Bu hafta sizlere kadim Türklerde kutsal mekanları sembolize eden obooların Finike Alacadağ’da bulunan örneklerini tanıtacağım. Kelime, Altay Türkçesine Moğolcadan Budizm yoluyla geçmiştir. “yığın, top, küme, öbek; taş yığını, bilhassa çevresinde din törenleri düzenlenen mezar veya kurgan; tümsek; sınır işareti” şeklinde anlamlandırılmıştır. Abdulkadir İnan,“Eski zamanlarda Orta-Asya’da, değişik sülalelere ait koruyucu ruhların hüküm sürdüğü, dağ geçitlerinde ya da dağ sırtlarında bulunan, etrafında ibadetlerin yapılıp, kurban ve adakların sunulduğu taş yığınlarından oluşmuş tepe”anlamına geldiğini, ayrıca, Oğuzlarda “bir oba etrafında toplanan ve koruyucu bir ruha tapan aile” anlamında da bu kelimenin kullanıldığını ve ‘oba’ ile ilişkilendirerek, Eski Türkçeye ait bir kelime olduğunu ifade eder.
Bu örnekler göz önüne alındığında, kelimenin Türk lehçelerinde daha çok “ziyaretgah, mezar” gibi anlamlara geldiği ve kutsal ibadet alanını kutsal olmayan alandan ayırma gayesiyle oluşturulduğu görülür. Oboo taşlarla ilgili Atalarımız tarafından gerçekleştirilen uygulamalara dönecek olursak; yol üzerinde oboo’ya rastgelen yolcu, önce doğudan başlayarak oboonun etrafında döner ve yolculuğun huzurlu, bereketli geçmesi, amacına ulaşması için dua ederek oboonun ruhundan izin ve yardım talebinde bulunur. Ardından ekmek, süt,gibi ak (kutsal) nesnelerden oluşan saçısını saçtıktan sonra taş öbeğinin üzerine kendi taşını bırakır. Anlatılan pratikleri usulüne uygun olarak gerçekleştiren yolcu; yolculuğunun rahat geçmesini, yol boyunca başına olumsuz bir şey gelmemesini, herhangi bir aksaklıkla karşılaşmadan gidiş ve dönüşünü teminat altına almış olur. Eğer yolcu gerekli uygulamaları yerine getirmezse,dağ iyelerinin öfkelenmesine sebep olacak; değişik olumsuzluklarla, engellerle ve tehlikelerle karşılaşarak yolculuk amacını gerçekleştiremeyecek, sağ salim geriye dönemeyecektir.
Anadolu sahasında da dağlar, ırmaklar, taş yükseltileri ve ağaçlar kutsal sayılmakta ve bu yerlerdeki koruyucu ruhların varlığına inanılmaktadır. Antalya’mızdaki Türkmenlerin ve Yörüklerin Toros Dağları’nın taşlık-kayalık sivri ve ulaşılmaz doruklarını kutsal ve yüce sayarak onlara “dede” adını vermeleri Altaylar’ın yolculuk/oboo ritüellerini; Anadolu’ya ve eski Türk inanışlarına bağlayan pek çok örnekten sadece birkaçıdır.