2016 Yılı Türkiye için olağanüstü bir yıl oldu.
- Terör Saldırıları
- Başkanlık Tartışmaları
- Başbakan Davutoğlu’nun görevinden alınması
- HDP’lilerin tutuklanması ve PKK’ya karşı Operasyon döneminin başlaması
- 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü
- OHAL İlanı
- Bahçelinin ‘Başkanlık’ talebi
- MHP’de Kongrenin AKP tarafından engellenmesi
- Fırat Kalkanı Harekatı
- Rus Büyükelçisine Suikast
Her biri ayrı ayrı başlıklarda bir yazı konusu olan yukarıdaki gelişmeler, 2017 yılının 8 Ocak tarihinde Başbakan Binali Yıldırımın Barzani temasıyla ayrı bir anlam kazandı.
Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail tarafından desteklenen ve bölgede kürt devleti kurmak isteyen Barzani aşiretinin ve peşmergelerin ziyaret edilmesi, terör örgütü PKK’ya karşı verilen mesajlar düşünüldüğünde, Büyük Ortadoğu Projesinde yeni bir dönemin başladığını öngörebiliyoruz.
2016 yılı içerisinde Terör saldırılarıyla defalarca hedef alınan ülkemizin, 100 yıllık hesaplar çerçevesinde şekillendirilmek istendiği açıktır.
Bir zamanlar Habur’da PKK’lıları karşılayan, Öcalanı ‘Barış Elçisi’ gibi millete takdim eden, FETÖ örgütü Liderini kutsayan, Devlet Kadrolarında FETÖ ve PKK’lılara ciddi imkanlar sağlayan, Devlet olanaklarından FETÖ’ye ciddi maddi kazançlar veren siyasi iradenin, ‘Esed’ ’e yeniden ‘Esad’ demesine şaşırmalı mıyız ?
ABD-Türkiye ilişkilerinin bozulduğu görüntüsünü verenlerin, Rusya-Türkiye ilişkilerinin düzelmesine karşı bir suikast tertibinin veriliş şekli, 15 Temmuz Darbe teşebbüsünü Türkiye’ye önceden haber verdiğini söyleyen Perinçek grubu ve Rus muhattapları düşünüldüğünde, siyasi hesapların ve bölgede yaşanacak ciddi kırılmalarında işaretlerini vermiştir.
Hatırlayın Nisan ayında Başbakan Ahmet Davutoğlu görevinden alınmış, yerine Başbakan Binali Yıldırım atanmış, Türk Siyasetinde bir ilk gerçekleşmiştir. Bu ilk Türkiye’de alçak darbe teşebbüsünün başarılı olması halinde yaşanacak gelişmelerden çok farklı mıydı sizce ?
Seçilmiş , üstelik tek başına iktidar olmuş bir partinin Genel Başkanının, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başbakanının, Ahmet Necdet Sezer tarafından istifa ettirildiğini düşünün ? Herhalde ortalık ayağa kalkardı…
Büyük mağduriyet hikayeleri yazılırdı. Ama Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından bu eylem yapılınca, Davutoğlu unutulup gitti… Basın bu olayı sorgulamadığı gibi hemen sümen altı etmeyi de tercih etti.
Mayıs ayında HDP’liler tutuklanırken, yıllardır (Abd)ullah Öcalanı ‘Barış Elçisi’ gibi millete sunanların, HDP’nin İmralı tutanaklarında ‘’Tayyip Beyin başkanlığından yanayız.’’ İfadeleri yer alan Öcalanın aksine hareket ettiğine dair ikna operasyonları da şimdilik başarılı gibi gözüküyor.
Temmuz ayında FETÖCÜ darbe teşebbüsünün , Canlı Yayın kanallarını engelleyememesi ; Milletin sokağa dökülmesi ve Sayın Cumhurbaşkanının Uçağının İstanbul’a inerken, Eski Bakan Efkan Ala’nın uçağının Gürcistan semalarında duruma göre hareket eden iradesi, Kılıçdaroğlunun ‘’Kontrollü Darbe’’ tezini güçlendirmekte. Üstelik böylesine bir olayı enişteden öğrenmenin, dünya üzerinde hiçbir izahı yok.
Sonuç olarak 248 insanımız yaşamını kaybetmiş, OHAL’in ilan edilmesi ve ardından bölgede yaşanan gelişmeler doğrultusunda Fırat kalkanı harekatı başlatılmış , Suriye ve Irakta yaşanan gelişmelerin ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘’Başkanlık Sistemi’’ çıkışıyla, gündem ‘Başkanlık’ olmuştur.
Kısacası Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda Türkiye şekillendirilmiştir.
Tam da 2003 yılında ABD Dışişleri Bakanı Condolize Rice’ın ‘’Türkiye’de dahil 22 ülkenin sınırları, rejimleri değişecek.’ İsteğine uygun şekilde…
Ve yarın Türkiye Büyük Millet Meclisinde gerçekleşecek oylama ve bu oylama sonucunda çıkacak sonuç, önümüzdeki günlerde Türkiye’nin kaderini belirleyecek.
Bugün (8.1.2017) tarihinde Başbakan Binalı Yıldırım’ın BOP projesinin sözde Kürdistan bölgesini ziyaret etmesi, zamanlama açısından da yukarıdaki tespitlerimizi izah etmeye yetiyor.
Kim bilir ?
Öcalana şimdilik muhalif görünümlü tutuklu HDP’liler , bir bakmışsınız Referandum’da ‘Evet’ kampanyasına başlamış…
Çünkü şuan ki anketler %40’ın altında…
8 Ocak 2017