Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, katıldığı bir televizyon programında Milliyetçilik ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Yaycı, Milliyetçiliğin kimsenin tekelinde olmadığını, kendilerine Milliyetçiliği devlet öğrettiğini belirtti.
İşte Cihat Yaycı’nın Milliyetçilik ile ilgili açıklamaları:
Milliyetçilik hiç kimsenin tekelinde değildir, kimsenin tekelinde olamaz.
Hele bizim gibi adamlara kimse milliyetçilik öğretemez.
Sokakta öğrendiği milliyetçilikle bize kimse milliyetçilik satamaz.
Milliyetçiliği bize anamız babamızdan öte, 13,5 yaşımızdan itibaren milliyetçiliği bize devlet öğretti.
Hem de öyle bir milliyetçilik ki; devletin, vatanın, milletin ve bayrağın için düşünmeden canını vereceksin diye iliklerimize, beyinlerimize işledi.
Bu nedenle, sadece siyaset yapıp, maddi kazançlar peşinde koşanlar, bize milliyetçilik öğretmeye kalkmasınlar.
Biz, bildiğimizi söyleriz.
Kimseden de milliyetçilik dersi alacak durumda değiliz.
Milliyetçilik dersi almak isteyen varsa gelsin, biz ona anlatalım.
Milliyetçilik dersi,
Mavi Vatan haritasıyla,
Libya Anlaşmasıyla,
Montrö Sözleşmesi’nden elde edilen yıllık 3 milyar dolarla olur.
Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki hak ve menfaatleri savunmakla olur.
Kerkük’ü ve Musul’u savunmakla, Türkmenlere sahip çıkmakla olur.
Bugün, Suriye’de Araplardan sonra ikinci büyük etnik grup olan Türkmenlerden bahsetmeyeceksiniz, onları himaye etmeye kalkışmayacaksınız, Kerkük ve Telafer’den bahsetmeyeceksiniz ve tüm bu toprakları Barzani/Talabani’ye teslim edeceksiniz. Sonra da bunu bize milliyetçilik olarak yutturmaya çalışacaksınız.
Üstelik terörist başını Meclis’e çağırıp bizi dünyaya rezil edeceksiniz.
Sonra da ben ve benim gibilere “milliyetçilik dersi” vermeye kalkacaksınız.
Ben milliyetçi değilsem, siz hiç değilsiniz!
Kafamızı kesseniz, benim gibi bir milliyetçi, terörist başını Meclis’e çağırmaz, bunu kabul etmez.
Bu devletin yok olma projesidir.
Eğer bu projeyi “devlet aklı” olarak savunan varsa, çıksın, bu millete anlatsın.
Devlet bu kadar aciz duruma nasıl düşürülür?
Hapisteki bir terörist başını muhatap alır hale nasıl gelirsiniz?
Bu bir kabus gibi.
Şimdi bana “Devlet aklı var” diyen varsa, bu milletin karşısına çıksın ve arkasındaki planı açıklasın.
Eğer bu plan, 42 ve 66. maddeleri değiştirip federatif bir yapı kurmak içinse, bunun adı Büyük Ortadoğu Projesi’dir ve İsrail’e hizmet etmektir. Sonra da “Ben İsrail’e karşıyım” diyemezsiniz.
Hem iktidarı hem muhalefeti kınıyorum. Hiçbiriniz devlete sahip çıkmıyorsunuz. Bu kadar asker ve polis neden şehit oldu? PKK’nın şehit ettiği öğretmenler neden öldü?
Ana muhalefet partisi lideri, “Şehit ve gazi derneklerinden icazet aldım” diyor. Ama bu dernekler, kendilerinin aranmadığını söylüyor. Aranan da biz böyle şey söylemedik diyor.
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?
Devlet elden gidiyor.
Günlük siyaset ve koltuk uğruna ülkenin parçalanmasına göz yumuluyor.
Bugün eski HDP’li bir milletvekili çıkmış, televizyonda parmak sallayarak “Rojava’yı kabul edeceksiniz” diyor.
Aynı eski milletvekili çıkmış, “Silahla yapamadıklarımızı siyasetle yapacağız” diyor.
Daha ne desin?
Eğer bir siyasetçi çıkıyor, “Abdullah Öcalan Meclis’e gelip PKK’ya çağrı yapsın, serbest bırakalım” diyorsa, bu nasıl bir hukuk devletidir diye sormazlar mı?
40.000 kişinin katilini nasıl siyasi bir aktör haline getirirsiniz?
Açılım sürecindeki tüm bölücüler ve FETÖ’cüler bugün piyasada.
Eğer güçlüyüz, güçleneceğiz diyorsanız, Türkmeneli Devleti’ni kurun.
Suriye’de Türkmenlerin üzerinden ekmek yediniz, şimdi onları başkalarına mı teslim edeceksiniz? Türkmenler her yerde savaştı. Suriye’nin bir kısmının ve Türk yurtlarının YPG’ye teslim edilmesine göz yuman milliyetçi parti olabilir mi?
Anayasa’da, bölünmeye götürecek değişiklikler yapılması tehlikesi var.
Çıkın ve deyin ki: “Türkçeden başka ana dilde eğitim olmaz. Türk vatandaşlığı tartışılmaz.”
Uyan Türk milleti!
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkese sesleniyorum:
Uyanın!
Kardeş kavgasına dönüşmeden uyanın.
Irak’ı ve Suriye’yi parçaladıkları gibi bizi de parçalamaya çalışıyorlar.
Silahla yapamadıklarını şimdi siyasetle yapmaya çalışıyorlar.