Ülkede bir haftada gözlediğim tamda buydu.. İDRAK GECİKMESİ.... Sosyolog Mümin Sekman, bakınız ne güzel yazmış: Ülkemiz Ortadoğulu bir zihniyet tarafından, Ortadoğulu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.
Ortadoğululuk nedir bilir misiniz?
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur. -Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur. -İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.
-Müteahhit'i yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Üniversite'leriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur.
-“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur. -İmam'ları yüceltip, filozof'ları aşağılamak Ortadoğululuktur.
Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.
-Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur.
-Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur.
-Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğululuktur.
Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var” diye kendini avutmak Ortadoğululuktur.
-Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğululuktur.
-Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak Ortadoğululuktur. Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğululuktur .
-Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak Ortadoğululuktur.
Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyorsunuz, neden?
Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun beyninin yüzde 75'i dinle kaplıdır. Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır. Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar. Dinle ilgili olmayan pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur! Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı gibi bir şey. İronik bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiye'ye geliyor.
Türkiye'nin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırıyor. Tüm siyasi, sosyal ve ekonomik örgütlerimiz kuşatma altında. Kuşatmanın aracı olarak yerleştirilmiş çoğu aklı evvel insan, ne yaptığını bilmeden; Ortadoğu bataklığına doğru giden koşullarının taşlarını örer. Örgütteki işlevini, kaybetmemek için; dürüst, namuslu ve bilge insanları düşman gibi görür. Fırsatını buldukça onları ezer geçer. Hal buysa azıcık akliselim olsa; geleceğine ihanet ettiğini görür. Peki bu kuşatmayı yarması gereken; dürüst, namuslu insan bu durum karşısında ne yapar?
Muktedir olduğunu sandığı bu insanlara ya teslim olur ya da bu kirlilikten kaçarak kabuğuna çekilir. Çünkü Ortadoğululuk algısı böyle oluşturulmuştur. Hal buysa bunlarla erdemli ve kararlı mücadele içine girse durumu düzeltmek hiçte zor olmadığını görür.
Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum. Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görüyorum. Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar. Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder. Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?
Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım. Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası. Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim” notu.
Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!
Az gelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır: İdrak gecikmesi! Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor! "Coğrafya kaderdir" der, Ibni Haldun, bizim kaderimiz de idrak gecikmesi!" Mümin Sekman / Sosyolog. Ne dersiniz, kurtuluş mu yoksa çöküş mü başlamış?