Daha önce de yazmıştım; tekrarlamakta yarar var; AKP iktidarına karşı demokratik mücadele kanalları açık olsaydı bu darbe olmayabilirdi. Kapalı mıydı ki diyenler olabilir. Kapalı değilse bile -mücadele imkanlarının minimize edildiği- bir gerçektir.Allah aşkına kaç tane muhalif kanal, muhalif gazete var? İnsanlar demokratik yollarla iktidarı değiştireceklerine inandıkları müddetçe- farklı yollara-baş vurma gereği hissetmezler. Darbeler bazen demokrasiden umut kesmenin sonucudur. Ülkeyi yönetenlerin halka bu umudu vermeleri gerekir. Özellikle muhalif unsurların,yarınından endişe edenlerin teskin edilmesi buna bağlıdır.
Bir yazımda AKP’nin ciddi bir muhalefete ihtiyacı olduğunu söylemiştim.Sebeplerimden biri buydu. Havuz yazarlarının MHP'deki liderlik yarışında Bahçeli'nin yanında saf tutarken, bunun hem etik hem de rasyonel olmadığını, güçlü bir muhalefetin siyasete denge ve denetim getireceğini, bunun da demokrasinin işlemesine yardımcı olacağını belirtmiştim. Gelinen nokta bu tespitlerimizin haklılığını ortaya koymuştur. Darbeci demek, demokrasiden umudunu kesmiş insan demektir. Ancak umutsuzluk böyle bir cinnete neden olabilir. Askere,polise,sivil vatandaşa bu kadar öfke ile saldırmanın başka bir izahı olamaz.
Sonucu ne olursa olsun, 15 Temmuz itibarıyla Türk demokrasisi ve Türkiye imajı büyük yara almıştır. Darbeciler kaybetti, demokrasi ve millet kazandı sözleri çok iddialı sözlerdir. Ortada o kadar tahribat,o kadar şehit, o kadar imaj kaybı dururken buna demokrasinin zaferi denilemez. Üstelik darbecilerin bir iki hata ile başarılı olamadıkları görülüyor. Bu kadar büyük oyla gelmiş bir iktidar bıçak sırtından dönüyorsa ortada bir başarı da,kurumsallaşmış bir demokrasi de yoktur.
Yine söylüyorum darbelerden kurtulmanın yolu sadece darbecileri tasfiye etmek,polisiye tedbirler almak değildir. Esas tedbir demokrasiyi işletmek ve kurumlaştırmaktır. Kimsenin ben kendimi ifade edemiyorum,ifade edeceğim kanallar(Tv değil) kapandı,eşit şartlarda yarışamıyoruz,muhalefet etme hakkımız elimizden alındı diyememesi lazım. Silahın yolunu kapatmak,söz ve diyalogun yolunu açmaktan geçer. MHP kongresi ile bir iktidar partisinin ne işi olabilir? Bırakın kim gelirse gelsin.Güçlü bir muhalefet sadece demokrasinin güvencesi değil,iktidarın da teminatıdır. O zaman kimse iktidar denetlenemiyor,eleştirilemiyor,alternatifi yok,sistem tıkandı,siyaset bitti, başka yollara bakalım diyemez.Meydan açık oldukça herkes içindekini döker,meydanı kapatırsanız herkes içine döker günü gelince de hiç istenmeyen öfke patlamalarına neden olur.
Türkiye büyük bir badire atlattı.Daha vahim sonuçlar ortaya çıkabilirdi. Darbeyi toplumun kararlılığından çok TSK'nın kurumsal direnci ve darbecilerin nedenlerini şimdilik bilemediğimiz yanlışlıkları engelledi. Dünyanın neresinde canlı yayında darbe izlenir? Dakika dakika,saniye saniye bir darbe teşebbüsünü izledik.Medyanın açık kalması,iktidarın vatandaşa ulaşması, askerin içinde mütereddit olanları meşru otoriteden yana geçirdi.Böylece polisine ,askerine silah çevirecek kadar kararlı bir kalkışma akamete uğratıldı.
Önümüzdeki günlerde olayın tüm yönleriyle aydınlatılması halinde daha net konuşabileceğiz.Bugün çok fazla analiz yapma imkanına sahip değiliz. Lakin,darbeye karşı olmak yetmez, daha önemli olan demokrasiden yana olmaktır. Darbe karşıtlığı demokrasi taraftarlığı ile beslenmiyorsa bu karşıtlık bizi doğru yerlere götürmez. Hele hele iktidar taraftarlığını, darbe karşıtlığı ile karıştırmamak lazımdır. Sokağa çıkanların gerçekten ne kadarının iktidarı desteklemek ne kadarının darbe karşıtlığı için çıktığı meçhuldur. Demokrasiyi işletmek yerine sokağa güvenmek her zaman iyi sonuçlar vermeyebilir...Onun için çare demokrasiyi kurumlaştırmak,farklı düşünenlerin nefes alacağı alanları tıkamamaktır.