Saadet Partisi'nin adayı Temel Karamollaoğlu oldu. Hayırlı olsun. İktidar adayını çok önceden belirlediği için propaganda çalışmalarına bir adım önde başladı. Muhalefetin önünde bir de 100 bin imza toplama süreci var. Seçime ancak ondan sonra yoğunlaşabilecekler. Bu da iktidar için bir avantaj. Zaten seçimin bu kadar erkene alınmasının arkasında muhalefeti hazırlıksız yakalama amacı yatıyor.
Bugün Türkiye'nin hangi noktaya geldiğini uzun uzun anlatmaya gerek yok. Temel hak ve özgürlükler yok edildi. FETÖ bahanesi ile OHAL uzatılarak yürütmenin tek elde toplanması, anayasanın askıya alınması sağlandı. Basın hürriyeti rafa kaldırıldı. Bütün gazeteler,bütün televizyonlar iktidarın tekeline geçti. Aykırı yayın yapan vergi memurları ile muhatap edilerek susturuldu. Aydın Doğan'ın medyadan çekilmesi boşuna değil. Teslim olmayana suçlama hazır;FETÖ üyeliği...
Yapılan düzenlemelere bakınca iktidarın neyi amaçladığını anlamak mümkün, adım adım Arap yönetimlerini andıran bir tek adam düzeni kuruluyor. Bunun dünyadaki başkanlık sistemleri ile bir ilgisi yok. Çünkü bütün başkanlık sistemlerinde kuvvetler ayrılığı güçlendirilmiş,sistemin tek adam düzenine dönüşmesi engellenmiştir. AKP iktidarı ise yargıyı tek adamın sopası haline getirdi. Büyük davalarda kimin tutuklanıp kimin serbest bırakılacağına artık yargıçlar karar vermiyor.
Böyle bir düzende insanların düşüncelerini, fikirlerini özgürce ifade etmelerine,yeteneklerini ortaya koymalarına imkan yok. Fikir özgürlüğü zedelendikçe o ülkede düşünce zenginliği de ortadan kalkar. Çünkü, herkesin aynı otoritenin siyasetini alkışlaması,yağlaması bir zorunluluk haline gelir. Arap ülkelerine bakın,Kral istediği kişinin mal varlığına el koyabiliyor,istediğinin hürriyetini kısıtlayabiliyor.İktidarın,gücün tek elde toplanması bu ülkeleri asla zenginleştirmedi, hala devletler liginin en altındalar.Üretim yok,bilimsel gelişmelere bir katkıları yok. Saltanatlarını korumak,ayakta kalmak için hep ABD'ye yaslanmak,ülkenin zenginliklerini ABD bankalarında değerlendirmek zorundalar. Sorsanız ,onlarda son derece bağımsız olduklarını söylerler.
Toplum bu gidişatı anlamasın diye İslami kavramlarla amaçlarını gizlemeye çalışıyorlar. İslam, kimsenin hukukun üstünde olmasına cevaz vermez. Bunun en basit misali Peygamber efendimizin kızı Hz. Fatma'ya hırsızlıkla ilgili söyledikleridir.Bugün iktidarı ve CB makamını denetleyecek hiç bir mekanizma yok. Belediyelerde sistematik rüşvete yargı müdahale edemiyor,çünkü bağımsız değil. Bu şartlarda gidilen bir seçimde muhalefetin eze eze seçimi alması lazım. Ama bu sistemin kurulabilmesi için muhalefetin bir kısmı da aynı merkez tarafından çok önceleri kontrol altına alınmıştı zaten. Milli devlet tasfiye ediliyor,o tasfiyede milliyetçi olduğunu iddia eden bir parti de var. Rahmetli Yazıcıoğlu'na bir ABD'li yetkili, 2015'ten sonra Türk siyasetinde milliyetçilerin olmayacağını söylemişti. Söylenenler tek tek gerçek oldu.
Şimdi bütün bunlar olmamış,yaşanmamış gibi iktidar demokrasiden,adaletten bahsederek toplumdaki arayışları kendine yöneltmek istiyor. Tarihimizde hiç bir zaman bu kadar kadın tutuklu olmadı. İslami hassasiyetlerle FETÖ'ye giden bir çok insan mağdur edildi.Yargılamalarda adaleti tesis etmek değil,kin ve nefretleri tatmin etmek esas alındı.Elbette suç işleyen kim olursa olsun cezalandırılmalıdır.Ancak, bu -dini hassasiyetleri- bir suç unsuru haline getirecek tarzda olmamalıdır.Darbeciyi, örgütçüyü,dışarıdan emir alanı,askere,polise kurşun sıkanı cezalandır, ancak Allah,Peygamber denilerek kandırılanı da tefrik et. İktidar kendi yarattığı korku ortamının sorumlusu muhalefetmiş gibi daha demokratik bir düzen vaat ediyor. Demokrasiden ne anladıklarını artık toplumun büyük kısmı anlamış bulunuyor.
Toplumdaki şikayet konuları belli,en başta adalet ve demokrasi eksikliği.Ekonomide ciddi bir daralma ve elle tutulur bir kriz var. Muhalefet çok geç olmadan bu sorunları merkez alan bir demokrasi manifestosu yayınlamalıdır. Özellikle sn Akşener ve İYİ partinin bu konuda ön alması gerekiyor. Çünkü, Cumhurbaşkanlığının en iddialı adayı sn.Akşener. Toplum kendini rahatlatacak,hayallerine hitap edecek bir proje görmek istiyor. İYİ partinin muhafazakarlara hitap eden bir kanalı, bir konuşmacısı yok,bu eksiklik giderilmelidir. Seçimin kaderini biraz da AKP'den kopanların miktarı belirleyecektir. Onun için İYİ partinin muhafazakarlara yönelik dili olacak bir iki isimle seçim kadrosu takviye edilmelidir.