Aziz Okurlarım, asil ve alÎcenap Anadolu insanı, Mustafa Kemal’in önderliğinde bu cennet yurdumuzu; emperyalistlerin istilacı güçlerinden temizleyerek, Batının şımarık çocuğu Yunanlıları da denize dökerek, “NE MUTLU TÜRK’ÜM” diyenlerle, yıkılan imparatorluğumuzun yerine cumhuriyetimizi kurmuştur.
Hatırlayınız lütfen! Batı ve onun şımarık çocuğu Yunanistan, bütün Ege’yi işgal etmiş, Ankara’ya kadar da yaklaşmıştı. Osmanlıya zorla imzalatılan SEVR’i adım adım uygulamaya sokarak Anadolu’nun, orasını burasını işgal etmeye başlamışlardı. İtalyanlar Konya’mıza kadar gelmemişler miydi?
Bütün kötülükleri, işgalleri Mustafa Kemal önderliğinde Anadolu insanı bertaraf etmiş. Canını dişine takarak, göğsünü vatana siper ederek, mübarek kanını dökerek emperyalistlerden bu vatanı kurtarmıştı.
Cumhuriyetimiz, milli değerlerimizin temel taşları ile inşa edilmiştir.
Eşsiz güzelliğe sahip VATAN toprağımız, zengin MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ, dil birliğimiz, tarih şuurumuz, soyu-sopu belli TÜRK insanımız, Türkiye’mizin TEMEL taşlarıdır.
Cumhuriyet, bu vatanda tutunabilmek, kök salıp kalıcı olabilmek için devasa yatırımlar yapmıştır. Merinos, Nazilli, Hereke, Beykoz, Ereğli, Kayseri, Uşak Sümerbankları, Alpullu şeker fabrikaları gibi halkın temel ihtiyaçlarına cevap verecek milli müesseseleri üretime sokmuştur. Toplu iğne dahi yapamayan bir ulus, birden bire fabrikalarla tanışmıştır.
Cumhuriyetimiz, on yılda on beş milyon genç yaratarak, yerli malı tüketip para biriktirerek, İSRAF ekonomisini önleyerek, SALATANAT masraflarını bitirerek, ülkemizi demir ağlarla örerek, bugünkü adı IMF olan DUYUNU UMUMİYE’ye Osmanlı’nın borçlarını da ödeyerek; başı ve omuzları dik bir MİLLET oluşturmuştur.
Cumhuriyet burada sayamadığım daha pek çok işi başararak, “ haysiyetli toplum, onurlu millet olarak yaşamamızı sağlamıştır.”
“Yerli ye yerli giyin, yerli olsun her şeyin vatan benim diyorsan!!!” sloganlarıyla yerli üretimi kamçılayarak, bu ülke insanına göğsünü gere gere, “Ben TÜRKÜM” demeyi başarabilmiştir.
Cumhuriyet, adından da anlaşılacağı gibi cumhurdur, cumhurun malıdır. Onun öz be öz gözbebeğidir. Bugün varsak, kurum ve kuruluşlarımızla çevremizde bir güç isek bunu, cumhuriyete ve onun bizlere sağladığı olanaklara borçluyuz. Bunu kimseler ama kimseler göz ardı etmesinler.
Öyle ya da böyle bir şekilde cumhuriyetin başına geçenler, O’nu iyi idare edemediyseler, halka zulüm ettiyseler, halkın değerlerine saygı göstermediyseler cumhuriyetin ne suçu var?
Cumhuriyet sayesindedir ki, Anadolu insanı, Türk milletinin her bir bireyi, konumları elveriyorsa, milletvekili, bakan, başbakan, cumhurbaşkanı olma hakkına sahiptir. Cumhuriyet sayesinde Türk insanı okur-yazar oldu, hurafelerden, tekke ve zaviyelerin sapkınlıklarından kurtarıldı. Kula kul, şeyhe ya da dervişe köle olmaktan kurtuldu. Amma illa ben kul-köle olacağım diyenler varsa; Rabbim selamet versin.
Bugünküler artık ne yazık ki cumhuriyetimizin ilkelerinden uzaklaştılar, eğitim sistemimiz köksüz isyancılara dinimiz, ne olduğu belli olmayan cemaatlere teslim edildi.
Sonra da kalkıp Cumhuriyetin bize uygun olmadığı şikâyetinde bulunabiliyorsunuz.
El insaf, edep ya hu!
Cumhuriyet fazilettir, erdemdir; kulluktan vatandaşlığa, ümmetten millete geçiştir.
Cumhuriyet, bu milletin mayasına ve geleneklerine en uygun idare şeklidir.
100. yıl kutlamalarını öteleyen-kısıtlayan TRT ve yönetimini, Atatürksüz Çanakkale, Cumhuriyet kutlayan DİB ve yönetimini kınıyorum. O koltuklarda Cumhuriyet sayesinde oturuyorsunuz beyler!
Kıytırık gerekçelerle 100. Yılı gereği gibi kutlamamak bu necip millete saygısızlıktır. Oysa 100’cü yılı abidelerle, şiir, roman yarışmalarıyla, konferans ve söyleşilerle, uçaklarımızı, gemilerimizi, Boğaziçi köprülerimizi, kulelerimizi, kalelerimizi ışıklarla, sloganlarla süsleyerek, donatarak: asil Türk milletine yaraşır şekilde kutlamak gerekmez miydi?
“Beyler! Yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz” diyen ulu Önder ATATÜRK ve arkadaşlarını minnet ve şükranla anıyorum. Mekânları cennet olsun.