt kardeşlerimize bugüne kadar konuşulamayan, konuşmaya insanların cesaret edemediği pek çok konuda tarihi adımları atarak en büyük gelişmeyi ve değişmeyi sağlamış cumhuriyet tarihinin en reformcu iktidarıdır. HDP ile daha yan yana aynı masada fotoğraf veremeyen, desteğini aldığı halde yan yana durup da biz ittifakız diyemeyen, Yüksek Seçim Kurulu’na götürdükleri ittifak beyannamesine HDP'nin imzasını arttırmaktan korkanlar, çekinenler bugün oylarına ihtiyaç varken, bu kadar korkak davrananlar yarın oylarını alınca dönüp bunların yüzlerine dahi bakmazlar. Bunların zihniyeti daha önce SHP ile o dönemin partileri ittifak yaptılar. Sonra da kollarına kelepçe taktılar. Sonra da parlamentodan hepsini attılar. Geçmişe şöyle bir baktığımızda bunlar bölgedeki insanların dertlerine derman olan değil, dertlerinin büyümesi için her şeyi yapan kadrolardır. Biz ülkemizin dört bir yanında temel hak ve hürriyetleri genişletirken bu bölgede de günün gündemi olan konuşulamayanları biz yaptık. Devlet güvenlik mahkemeleri var mı şimdi? Terörle mücadele kanunun 10. maddesine göre konulmuş ağır cezalar var mı şimdi? Biz ülkeyi demokratikleştirdik. Her alanda önemli gelişmeleri sağladık. Siz bize destek olduğunuz da duanızı ve desteğinizi arkamızdan eksik etmediğinizde Allah'ın izniyle bizim bu bölgede insanlarımızın her biri için daha yapacağımız çok işimiz var. 2 tane Erdoğan yok. Neyse o ve bugüne kadar bize öğütlediği şey şu; aldatmayacağız, aldanmayacağız. Yapamayacağımız sözleri vermeyeceğiz. Verdiğimiz sözlerin arkasında sonuna kadar duracağız. Riyakar bir siyasetin temsilcisi olmayacağız. Samimiyetin temsilcisi olacağız.”