DAVUTOĞLU'NUN ARDINDAN...

Abone Ol

Muhtemelen bir kaç gün içinde gazeteler bu başlığı atarak, Davutoğlu'nun nasıl ayak oyunları ile yıldırıldığını,istifaya zorlandığını yazacaklardır.

Davutoğlu haftalardır Saray'a yakın gazetecilerin hedef tahtasındaydı. Reis'i dinlemediği, ipe un serdiği yazılıp çiziliyordu. Son MYK toplantısından evvel MYK üyeleri tek tek ziyaret edilerek imzaları alınmış,Davutoğlu'nun il başkanlarını atama yetkisi elinden alınmıştı. Bunun bir parti lideri için ne kadar onur kırıcı olduğunu söylemeye gerek yok. Elli kişilik MYK'da sadece 3 kişinin imzası alınmamış,bir iki kişide ıkınıp sıkılarak bunun partiye zarar vereceğini söyleyebilmişti.

Bardağı taşıran son damla Pelikan dosyası adı altında servise verilen iddialar oldu. İl Başkanlarını atama yetkisi elinden alınan Davutoğlu'nun bunu hazmedemeyip istifa edeceği hesaplanmıştı. Davutoğlu istifa etmeyince serbest atış emri verilerek her cepheden saldırı başlatıldı,Almancı,paralel,hain,iş birlikçi gibi ithamlar sağanak gibi gelmeye başladı. Sonunda ip koptu,Davutoğlu,bugünkü grup toplantısında adeta bir veda konuşması yaparak bırakacağı yönünde güçlü sinyaller verdi.

Davutoğlu gibi ilmiyeden gelen bir siyasetçinin sokaktan gelenlere karşı mücadele etmesi zordur.Bu tipler için iftira,yalan,her türlü şirretlik,şantaj,dosya hazırlamak, bir siyaset biçimidir. Bir koltuk kapmak için yapmayacakları rezillik yoktur.

Davutoğlu'nun direnemeyeceğine dair tahminim sadece ilim aleminden gelmesi ile ilgili değil,direnmeye çalışanların ne hale getirildiğini gördüğü içindir de. Bir cemaatten nasıl bir heyula çıkarıldığına tanık oldu. Bir zamanlar beraber yola çıkanların nasıl paspas edilip çiğnendiğini gördü. Bunları gören bir siyasetçi böylesine ahlaki olmayan bir savaşa kolay, kolay girmez,muhtemelen Davutoğlu'da girmeyecektir.

Bütün bu çatışmaların, aşağılanmaların sebebi;Saray'ın başkalık sevdası... Ülke, tarihinin en kritik sürecinden geçiyor, her yer kan gölü,terör örgütünün sloganları artık meclis çatısı altında atılıyor ama Saray ülkenin her yanında yankılanan şehit feryatlarına rağmen başkanlık sevdasından vaz geçmiyor. Davutoğlu bu dizginlenemez hırsın ülkeyi felakete götüreceğini gördüğü için başkanlık sistemine çok fazla taraftar olmadı. Akşener'in çıkışıyla siyasi dengelerin değişeceği korkusuna kapılan Saray düğmeye basarak Davutoğlu'nun tasfiye sürecini başlattı.

Olup bitenleri Saray'dan bağımsız düşünebilmek mümkün değil. F.Koru, bir mülakatında,bazı gazetecilerin 17/25 aralık sürecinde her gün Erdoğan'dan brifing alarak yazı yazdıklarını söylemişti. O gazeteciler bugün de talimatla yazı yazıyorlar.Erdoğan istemese kimse Davutoğlu hakkında tek satır yazı yazamazdı. Cemaat kötüydü, gitti,Arınç,Gül zaten kötü adamlardı.Şimdi Davutoğlu kötü adam oldu,yarın kim bilir sıra kime gelecek.

Siyasi tarihimizde hiç karşılaşmadığımız olaylar cereyan ediyor. Devlet çarkı ilk defa bir kişinin egosu için dönüyor.Kamu menfaatini gözetmek siyasetin önceliği olmaktan çıktı.Her şey tek adam düzenine göre tanzim ediliyor.

Davutoğlu akçalı işlere karışmadı,ihaleyle,ulufeyle işi olmadı. Ama başarılı bir siyasetçi olduğunu da söylemek mümkün değil.Bugün dış politikada yaşanan iflasın birinci sorumlusu Erdoğan ise ikinci sorumlusu Davutoğlu'dur. Erdoğan'a başta tavır koyamadığı,sınırlar çizemediği için de kaybetti. Keşke dirense diyeceğim ama bu tip politikacılar kolay kolay mücadeleyi göze alamazlar.Bu, kirli siyasetin daha az kirlenmiş olana karşı zaferidir. Önümüzdeki günlerde Türkiye'yi çok sıcak günler bekliyor.