ABD tarihinde sadece bir Başkan Richard Nixon hakkındaki suçlamalardan dolayı görev süresi dolmadan başkanlığı bırakmak zorunda kalmıştır.
Hayatı yalanlar ve paranoya üzerine kurulu 20. yüzyılın en önemli siyasi figürlerinden biri olan Nixon’ın ibretlik öyküsü ve onun siyasi kariyerini bitiren Watergate skandalı sınırlandırılmayan bir gücün nasıl felaketlere yol açabileceğinin en tipik örneğidir.
Siyaset macerasının ilk basamaklarından itibaren sıra dışı bir tarzı vardı.1950 senato seçiminde demokrat rakibi hakkında komünist sempatizanı olduğuna dair belden aşağı vuruşlar yapınca siyasi kariyeri boyunca Tricky Dicky (Türkcesi oldukça argo) lakabı üzerine yapıştı.
1968 seçim kampanyasında Vietnam savaşını bitirecek, ayrıntılarını açıklamadığı gizli planının olduğunu söyleyerek iktidara geldi. Halbuki seçimleri kazanmak için Vietnam’la sürdürülen barış görüşmelerini bile sabote etmişti. Savaşı değil bitirmek kongreden gizli Kamboçya’yı bombalayarak Vietnam etrafındaki komşu ülkelere yaydı.
Savaşı nükleer silah kullanma tehdidinin bitirebileceğini düşünüyordu. Daha genç bir başkan yardımcısıyken Eisenhower’a Kore’de nükleer silah kullanılmasını önermişti. Yardımcısına; Bir fikrim var ben buna deli teorisi diyorum. Nixon komünistlere taktığı zaman dizginlenemiyor , eli sürekli nükleer bombaların düğmesinin üzerinde diye bir söylenti yayalım. Ho Chi Minh iki gün içinde Paris’e gidip barış için yalvarmaya başlar. …Nitekim nükleer silahları Vietnam’da gerçekten kullanma planları yapmış fakat 750 bin savaş karşıtı gösterici Washington’a doluşunca bu plandan vazgeçmek zorunda kalmıştı.
Vietnam savaşının en başından beri kazanılamayacağı yöneticilerce bilinmesine rağmen Nixon yönetimi halkı açıkça yanlış bilgilendirdi. Yönetimin halka söylediği yalanlar ve savaştaki askeri ve sivil kayıpları hafife aldığına dair ‘Pentagon Belgeleri’ medyaya sızdırıldı. Yüksek Mahkeme yönetimin ‘ulusal güvenlik ve devlet sırrı’ itirazlarına rağmen belgelerin yayınlanmasının engellenemeyeceğine hükmetti. ‘’Asla unutmayın! Basın düşmandır. Profesörler düşmandır. Kara tahtaya 100 kere yazın bunu’’ sözleri de Nixon’a aittir.
1960 seçiminde Demokrat parti Nixon’ın kendine has delice gülüşünün yer aldığı bir fotoğrafı
’’ Bu adamdan kullanılmış araba alır mısınız?’’ sorusu eşliğinde seçim kampanyasında kullandı. Bu fotoğrafla güvenilmez ve tehlikeli kişiliği ön plana çıkartılıyordu.
Vietnam savaşı nedeniyle popülaritesi dip yapan Nixon için Watergate skandalı siyasi hayatının sonu oldu.
Watergate isimli iş merkezinde ameliyat eldivenli 5 hırsız demokrat partiye ait bir büroya girerken polis tarafından yakalanarak tutuklandı. Olay basına intikal etti ve bu kişilerin Cumhuriyetçi Parti ile bağlantılı oldukları ve amaçlarının Demokratik Parti'nin telefonlarını gizlice dinlemek üzere mikrofonlar yerleştirmek olduğu ortaya çıktı. Başkan Nixon bu hırsızlığın arkasında olan bütün siyasetçilerin ortaya çıkarılması için adalet bakanını görevlendirdi. Adalet bakanı Archibald Cox isimli bir savcıyı soruşturma için atadı. Cox, Beyaz Saray'da başkanın bütün konuşmaların teybe alındığını öğrenerek bu bant kayıtlarının kendisine verilmesini istedi. Nixon bu isteği kesinlikle reddetti ve Cox'un görevden alınmasını emretti. Adalet Bakanı Cox'u görevden almayı reddedince Nixon bakanı istifaya zorladı. Yüksek Mahkeme savcıyı haklı bularak Nixon'ı bant kayıtlarını teslim etmeye zorladı.
Bu arada Kongre Başkan Nixon’ı görevden almak üzere soruşturma başlattı. Etrafındaki halkanın daraldığını ve siyasi desteğin kaybolduğunu anlayan başkan yargılanıp suçlu bulunması an meselesi olduğu için istifa etmek zorunda kaldı. İstifasıyla dünya belki de Japonya’dan sonra 2.nci bir atom bombası faciasından kurtulmuş oldu.
Yargılama sürecinde ortaya dökülen tapelerde Nixon’ın defalarca ‘muhalefetin itibarsızlaştırılması’ talimatları verdiği, başkanlığı şahsi ödüllendirme ve cezalandırmalarının enstrümanı gibi kullandığı ortaya çıktı.
Görevi bırakmasında özellikle Vietnam da milyonlarca insanın hayatına mal olan İnsanlığa karşı işlediği suçlar değil yasa tanımazlığı ve hakkındaki soruşturmaları engellemeye yönelik davranışları etkili olmuştur
İstifasından sonra kanunsuzlukla suçlandığında ‘’Başkan yaptığı zaman bu yasadışı olmadığı anlamına gelir’’ sözleri ne derece bir kafa yapısına sahip olduğunun en kısa özetidir..
Eski Başkanlardan John Adam ‘’Güç daima harika bir ruhu olduğunu ve tüm kanunlarını çiğnerken tanrı adına hizmet ettiğini düşünür’’ der.
Başkanlık sistemi tam bağımsız yargı, özgür ve cesur medya, bilinçli kamuoyu ve köklü demokratik parlamenter geleneklerle dengelenebilirse ideal bir yönetim tarzıdır. Dik duran bir adalet bakanı, işini hakkıyla yapan bir savcı sistemin çivisinin çıkmasını engellemişti.
Muhalefete acizane bir teklifim var; 1960 seçimlerinde Demokrat Partinin yaptığı gibi ışıl ışıl parlayan gözleri, çılgınca gülüşüyle bakan Nebatinin fotoğraflarını seçim propagandasında kullanın...''Bu adamın tavsiyesiyle yatırım yapar mısınız?'