Barzani’nin Kürt bayrağı ile karşılanması sert tepkilere neden oldu. Bu,bazıları için Amerika’nın yeniden keşfi oldu. Böyle bir şey ilk defa oluyormuş gibi tribünlere dönüp bağırıp çağırarak güya tepki gösterdiler.
AKP uzun zamandan beri Barzani yönetimini destekliyor. Irak yönetimi ile Türkiye’nin arasının açılmasının nedeni de bu. Türkiye merkezi yönetimi atlayarak Barzani yönetimi ile bağımsız bir devlet gibi antlaşmalar yaptı. Kuzey Irak yönetimini uluslararası arenada meşrulaştıracak adımlar attı. Netice Irak merkezi yönetimi ile ilişkilerimizin bozulması oldu.
Tepkiler karşısında iktidarın savunmaları ilginçti. Kuzey Irak bayrağını Irak merkezi yönetiminin de tanıdığı,kullanılmasında bir sakınca olmadığı iddia edildi.
Bu savunmanın Özerklik statüsünün uluslararası hukuktaki pozisyonu ile alakasının olmadığını söylemeye gerek yok.
Özerklik tek taraflı irade ile verilen bir idari statüdür. Veren irade, geri de alabilir. Onun için Uluslararası hukukta Özerkliğin üniter yapıyla çelişmediğine dair sayısız yayın bulunuyor. Kağıt üzerinde özerk yönetimlere bölünmüş ülkeler üniter kabul edilmesine rağmen gerçek durum çok farklıdır. İşte İspanya’nın durumu. Katalonya ve Bask özerklikleri… Katalonya’da artık İspanyolca neredeyse hiç konuşulmuyor. Özerk yönetim İspanya’ya ait bütün sembolleri söküp attı. Defalarca bağımsızlık referandumu talep etti. Gayri resmi referandumda Katalonların yüzde 85’i bağımsızlıktan yana oy kullandı. Bask bölgesinde de özerklik ayrılma taleplerini gevşetmedi, aksine farklılıkları derinleştirmeye yaradı.
Uzağa gitmeye gerek yok,işte yanı başımızdaki Kuzey Irak. Kendi başına uluslararası antlaşmalar yapan,merkezi orduyu bölgeye sokmayan bir yönetimin artık merkezi yönetimle bir bağı olduğu veya o ülkenin üniter olduğu söylenebilir mi?
İşin bir diğer boyutu da, Özerk sistemlerin tamamında verilen yetkiler asla dış politikayı kapsamaz. Dış politikanın yürütülmesi,uygulanması tamamen merkezi yönetime aittir.Özerklik yereli ilgilendiren konularla sınırlıdır.Bir Özerk yönetim başkanına o ülkenin başbakanı muamelesi yapmak aynı zamanda o ülkenin iç işlerine müdahale olarak kabul edilir.
Meseleyi daha somutlaştırmak gerekirse yukarıdaki örnekler ışığında şunlar söylenebilir. Mesela, ABD eyaletlerden oluşmuştur.Federatif bir sisteme sahiptir.Bağımsız devletler toplanarak bir birlik oluşturmuşlardır. Onun için adı Amerika Birleşik devletleridir. Buna rağmen hiçbir federe devlet veya eyalet yöneticisi dışarıda eyalet bayrağı ile karşılanamaz. Mesela, Teksas’lı yöneticilerin Teksas bayrağı ile karşılandığını düşünün,kıyamet kopar. Keza, Katalonya başbakanının İspanya bayrağı yerine Katalon bayrağı ile karşılandığını hayal edin. İspanya ile bütün ilişkiler kopar. İçeride verilen özerklik veya eyalet statüsü, dışarıda özerk davranmayı kapsamaz. Aksi halde bu Özerklik değil doğrudan doğruya bağımsız devlet statüsü olur.
Komşularla iyi ilişkiler yürütmek elbette önemli. Ama bunu yaparken uluslararası hukuka, merkezi yönetimlerin hassasiyetlerine ve atılan adımların ülkemizdeki yankılarına dikkat etmek de şarttır. On beş yıl önce Türkiye’nin Barzani’ye bakışı, bugün ki PYD’ye bakışı gibiydi. Bu kabulleniş, on yıl sonra Salih Müslim ve avenesinin de aynı hüsn-ü kabulü göreceği anlamına gelir. Bu, etrafımızı kuşatmak isteyen yapılanmaların cüret ve cesaretlerini artırır. Suriye ve Irak’daki her yapılanma Türkiye ve İran’ın toprak bütünlüğüne yöneliktir. Bölge ülkelerinin bütünlüklerini korumaları, birlikte hareket etmelerine bağlıdır.Barzaniye bağımsız devlet seremonisi yapmak, uzun vadede kendi içimizde de parçalanmaların psikolojik zeminini hazırlar.