Tavanda Heyecan var, Tabanda Heyecan Yok! Millet bir tarih yazacakır elbet! Genelde Heyecan var, Yerelde Heyecan Yok!...

Bu seçimin heycanı meycanı yok, Milletin cebinde yok kuruş, Zıvalıyor herkes müneccim sanki, Milletin adam akıllı bir kazancı yok, Bu şekilde devam ederse kaybetceksiniz kaçarı yok, Millete dair dair bir hedefiniz yok, Siyasi çıkarlar dışında bir temenniniz yok, İllegal legal bir düzeniz var projeniz yok, Bizler için yaptığnız bir şey yok.Bu milletinde bundan sonra size verecek oyu moyu yok.Desemde inanmayın biz severiz birilerini yüceltmeyi ve sorgusuz sualsiz onlara itaaat etmeyi bizim herşeyden önce eleştiri kültürümüz yok.

Bu gün yazıma ve satırlarıma başlamadan önce kalemimin mürekkebi bitmek üzereydi ki birilerininde bu siyasi araneda bitmek üzere olduğu gibi yukarıda ki kısa şiiir desem değil, makale desem değil, sözleri diyelim yazma gereği hissettim bir şarkıdan esinlendim aslında ama hayat ile hayaller arasında ince bir çizgi vardr ya işte bende o satırları yazarken hayaller ile hayat arasında ki o ince çizgide kaldım desem yanlış olmaz.

Aslında yazmak yazmak yine yazmak ve satırları kelimelerle doldurmak istiyorum. Ancak ne yazacağımıda inanın bilmiyorum. Bir kaç gündür düşünüyorum yazılmayan ne var diye öyle bir göz gezdiriyorum ama bir türlü bulamıyorum yazılanlar yazılmış yazılmayanlar ise yazıldığında korkusuzları bile korkutanların zulmüne maruz kalmaktan yorulduğumu anladım.

Bazı zamanlarda insana ilham gelir yazarsın öyle bir yazı olur ki gündeme düşer ulusal değerler ön plana çıkar. İnsanların aslında düşündüğü ama bir türlü dile getiremediklerini anlatırsın yazında herkes okur bir daha okur bir daha okur. Ben bu aralar siyaseti yazmaktan sıkıldım biliyorum sizde okumaktan sıkıldınız her ne kadar hemen hemen her gün içimizde olsada siyaset veya biz içerisinde olsakta zaman zaman farklı konulara değinmek farklı konuşarı işlemek gerekiyor en azından ben böyle düşünüyorum.

Yazdım yine yazdım yine yazacağım.

''ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR'' Kimsenin tekelinde değildir hele ki kimsenin babasının malı yada oyuncağı değildir.

Bir tarihte kaleme aldığım bir yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.

GÖRÜLMESİ GEREKENLER!

İnsanlar görmek istediği pencereden bakar ve görmek istediklerine. Burada asıl mesele nereye nasıl baktığınız değil? Niçin baktığınızdır.

Bir gün zengin bir baba oğlunu köye götürür.

Bu yolculuğun tek amacı vardır; insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. Çok fakir bir ailenin evinde iki gün geçirirler. Köyden oturdukları kente dönerlerken baba oğluna sorar; Evlat "İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?"

"Evet!"

Anlat bakalım evlat ne gördün ve ne öğrendin?"

Çocuk cevap verir.

"Şunu öğrendim:

Bizim evde bir köpeğimiz var,

… onlarınsa üç.

Bizim bahçede çok büyük bir havuzumuz var,

… onlarınsa sonu olmayan bir dereleri.

Bizim birkaç halımız var,

… onların yemyeşil, göz alabildiğince uzanan çimenleri.

Bizim görüş alanımız karşı apartmana kadar,

… onlarsa bütün bir ufku görüyorlar.

Çocuk sözünü bitirdiğinde babası söyleyecek bir şey bulamaz.

Çocuk ekler;

Baba "Teşekkürler, Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!''

Sormak istiyorum biz Turgutlu’da yaşanan olaylara nasıl bakıyoruz ve hangi gözle bakıyoruz?

Görmek istediğimiz pencereden mi? Yoksa öylesine mi…Yoksa..Gerçekten görmemiz gereken bir pencereden mi?

Şahsım adına konuşmam gerekirse ben bakılması gerektiği gibi her yönlü bakıyorum olaylara ve Turgutlu’da yaşananlara.

Tabi yazımda da belirttiğim gibi Türkiye'de yaşananlarada her yönlü bakıyor ve irdeliyorum. Herkes işini yapmalı yazar yazısını yazlalı, haberci haberini yapmalı, siyasetçi siyasetini, yargı mesleğin gerektirdiği Adaleti sağlamalı, esnaf esnaflığını vesair buna benzer bir çok iş dalını yazabilirim. Demem o ki siyasi talimatlarla devlet eliyle yapılan baskıları doğru bulmadığım gibi asla kabul de etmiyorum.

Bizler kimsenin kapı kulu değiliz, kimsenin oyuncağı da değiliz. Bizler Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı özgür iradesiyle düşünebilen düşündüklerini kaleme alıp bunu özgürce paylaşa bilme arzusu içerisinde olan insanlarız. Bizler vatanına Milletine bayrağına devletine canıyla kanıyla bağlı insanlarız. Velakin ayrıştırılmak kadar kötü bir şeyin olmadığını yüz yıllardır görüyor ve her birimiz iyi biliyoruz.

Bu topraklarda çok canlar heba oldu çok anaların yüreği yandı artık ağlama sızlanma dönemi değil birleşme birlik olma beraber olma dönemi yani biz bir isek güçlü biz beraber isek kuvvetliyiz.Önce ülkem sonra ben anlayışıyla hareketle olaylara yaklaşmak ve bunu evlatlarımızada bu şekilde aktarmak zorundayız. Bizim bizden başka kimsemiz yok. Bu böyle bilinmeli ve zihinlerimize iyiden iyiye kazınmalıdır.

Hayat ne garip biz yazıyoruz sizler okumuyorsunuz tabi istisnaları ayrı tutuyorum. Sözüm okumaktan, öğrenmekten,anlamaktan, anlatmaktan uzak olanlara neden? diye bazen soruyorum neden bir insan okumaz öğrenmez hayata neden kapalı kapılar ardından bakar diye düşünüyorum. Tercih meselesi olsa gerek saygı duyuyorum. Ama bir tavsiyede de bulunmak istiyorum hayat her şeye rağmen yaşamaya öğrenmeye değer. Atalarımız ne der. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp. Yani OKU OKU OKU dinimiz ve kuranı kerimde ne diyor OKU okumak öğrenmek kadar bu hayatta başka bir şeyin olduğunu düşünmüyorum.

Şimdilerde bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ülkemizde siyasi araneda özellikle bizim milletimiz takım tutar gibi parti tuttuğundan okumak nedir bilmediğinden bu yüzden konuları anlayıp idrak edemediğinden siyasilerin yapmak istediğini ayırt etmekte zorlanıyorlar. Farklı farklı haberleri yazıları söylemleri okumak tartmak irdelemek ve daha sonra da en doğru kararı vermek gerek.

Önümüzde bir seçim var evet işte bu yüzden her kişinin kendi analizi en doğru karar olacaktır. Ülkenin gidişatı ve kaderi doğru analiz ve doğru bir karar sonrası belirlenecektir.Bu günkü yazıma son vermeden önce bir şiir ve anlamlı bir söz ile noktalamak istiyorum.'Görelim Mevlam Neyler Neylerse Güzel Eyler' Hak şerleri hayreyler, Zannetme ki gayreyler, Haşim anı seyreyler,Hiç kimseye hor bakma, İncitme, gönül yıkma, Sen, nefsine yan çıkma...'Mevla görelim neyler, Neylerse güzel eyler' Diyelim herşeyin güzel olması dileklerimle yazıma son vereyim.

Bugünlükte benden bu kadar sizleri yaradana emanet ediyor.

Siz okurlarımı saygıyla selamlıyorum.