Türk milliyetçiliğinin efsane lideri Başbuğumuz böyle demiştir.
CHP kuruluş itibariyle kurucusu Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılapları çizgisinde, Türk milliyetçiliğini esas alan tam bağımsızlıktan taviz vermeyen, unutulan eski tarihini araştırıp sahip çıkan ve Türk'ün milli sembolü bozkurtu simge edinen bir parti olarak kurulmuştu.
Atatürk'ün zamansız vefatı sonrası İsmet İnönü'nün genel başkanlığa gelmesiyle milliyetçilik çizgisinden gittikçe uzaklamış,milliyetçilik sadece 6 ok'tan biri olarak sembolik bir hal almıştır.
Alparslan Türkeş CMKP'de siyesete başlayıp genel başkanlığa gelince 1969 kongresinde partinin ismini MHP olarak değiştirmiş ve efsane Milliyetçi hareket Partisini kurmuştur.
Elbette Türkeş, Türkçü-Milliyetçi parti olarak kurulan ve Başbuğ Atatürk sonrası erozyona uğrayan CHP içinde mücadele edebilirdi ama Türkiye ve Türk'lük için önemli olan kurumlar değil, Türkiye Cumhuriyeti diyerek putlaştırmadan, saplanıp kalmadan, partisini kurmuş ve kurduğu parti altın harflerle Türk siyasetinde yerini almıştır.
Günümüzde tarih tekerrür etmektedir.Nasıl CHP Atatürk'ten sonra anlamını yitirmişse, MHP'de Türkeş'ten sonra yavaş yavaş ve çaktırmadan erozyona uğrayarak, Türkiye (Yunan işgali altındaki adalar, Üniter devlet ve parlementer sistem, misak-ı milli sınırlarımız içindeki taviz politikaları, Kıbrıs konusundaki taviz politikaları) ve Türk'lük konularında mücedeleyi bırakmış, şahıs ve ego eksenli,bir lider, kadrosu ve ben bilmem beyim bilir diyen saf anadolu kadını ağzıyla, liderimiz ne yaparsa kabul diyen bir seçmen topluluğu kalmıştır.
Ergenekon'u aşıp çıktığımız gibi, çıkıp kıtalara yayıldığımız gibi, yeni yollar açarak, yeni Ergenekon destanımızı yazmalıyız.