Unutkanlık, zihin bulanıklığı, isteksizlik ile kendini gösteren beyin sisi/beyin sislenmesinin, Covid-19 sonrası daha sık görülmeye başladığı tespit edildi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Neşe Tuncer, nörolojik bir sorun olan beyin sisinin, başka bir deyişle zihin yorgunluğu hakkında bilinmesi gereken 4 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kafa karışıklığı, unutkanlık, odaklanamama, dikkatin ve konsantrasyonun sürdürülememesi, zihinsel işlevlerde eskiye göre yavaşlama ve problem çözme yetisinde güçlük gibi bilişsel belirtilerle kendini gösteren beyin sisinin, bir hastalık değil bulgular bütünü olduğuna dikkat çeken Tuncer, Covid-19 geçiren her 100 kişiden 30'unda beyin sislenmesi görüldüğünü, bu oranın 50’lere çıkabildiğini söyledi.
Özellikle düşük enerji veya yorgunluk, huzursuzluk, kaygı, sinirlilik, depresyon, uyku bozukluğu (uykusuzluk veya aşırı uykululuk), baş ağrısı, zihin bulanıklığı, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, dikkat eksikliği, odaklanma güçlüğü, motivasyon kaybı, isteksizlik ve kafa karışıklığı beyin sisi/beyin sislenmesinin en çok görülen bulgularını oluşturuyor.
BEYİN SİSİ KALICI OLMASIN
Beyin sisinin tedavisinin nedene göre yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Tuncer şunları söyledi:
“Öncelikle beyin sisine neden olan durumların araştırılması, varsa hormon bozuklukları ve vitamin eksikliklerinin tedavi edilmesi gereklidir. Covid-19 enfeksiyonu sonrası görülen beyin sisini önlemenin tek yolu, Covid-19’dan korunmak ve aşı ile bağışıklık sağlamaktır! Ayrıca sağlıklı beslenme, günde en az 7-8 saat kesintisiz, kaliteli uyku, olumlu düşünmek, stresi azaltmak, varsa depresyonun tedavisi, günlük düzenli egzersiz, açık havada yürüyüş, zihni çalıştıracak ama aynı zamanda keyif verecek aktiviteler yapmak, bilgisayar ve cep telefonunda daha az zaman harcamak, gün içinde mola vermeyi ihmal etmemek zihin berraklığını kazanmayı sağlamanın başlıca yollarıdır. Covid-19 ağır geçmemiş ve beyinde kalıcı bir yapısal tahribat yapmamışsa veya altta yatan nörolojik bir hastalık yoksa beyin sisi geçici oluyor. Ancak ileri yaş ve önceden bunaması olan hastalarımızdaki zihinsel kötüleşme kalıcı da olabiliyor.”
BEYİN SİSİNE SEBEP OLAN ETKENLER
Beyin sisinin; özellikle depresyon, kaygı bozukluğu, kronik yorgunluk sendromu, uykusuzluk, stresli yaşam, tiroit hastalıkları, B12 vitamini eksikliği, hormonal bozukluklar, menopoz, ağır kalp, akciğer ve sistemik hastalıklar ile bazı ilaçların yan etkisi olarak görülen klinik bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Neşe Tuncer, görülme sıklığının özellikle son yıllarda Covid-19 pandemisi ve Uzamış Covid Sendromu ile birlikte ciddi ölçüde artış gösterdiğini söylüyor. Prof. Dr. Neşe Tuncer; yapılan araştırmalara göre, Covid-19 geçiren her 100 kişiden, hastalıktan sonra en az 30’unda beyin sislenmesi görüldüğünü, bu oranın 50’lere çıkabildiğini belirtiyor.
COVİD ÖNEMLİ BİR GÖSTERGE
Beyin sisinin oluşmasında; kişinin bağışıklık mekanizmalarının virüse verdiği yanıt, hastalığın oluşturduğu iltihabi durum, damarsal faktörler ve beynin koruyucu sistemlerinin kırılması gibi pek çok neden üzerinde durulduğunu söyleyen Prof. Dr. Neşe Tuncer “Covid-19’u hafif bulgularla atlatan kişilerde de beyin sislenmesi görülebiliyor ve bazı şikayetler aylarca devam edebiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımıyla Sars CoV-2 enfeksiyonu geçirdikten sonra ilk üç ay içinde ortaya çıkan ve en az iki ay süren, başka bir nedenle açıklanamayan bulguları tanımlayan Uzamış Covid Sendromu’nun önde gelen bulgularından biri beyin sislenmesidir. Uzamış Covid Sendromu’nda bulgular 4-12 hafta sürebilir hatta altı aya kadar uzayabildiği gösterilmiştir.” diyor.