El öpme başlıklı yazım beklediğimden büyük ilgi gördü. Takdirden daha çok eleştiri aldı. Doğrusu bundan rahatsız değilim,bir parti tabanında bu kadar kesin pozisyon alınması iyi bir şey.Bu,İYİ parti aidiyetinin oluşmaya başladığının göstergesi.
Aslında hassasiyetlerimiz aynı, yazının amacı bu tip olayların köpürtülerek İYİ parti aleyhine sonuçlara sebep olacak noktaya taşınmamasıydı. Yoksa o tablodan haz almış değilim, bugün ülkücü hareket on parçaya bölünmüşse bunun sebebi kötü yönetimdir. Vebali de kişisel çıkarlarını toplum çıkarından üstün tutanlara aittir.Kongre sürecinde hepimiz ağır iftiralara maruz kaldık. Sn Akşener'in haklı olarak şekva ettiği gibi namusuna onuruna kadar dil uzatıldı. O sürecin en büyük zararlarını görenlerden biri benim, Gülen'e hakaretten aleyhime açılmış davalar olmasına rağmen kim tarafından,nasıl ve nerede organize edildiğini bildiğim isimsiz bir mektup yüzünden bir yıl boyunca yurt dışında sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldım. Hayatı acılarla geçmiş,ülkücülüğünden asla şüphe edilmeyecek başka arkadaşlarımız hapis yatmak zorunda kaldılar. Bunların elbette hiç birini unutmadık.
Hayatım boyunca bana sıkılan hiç bir yumruğu öpmedim,genç arkadaşlarıma da hep bunu tavsiye ettim. Bir el yumruk olup sizin için sıkılmışsa o el öpülmez. Töremizde büyüğe saygı esastır ancak büyük büyüklüğünü bilecek ki küçük de küçüklüğünü bilsin. Artık büyük diye bir şey kalmadı. Büyük denilenlerin söz konusu koltukları olunca nasıl küçüldüklerini hep beraber gördük. Büyük biziz, tabanda hiç bir şey beklemeden Türk-İslam ülküsü bayrağını zafere ulaşsın diye koşturanlardır. Büyük,aşını,ekmeğini,çocuğunun süt parasını davasına verenlerdir. Büyük, koltuk peşinde değil,Allah'ın rızası peşinde koşanlardır.
Bu tepkiler, İYİ parti tabanının milletvekillerini dikkatle takip edip denetleyeceklerinin göstergesidir. Denetleyen,sorgulayan,cezalandıran bir taban varsa orada çıkarcılık,fikri yozlaşma kolay kolay yol bulamaz. Taban çerçeve dışına çıkanı düzeltir. Tepkilerimiz de zaten bozgunculuk için değil,düzeltmek,doğrultmak,faydalı hale getirmek için olmalıdır. Yazının amacı da buydu. Aslolan tepkilerimizin işe yaraması,bir yanlışı büyümeden önlemesidir.
Bu yazıyı kaleme alırken yeni sistemin bakanları yeni açıklanıyordu. Lafla peynir gemisi yürümüyor,çok konuşuyor ama hiç çalışmıyoruz.Elli yıllık bir hareketiz, yetişmiş kadrolarımız,tertemiz tabanımız var ama ufuksuz,çapsız yöneticiler yüzünden bu ülkeyi yönetecek imkanı hiç elde edemedik. Önümüze çıkan fırsatlar bir bir heba edildi. Mücadeleniz ne kadar kutsal ne kadar büyük olursa olsun,eğer o mücadeleyi hedefine ulaştıracak bir kurmay zekası yoksa olduğunuz yerde sayar durur, enerjinizi boşa tüketmiş olursunuz. Çalıştık,çabaladık,koştuk,terledik, vurulduk,mahpus yattık,işkence gördük,asıldık,bir insanın yaşayabileceği her acıyı tattık ama bu ülkede ayak olmaktan öteye gidemedik. Çünkü,hareketin başına oturtulanların görevi de buydu,bizi ayak olarak tutmak daha yukarılara çıkmamıza engel olmak. İYİ parti ile ayak olmaya isyan ettik, sistem bütün imkanları ve maşaları ile üzerimize çullandı.Ama kararlıyız,er geç bu ülkenin şoför koltuğuna oturacağız. Amacımız,hedefimiz,gayretimiz bu olmalıdır.