Yerel Seçimlerden sonra İYİ Parti Olağanüstü Kongre kararı almıştı.
Sayın Akşener'in yeniden aday olacağına dair birçok spekülasyon yapıldı. Kongre tarihini çok erken bularak -adayların önünü kesmek,- hazırlıksız yakalamak istiyor denildi.
Önceki gün Akşener, aday olmayacağını açıklayarak bu iddiaların gerçek dışı olduğunu gösterdi.
Seçimlerde İYİ Partinin başarılı olmadığı doğrudur. Birkaç ay önce yüzde 10 oy almış bir partinin yüzde 3,77 düşmesi elbette tartışılacaktır. Tartışılmalıdır da. Zira kendisiyle yüzleşmeyen bir kadro ve hareket, hatalarını düzeltemez.
Bu seçimin tek başarısız partisi İYİ Parti değil, neredeyse otuz yıldır tek bir başarısı olmayan başka liderler de var. Nedense sadece sn Akşener'in istifa etmesi gündem edildi. Çünkü evvelden beri bir irade İYİ Partinin dağılmasını istiyordu. Ülkücüleri dağıta dağıta başarısızlığa mahkûm eden irade, İYİ Partide toparlanmasına, alternatif bir güç oluşturmasına tahammül edemedi.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Müstakil siyaset kararı doğru ama zamanlaması yanlıştı. Mahalli seçimlerden sonra dört yıl seçimsiz geçecek bir dönem başlıyordu. İYİ Parti, bu siyasetini o zaman uygulamaya koyabilir, yerel seçimlerden birçok belediye ile çıkarabilirdi. Üstelik masadan kalkma sürecinde yaşanan istifalar, İYİ Parti tabanının eğilimini göstermişti. Ortada böyle bir tecrübe varken tekrar aynı şeyi denemek tabanın duyarlılıklarını görmezden gelmekti. Seçim sürecinde eski müttefiklerle çatışmak yerine daha pozitif bir dil kullanılsa belki bu ölçüde bir gerileme olmayacaktı. Neticede, taban müstakil siyasete dönmedi, AKP karşıtlığını bu siyasete tercih etti.
Bu politika sadece sn Akşener'in kararı değildi. Karar Divan'da alınmış, çoğunluk iradesi bu yönde tecelli etmişti. Bu dönüşümü hatalı bulanlar gerekçelerini söyleyerek partiden ayrıldılar. Genel seçimlerde masadan kalkma ve sonra dönme kararları da ortak alınmıştı. Ama o karar ve kararlarda imzası olanlar, -kenara çekilerek- bütün sorumluluğu sn Akşener'e yıktılar. Önceki başarılar verilen emekler, çekilen çileler bir kalemde silindi.
Bir defa şu hakkı teslim etmek lazım, Akşener genel başkan olduktan sonra en çok gezen, en çok dolaşan en çok terleyen ve halkla yüz yüze gelen lider oldu. Tehditler aldı, mitingleri sabote edildi, kazandığı MHP kongresi alicengiz oyunları ile iptal edildi. Bütün olumsuzluklara rağmen yürüyüşünü sürdürdü, geri adım atmadı, Türk milliyetçilerine nefes alabilecekleri bir kanal açtı. Vedası böyle olmamalıydı, ama siyaset böyle bir şey, başarırsanız omuzlarda, başaramazsanız yerlerde ve hiç ter dökmemiş insanların dillerinde olursunuz. Bugün TV ekranlarında bilgiçlik taslayıp, "ben demiştim" havalarında olanların çoğu seçmenle bağı olmayan, konforunu bozup taşraya bir defa bile çıkmayan isimler. En çok onlar konuşuyor, onlar eleştiriyor.
Sn. Akşener'in çekilmesi ile şimdi İYİ parti bir yol ayrımında. Temennim, ülkeyi bu yağma siyasetinden kurtaracak, kalp noktası ülkenin birliği, demokrasi ve adalet olan, kollarını Türk milletinin tamamına açan bir liderlik ve siyaset anlayışının iş başına gelmesidir. Bu vesileyle bütün okurlarımın ve Gönültaşlarımın mübarek Ramazan Bayramı’nı kutlar, ıstırabını, acısını duyduğumuz konularda hayır kapılarının açılmasını, Doğu Türkistan, Filistin ve tüm ezilenlere de bayramın gelmesini dilerim. Bize bayram onlara gözyaşı olmamalı.