Sadece Türkiye değil, dünya kamuoyu da “Bozkurt” tartışmasına kendisini fazla kaptırdı. Avrupa Futbol Şampiyonasında Türkiye çeyrek finalde, inşallah yarın (6/7/2024) gece yarı finale yükseliriz.
Peki Türkiye çeyrek finale nasıl çıktı? Favori gösterilen Avusturya’yı 2-1 yenerek…
Peki golleri kim attı? Milli futbolcumuz Merih Demiral.
Peki Bozkurt işaretini kim yaptı? Golleri atan Merih Demiral.
Merih, iki arada bir derede, size mi, bana mı, Avrupalıya mı, Asyalıya mı, Tosyalıya mı soracaktı nasıl sevineyim diye? İçinden geleni yapmış. Şimdiye kadar, zafer işareti yapanlara, işaret parmağını gösterenlere, Rabia işareti yapanlara, hatta göğsünde “haç” çizenlere kim ne dedi?
Burada bazı yabancıların ve yerli işbirlikçilerin Türk’ün sadece sembollerinden değil, varlığından, toprağından, bayrağından rahatsız olduklarını biliyoruz da Türklere ne oluyor?
Kripto aydınlara, okumuş cahillere ve okumamış kulaktan beslemelere bir önerim olacak. Hani şu meşhur “Google Amca” var ya, ona şöyle sorun. “Bozkurt ve Atatürk”, “Bozkurt işaretli Türk Kağanı heykeli”, “Para ve Bozkurt”, “Petrol Ofisi ve Bozkurt”…
Neler gördünüz neler, değil mi? Neymiş Türk ve Bozkurt binlerce yıl evvel de berabermiş…
Bakın size yakın tarihten başka bir bozkurt hikayesi anlatayım.
Sanırım Kahramanmaraş’ın, “Bayrak Tutan Bozkurt” konusunu çok azınız biliyordur. Ama eminim Sütçü İmam ismi bilinse de gerçek hikâyesini bilmeyenler vardır.
Sütçü İmam, 1871 Kahramanmaraş doğumlu. 1919’da işgal kuvvetlerine ilk kurşunu sıkan, Kurtuluş Savaşımızın sembol kahramanlarından. Mesleği İmamlık değil, adı İmam. Geçimini süt satarak sağlayan bir Türk...
Mondros Mütarekesi ile Osmanlı topraklarından, Antep, Maraş ve Çukurova bölgesi Fransızların işgalindeydi. Özellikle Ermeniler Türklere karşı mütecavizdi. Hani şu, iyi günde “Millet-i Sadık’a” olarak itibar gören ama Osmanlı yıkılırken “Millet-i Hıyanete” terfi eden Ermeniler.
31 Ekim 1919 Cuma günü hamamdan çıkan 3 kadını gören işgalcilerden bir asker; “Burası artık Türk memleketi değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez” diyerek kadınların peçesini açmak isteyince, Çakmakçı Sait müdahale etmek ister lakin açılan ateş sonucu ağır yaralanır ve şehit olur. Ardından Sütçü İmam silahını ateşler ve işgalcilerden birini öldürür, birisini de yaraladıktan sonra atına biner ve kaçar.
İşgal sonrası Sütçü İmam, Belediye’de görev verilerek mükâfatlandırılır. Henüz 51 yaşındayken 1922 yılında, bir törende top atışı sırasında kaza sonucu vefat eder.
İşgal yıllarında, 28 Kasım 1919 Cuma günü Maraş Kalesi'ndeki Türk bayrağı indirilerek yerine Fransız bayrağı asılmıştı. 1936 yılında da Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle o günün anısına Kahramanmaraş Kalesi’ne Bayrak Tutan Bozkurt Heykeli dikiliyor. Anıtın altındaki plakada ise “28 Teşrin-i Sani 335 (28 Kasım 1919) Cuma Günü Türk Maraş, Silah Gücü ile İnen Bayrağını İman Gücü İle Yeniden Dalgalandırdı" yazısı yer alıyor. Fakat bu heykel Atatürk’ün vefatı sonrasındaki yıllarda kaldırılıyor.
Yani anlayacağımız, “bozkurt” öyle her önüne gelenin diline pelesenk edeceği bir sembol değildir. Bozkurt, Türkün ve Türklüğün sembolüdür. Bu vesileyle, Kahramanmaraş Vali’sinden ve Belediye Başkanı’ndan “Bayrak Tutan Bozkurt” heykelinin aynı yere yeniden dikilmesini istemek ağır gelmez herhalde. Bekliyoruz efendim.
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun Bozkurt’un gerçek manasını bilenlere…