Erken tanı önemli: 2-5 yaş arası çocuklarda lösemi riski daha yüksek

Biruni Üniversite Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Ömer Doğru, çocukluk çağı kanserlerinin %30’unu löseminin oluşturduğunu belirtti. 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Doğru, Türkiye ve dünya genelinde çocukluk çağı lösemisinin oranlarının benzer olduğunu söyledi. Çocuklarda en sık 2 ila 5 yaş arası görüldüğünü kaydeden Doğru, “Lösemi genellikle ailesel geçiş göstermez, ancak belirli genetik koşullar risk faktörü oluşturabilir” dedi.

Lösemi Belirtilerine Dikkat Edilmeli

Löseminin çocuklarda en yaygın görülen kanser türü olduğunu ifade eden Dr. Doğru, hastalığın erken belirtileri arasında ateş, halsizlik ve solukluk gibi genel semptomların yer aldığını, bu nedenle tanı konmasının zor olabileceğini belirtti. İştahsızlık, kilo kaybı, kolay morarma, kemik ve eklem ağrıları gibi belirtilerin de lösemide yaygın olduğunu ifade eden Doğru, ebeveynlere uyarılarda bulundu.

Tarımdaki Görünmeyen Tehdit Tarımdaki Görünmeyen Tehdit

Tanıda Kan Testleri ve Genetik İnceleme

Lösemi tanısı koymak için çeşitli yöntemler kullanıldığını söyleyen Dr. Doğru, tam kan sayımı ve kemik iliği biyopsisi gibi testlerle löseminin teşhis edildiğini belirtti. Doğru, genetik testlerle de kan hücrelerindeki kromozom ya da gen değişikliklerinin incelendiğini, görüntüleme teknikleriyle ise organ büyümelerinin araştırıldığını kaydetti.

Kalıtsal Faktörler Risk Artırıyor

Dr. Doğru, löseminin kalıtsal olmadığını ancak bazı genetik hastalıkların risk oluşturduğunu ifade ederek “Down sendromu ve Fanconi anemisi gibi genetik hastalıklar lösemi riskini artırabilir. Ayrıca radyasyona maruz kalma ve bağışıklık sistemi sorunları da risk faktörleri arasında” dedi. Lösemi vakalarının %95’inin akut lösemi olduğunu, en yaygın türün ise Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) olduğunu belirtti.

Tedavi Başarısı Yüksek

Modern tedavi yöntemleriyle çocuklarda lösemi tedavisinde başarı oranlarının %80-90 seviyesinde olduğunu ifade eden Dr. Doğru, Akut Myeloid Lösemi (AML) gibi nadir görülen türlerde sağ kalım oranlarının daha düşük olduğunu söyledi. Çevresel ve kalıtsal faktörlerin lösemide karmaşık bir rol oynadığını ifade eden Dr. Doğru, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının genel sağlık için koruyucu etkisi olduğunu belirtti.