Dava adamlığı ve mücadele

Abone Ol

Dava adamlığı zor günlerde belli olur.

Dava adamlığı ile görev adamlığı ya da eleman olma vasfı çok ayrı şeylerdir. Bir davaya en büyük zararı dava adamlarının dışındaki, o davadan geçinenler verir. Yol arkadaşlarınız dava adamı olmaz ise dolayısı ile sizi yanlışa getiren ve sizin yanlışlarınızı savunan eleman oluverirler! Günümüzün en büyük sıkıntılarından biri budur!

Medeni ülkelerde bir yönetici hakkında bir iddia ortaya atıldığında onu onur meselesi yapar hemen istifa ederler. Hatta bazı ülkelerde durum daha katıdır. Bu yüzden intihar edenler çoktur! Zaten öyle yapmasalar da yaşadıkları topluluklar onları aklanana kadar dışlarlar! Bizde durum böyle değildir! "Benim hırsızım iyidir" anlayışı ile inadına olduğu yerde kalırlar!

Adalet, ekmek gibi su gibi insanoğlunun vazgeçilmezi iken bizde durum çok farklıdır. Bizim halkımızın getirildiği son durum siyasetçiden ekmek, su isterler ama adalet asla! Böyle olunca Türkiye'de adalet ve hukuk yerle bir olmuştur! Her on kişiden yedisi mahkemelere, yargıçlara kısacası adalet mekanizmasına güvenmediğini ortaya koymaktadır! Âmâ aynı on kişinin beşi adaleti, hukuku yok eden siyasetçilere oy vermektedir! Bu durum garabet içermekte olup izaha, analize muhtaçtır!

Rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş bundan 30 sene önce Yakacık'taki evinde bir sohbetinde bize ülkücülük nedir diye sorduğunda hepimiz farklı cevaplar verirken o bize; Adalet aramak, tesis etmek ülkücünün kızıl elmasıdır. Ülkücü adalet savaşçısıdır demişti. Bu gün ise geldiğimiz nokta itibarı ile ülkücüler ikiye ayrılmıştır! Birinci grup Sn. Bahçeli'nin yanında olan fikri istikametten kopup devlet milliyetçiliğine sarılmışlardır! Muhalif diye adlandırılan bizler ise sivil millet milliyetçiliğine inanan ve ona sarılan ülkücüler olmuşuz. Statükonun zaferi gibi gözüken kongre oyalama taktik ve hukuksuzlukların arkasında işte bunlar yatmaktadır!

Adalet savaşçısı sivil Türk milliyetçiliği ile tepeden inmeci, insanı yok sayan Devlet milliyetçiliği artık ayrışmıştır! Bir araya gelmemiz mümkün olsa da artık sağlıklı bir birliktelik asla olamayacaktır! Ben bu yüzden diyorum ki sonuna kadar mücadelemizi verelim, direnelim ama asla mücadelemizden vazgeçmeden millet yürüyüşümüz devam etsin. Biz kazandığımızda bu var olan durum yandaşı devlet milliyetçileri ayrılacaklarını, bizle beraber olmayacaklarını ta baştan ilan ettiler! Bahçeli bunun için aylar öncesi bu Meclis'ten 5'inci parti çıkacaktır demiştir. Şimdi bizi zorluyorlar 5. partiyi kuralım diye.. Biz direnir kazanırsak sizlere yemin olsun 5. partinin sahibi ve kurucusu bunu açıklayan Devlet Bahçeli olacaktır!