Ülkemizin büyük bir bölümü deprem kuşağında yer alıyor. Bu nedenle depreme karşı hazırlıklı olmak hayati önem taşıyor. Deprem sadece binaları yıkıp can kaybına neden olmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlığımızı tehdit eden bir gaz olan radon gazını da ortaya çıkarıyor.
İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Karataş, depremde yerküre hareketleri ile yeraltındaki radyoaktif radium elementinin bölünmesi sonucu radon gazının oluştuğunu ve bu gazın akciğer ve kolon kanserine neden olduğunu belirtiyor. Karataş, depremin ardından depremzede ve görevlilerin maske takması gerektiğini vurguluyor.
Karataş'a göre, radon gazının raf ömrü 3.8 gündür ve bu süre zarfında solunum yoluyla vücuda girebilir. Bu nedenle depremin 4. gününe kadar maske takmanın önemli olduğunu söylüyor. Karataş, depreme karşı alınması gereken önlemler konusunda şunları öneriyor:
- Deprem öncesi binaların dayanıklılığını artırmak için gerekli tedbirleri almak
- Deprem sırasında panik yapmadan güvenli bir yere sığınmak
- Deprem sonrasında hasarlı binalara girmemek
- Deprem sonrasında maske takmak ve hijyene dikkat etmek
- Deprem sonrasında yetkililerin uyarılarını takip etmek
İstanbul Arel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Karataş şöyle bir açıklama yaptı:
“Depremin yapı kaynaklı yıkıcı ve öldürücü etkisinin yanında, depremde yerküre hareketleri ile yeryüzüne çıkan, deprem anında yeraltındaki katı Radium elementinin radyoaktif bölünmesi sonucu iki proton ve iki nötron kayıp ederek, radyoaktif radon gazını oluşturur, ortaya çıkan bu gaz deprem faylarından dışarıya çıkar. Radon radyoaktif bir elementtir bu gaz daha sonra polonyum ve bizmut ve kurşun elementlerine dönüşür. Bu ışınlar akciğer, mide ve kolon kanserine neden olurlar. Deprem anında çıkan radon gazının raf ömrü 3.8 gündür."